Gaziantep’in yaşayan tarihi olarak kabul edilen Yaşayan Müze Tarihi Gümrü Han’ı restore edildikten sonra hem turist ziyaretlerine açıldı hem de insanların geçimlerini sağladıkları bir yer oldu. Çünkü Han’ın içinde bez bebekçisinden, teşbihçisine, ebru sanatlarından, gümüşçüye kadar her türlü dükkanı bulmak mümkün.
Yaşayan Müze Tarihi Gümrü Han girişinde sol tarafta bulunan gümüş dükkanının işletmecisi Ayda Demirkan, dükkanda el emeği göz nuru yaptığı gümüşleri em yabancı hem de yabancı turistlere satıyor.
Osmanlı, üç boyutlu ve tel kari
ile çalışmalarımız var
Gaziantep’e gelen turistlerin gümüşe büyük rağbet ettiklerini belirten Demirkan, daha çok Osmanlı tarzı gümüşlerin satıldığını söyledi. “Gaziantep’te gümüş mağazası çok ama bu ürünlerin çoğu yurt dışından geliyor. İnsanlarda el emeği ile yapılanları istiyor. Biz de kendi yaptığımız ürünleri gösterince hemen alıyorlar. Osmanlı, üç boyutlu ve tel kari ile çalışmalarımız var” dedi.
Özel yaptığımız tasarımlar
rağbet görüyor
Gümüşün güzel takıların yapıldığı ince ve narin bir maden olduğunu kaydeden Demirkan, “Üstüne taşlarla şekil verilerek elle yapılıyor. Ama zor ve işçilik isteyen bir meslektir. Şu anda Gaziantep’e gelen turistler daha yoğun bir ilgi gösteriyor ve değişik ürün arıyorlar. Özel yaptığımız tasarımlar rağbet görüyor” şeklinde konuştu.
Ressamlarla çalıştığımız taş
üstü ürünlerimiz bulunuyor
Gaziantep’te gümüşçülüğün gelişmiş bir meslek olduğunun altını çizen Demirkan, “Gümüşü ilk işlemeye başladığınız andan son haline kadarki süreç insanı çok yoruyor. Bazı ürünler merceklerle çalışılıyor. Oyma çalışması da mercekle yapılıyor, çünkü çok ince işçilik istiyor. Ressamlarla çalıştığımız taş üstü ürünlerimiz bulunuyor. Yurt dışından gelen ürünlerde var, hepsi kendi işçiliğimiz değil” diye açıklama yaptı.
Merdiven altı yapılanlar
her zaman sahtedir
Sahte ve gerçek gümüşün ayırt edilmesinin zor olduğunu ifade eden gümüş dükkanının işletmecisi Ayda Demirkan konuşmasına şöyle devam etti: “Biz bile çok zor ayırt ediyoruz. Çünkü gümüşün içine metal katıyorlar, ürünlerde 925 ayar damgası olması gerekiyor. Çoğuna damga vurulmuş gibi yapıyorlar ama onlar yalancı damgalardır. Vatandaş alırken damgalara çok dikkat etmeli. Merdiven altı yapılanlar her zaman sahtedir, ama gümüş diye tartıyorlar ve metali gümüş diye satıyorlar. Aynı zamanlar sahtelerinin sağlığa da zararı var. Metal veya plastik olanlar nasıl deriye zarar veriyorsa gümüşlerde aynı etkiyi yapıyor. Ama saf altın veya gümüş kullanıldığında böyle bir şey olmaz.”
Gaziantepliler altını
her zaman sever
Gaziantepliler’in altını her zaman sevdiğinin altını çizen Demirkan, “Tabi ki elit tabaka ve gümüşün özelliğini ve değerini bilenler kullanıyor. Altını bütün kadınlar sever ama gümüşü daha bilinçli ve bilerek kullananlar bir çeşit yerine bir kaç çeşit alıyor. Biz daha çok dolar ile savaşıyoruz. Dolar yükseldikçe taş ve gümüş alımımız yükseliyor” diye konuştu. Hüseyin Karataş
Yaşayan Müze Tarihi Gümrü Han girişinde sol tarafta bulunan gümüş dükkanının işletmecisi Ayda Demirkan, dükkanda el emeği göz nuru yaptığı gümüşleri em yabancı hem de yabancı turistlere satıyor.
Osmanlı, üç boyutlu ve tel kari
ile çalışmalarımız var
Gaziantep’e gelen turistlerin gümüşe büyük rağbet ettiklerini belirten Demirkan, daha çok Osmanlı tarzı gümüşlerin satıldığını söyledi. “Gaziantep’te gümüş mağazası çok ama bu ürünlerin çoğu yurt dışından geliyor. İnsanlarda el emeği ile yapılanları istiyor. Biz de kendi yaptığımız ürünleri gösterince hemen alıyorlar. Osmanlı, üç boyutlu ve tel kari ile çalışmalarımız var” dedi.
Özel yaptığımız tasarımlar
rağbet görüyor
Gümüşün güzel takıların yapıldığı ince ve narin bir maden olduğunu kaydeden Demirkan, “Üstüne taşlarla şekil verilerek elle yapılıyor. Ama zor ve işçilik isteyen bir meslektir. Şu anda Gaziantep’e gelen turistler daha yoğun bir ilgi gösteriyor ve değişik ürün arıyorlar. Özel yaptığımız tasarımlar rağbet görüyor” şeklinde konuştu.
Ressamlarla çalıştığımız taş
üstü ürünlerimiz bulunuyor
Gaziantep’te gümüşçülüğün gelişmiş bir meslek olduğunun altını çizen Demirkan, “Gümüşü ilk işlemeye başladığınız andan son haline kadarki süreç insanı çok yoruyor. Bazı ürünler merceklerle çalışılıyor. Oyma çalışması da mercekle yapılıyor, çünkü çok ince işçilik istiyor. Ressamlarla çalıştığımız taş üstü ürünlerimiz bulunuyor. Yurt dışından gelen ürünlerde var, hepsi kendi işçiliğimiz değil” diye açıklama yaptı.
Merdiven altı yapılanlar
her zaman sahtedir
Sahte ve gerçek gümüşün ayırt edilmesinin zor olduğunu ifade eden gümüş dükkanının işletmecisi Ayda Demirkan konuşmasına şöyle devam etti: “Biz bile çok zor ayırt ediyoruz. Çünkü gümüşün içine metal katıyorlar, ürünlerde 925 ayar damgası olması gerekiyor. Çoğuna damga vurulmuş gibi yapıyorlar ama onlar yalancı damgalardır. Vatandaş alırken damgalara çok dikkat etmeli. Merdiven altı yapılanlar her zaman sahtedir, ama gümüş diye tartıyorlar ve metali gümüş diye satıyorlar. Aynı zamanlar sahtelerinin sağlığa da zararı var. Metal veya plastik olanlar nasıl deriye zarar veriyorsa gümüşlerde aynı etkiyi yapıyor. Ama saf altın veya gümüş kullanıldığında böyle bir şey olmaz.”
Gaziantepliler altını
her zaman sever
Gaziantepliler’in altını her zaman sevdiğinin altını çizen Demirkan, “Tabi ki elit tabaka ve gümüşün özelliğini ve değerini bilenler kullanıyor. Altını bütün kadınlar sever ama gümüşü daha bilinçli ve bilerek kullananlar bir çeşit yerine bir kaç çeşit alıyor. Biz daha çok dolar ile savaşıyoruz. Dolar yükseldikçe taş ve gümüş alımımız yükseliyor” diye konuştu. Hüseyin Karataş