Büro Emekçileri Sendikası, demokratik değerleri aşındıran uygulamalar sonucunda asıl kaybedenin kamu emekçileri, kamu emeklileri, asgari ücretliler ve toplumun geniş yoksul kesimlerinin olduğunu vurguladı
Şube Başkanı İsmet Karatay, ‘’Demokratik değerleri askıya alan bu hukuk dışı uygulamaların başta biz emekçiler olmak üzere bütün toplumun yoksullaşmasına neden olduğunun da altını çizmek istiyoruz. Böyle dönemlerde emekçilerin anayasal hakkı olan grevlerin yasaklandığı, hak talepli her türlü eylem ve etkinliğin bastırıldığını; iktidarın daha yakın zamanda iş insanlarına ‘Daha ne istiyorsunuz, haklarını arayan işçilerin grevlerini yasaklıyoruz’ dediği bir sürecin biz emekçilere dayatıldığını biliyoruz’’ şeklinde konuştu.
Demokrasi dışı örtük veya açıktan yapılan her türlü uygulamayı reddediyoruz
Bizler her ne ad altında olursa olsun uzun mücadeleler sonucunda elde edilen hakları ortadan kaldıran demokratik değerleri aşındıran ve ortadan kaldıran uygulamaları doğru bulmadıklarını sözlerine ekleyen Karatay, her kime, ne sebeple olursa olsun yapılan bu tür haksız ve hukuksuz uygulamanın aynı zamanda halkın hak ve özgürlüklerine de açık bir müdahale olduğunu belirtti. ‘’Demokratik değerleri aşındıran bu tür uygulamalar sonucunda asıl kayıp edenin biz kamu emekçileri, kamu emeklileri, asgari ücretliler ve toplumun geniş yoksul kesimlerinin olduğunu yaşadıklarımızdan biliyoruz. Onun için amasız ve fakatsız bu tür demokrasi dışı örtük veya açıktan yapılan her türlü uygulamayı reddediyoruz’’ ifadelerini kullandı.
Derin bir yoksulluğun içine itilmiş durumdayız
Karatay, ‘’Biz kamu emekçileri uzun yıllardır iktidarın uygulamış bulunduğu ekonomik politikalar ve iktidarla uyumlu hareket eden yandaş sendikaların toplu görüşme masalarında, iktidarın ücret politikalarına uyumlu hareket etmeleri nedeniyle derin bir yoksulluğun içine itilmiş durumdayız. Deyim yerindeyse iktidar ve iktidarla birlikte sendika adı altında bir araya gelen bir emek düşmanı politikalarıyla yoksullukla yıllardır test edilmekteyiz’’ tespitinde bulundu.
Ekonomik krizin bedelinin biz emekçilere ödetildiğine ilişkin haklı gerekçelerimiz var
İktidarın uzun yılladır IMF’siz milli bir ekonomik model uyguladığını iddia ettiğini ve etmeye de devam ettiğini aktaran Karatay, ‘’Başta biz kamu emekçileri olmak üzere, bu ülkenin işçileri, emeklileri ve dar ve sabit gelirlilerinin IMF politikalarına karşı çıkmamızın en temel gerekçesi, IMF politikalarıyla sıkı kemer sıkma programları uygulandığı; bizlerin dahili olmayan ekonomik krizin bedelinin biz emekçilere ödetildiğine ilişkin haklı gerekçelerimiz vardı. Peki buradan soruyoruz IMF olmadan uzun yıllardır milli bir ekonomik program uyguladığını söyleyen bu iktidar döneminde biz kamu emekçileri, emekliler, asgari ücretliler daha iyi bir hayat standardına mı kavuşuştu, bu iktidar döneminde bir elimiz yağda, bir elimiz balda bir hayat mı sürüyoruz. Bu soruların karşılığı tabi ki hayır, aksine her geçen gün daha derin bir yoksulluğa uyanmaya devam ediyoruz’’ açıklamasını yaptı.
Başkan Karatay, ‘’Yaşadığımız derin yoksullaşmanın arka planında demokratik değerleri aşındıran ve kendi ihtiyacına göre şekillendiren gücü kendinden menkul bir iktidarın var olduğunu, demokratik değerleri hiçleştiren bir iktidar anlayışının hak talepli bir yönetim anlayışından uzaklaşarak, başta biz emekçiler olmak üzere toplumun geniş kesimlerine yapılacak gelir artışlarını sadaka anlayışıyla ele aldığını yaşayarak öğrenmiş durumdayız’’ değerlendirmesinde bulundu.