Eğitim Sen Antep Şubesi, okullarda toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkati çekmek amacıyla okullarda ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ dersi yapacaktı. Fakat Milli Eğitim Bakanlığı, müfredat dışı diyerek ders yapılmasına izin vermedi
Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Gülfidan Özpolat, ‘’İktidarın artan kadın cinayetleri, çocuk istismarı, çocuk yaşta zorla evlilikler sorununu, kız çocuklarına ve kadınlara yönelik ayrımcılığı, şiddeti derinleştiren politikalarına her gün şahit oluyoruz. İktidarın bu uygulamalarına paralel olarak, MEB de ‘Maarif Yüzyılı’ eğitim müfredatı başta olmak üzere, dinci, gerici, ırkçı dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlarla imzaladığı protokollerle eğitimi kendi ideolojik görüşü doğrultusunda değiştirip dönüştürme çabalarını sürdürüyor’’ açıklamasını yaptı.
MEB’in suçlaması tamamen iktidarın siyasal-ideolojik çizgisini yansıtıyor
MEB’in, Eğitim Sen’in toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesindeki yaklaşımına yönelik asılsız suçlamalarının, bilimsel gerçeklerden uzak olup, tamamen iktidarın siyasal-ideolojik çizgisini yansıttığını kaydeden Özpolat, ‘’Eğitimi bir bütün olarak laik, bilimsel ve demokratik değerlerden uzaklaştırmaya, kadınların ve kız çocuklarının eğitimde ve toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olma mücadelesini baltalamaya, eğitimde özgür bireyler yerine, ataerkil normlara boyun eğen bireyler yetiştirmeye yönelik bir amaca hizmet ediyor. Oysa toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi, öğrencilerin adalet, insan hakları ve eşit yurttaşlık bilinciyle yetişmesini sağlayan temel bir unsur’’ dedi.
Çocuklarımız ve toplumsal yaşamın her alanı gericileştirme politikalarının hedefinde
Eğitim Sen olarak toplumsal cinsiyet eşitliğini, yalnızca akademik bir kavram olarak değil, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve demokratik eğitim anlayışının ayrılmaz bir parçası olarak gördüklerini sözlerine ekleyen Özpolat, ‘’UNESCO, Avrupa Konseyi ve birçok uluslararası eğitim kurumu, eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını temel bir gereklilik olarak kabul ediyor. Ancak MEB, bugünkü açıklaması ile toplumsal cinsiyet eşitliğini ‘Zararlı’ veya ‘Tehdit’ olarak göstermeye çalışarak, bilimsel bilgiye dayanmayan bir yaklaşım sergiliyor. MEB’in, Eğitim Sen’in önerdiği toplumsal cinsiyet eşitliği derslerine karşı geliştirdiği tehdit ve çarpıtma dolu ifadeler, kadın-erkek eşitliğini hedef alan ve geleneksel cinsiyet rollerini mutlaklaştıran bir bakış açısına dayanıyor. Öyle ki yandaş sendikalarıyla, ittifak içerisinde oldukları dini tarikat ve cemaatlerle önce çocuklarımız, sonrasında da toplumsal yaşamın her alanı gericileştirme politikalarının hedefinde’’ şeklinde konuştu.
MEB’in suçlayıcı dili toplum tarafından asla kabul edilmeyecek
Özpolat, ‘’Eğitimi, cinsiyetçi kalıplar içinde dar bir çerçeveye hapsetmek, çocukların gelişimine zarar verecek ve onları iktidarın baskıcı ve otoriter içerikte oluşturmaya çalıştığı toplumsal normlara mahkûm edecek. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, kadınların eşitlik özgürlük mücadelesini yok sayan, kadınları “kutsallaştırdığı ailenin” içine hapsetmeye çalışan iktidarın, Eğitim Sen’in yıllardır yürüttüğü toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini kriminalize ederek hedef alması oldukça manidar. İktidarın ve MEB’e bağlı bir müdürlük gibi çalışan yandaş sendikanın da MEB ile aynı dili kullanarak Eğitim Sen’e saldırması bizleri şaşırtmadı. Eğitim Sen, her koşulda bilimsel, laik ve demokratik eğitimi savunmaya devam edecek. MEB’in suçlayıcı dili ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan politikaları, toplum tarafından asla kabul edilmeyecek’’ ifadelerine yer verdi.
Her alanda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz
Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Gülfidan Özpolat, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’MEB’in bu gerici ve baskıcı tutumuna karşı durmak, tüm eğitim emekçilerinin ve demokratik kitle örgütlerinin sorumluluğu. Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir; özgür ve adil bir toplumun temelini ancak eşitlikçi bir eğitim anlayışı oluşturur. Eğitim Sen, bütün çarpıtma, suçlama ve tehditlere karşı toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edecek. Laik, bilimsel eğitimi, demokrasiyi, toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alan, haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında bulunduğumuz her alanda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.’’