ANASAYFA arrow right Güncel

Kız çocukları, çocuk yaşta evlilik, şiddet ve istismarın hedefi haline getiriliyor

Kız çocukları, çocuk yaşta evlilik, şiddet  ve istismarın hedefi haline getiriliyor
YAYINLAMA: 28 Ekim 2025 / 22.05
GÜNCELLEME: 28 Ekim 2025 / 22.05

Zonguldak’ın Çaycuma ilçesinde bir haftadır kayıp olan 16 yaşındaki Hasret Akkuzu’nun cansız bedeni su kuyusunda bulunurken, 16 yaşındaki başka bir kız çocuğu karın ağrısı şikayetiyle hastanede doğum yaptı

Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Meclisi, yaptığı açıklamada, ‘Yaşanan bu iki olay, ülkemizde çocukların nasıl bir güvensizlik ortamında yaşadığını bir kez daha gösterdi’ ifadelerini kullandı.

Gerici ideolojik hedefler çocukların yaşamını tehdit ediyor

Eğitim Sen Gaziantep Şubesi Kadın Sekreteri Gülfidan Özpolat, ‘’Eğitimden uzaklaşan her çocuk, özellikle de kız çocukları, çocuk yaşta zorla evlilik, şiddet ve istismarın hedefi haline getiriliyor. Eğitim politikalarının çocukların gelişimi, güvenliği ve geleceği için değil; piyasa çıkarları ve gerici ideolojik hedefler doğrultusunda şekillendirilmesi, doğrudan doğruya çocukların yaşamını tehdit eden sonuçların ortaya çıkmasına neden oluyor’’ dedi.

Yaşamları tehdit altında

Bu olayların sadece bireysel bir trajedi değil, ülkemizde eğitimden sosyal politikaya, çocuk koruma sisteminden toplumsal cinsiyet eşitliğine kadar her alanda içten içe çürüyen ve çöken bir toplumsal ve siyasal düzenin sonucu olduğunu dile getiren Özpolat, ‘’İki kız çocuğu da son dönemde benzer biçimde yaşamını yitiren, istismara maruz kalan, çocuk yaşta doğum yapan diğer kız çocukları gibi örgün eğitim dışında kalmış, açık lise öğrencisi. Bu durum, çocukların örgün eğitim sürecinden koparıldığında nasıl savunmasız, güvencesiz ve yalnız kaldıklarının, yaşamlarının nasıl tehdit altında olduğunun en somut göstergesi’’ açıklamasını yaptı.

Piyasacı, dinci, gerici, cinsiyetçi eğitim politikaları çocukları korumasız bıraktı
Son yıllarda iktidar eliyle yürütülen politikalarla zorunlu eğitimin fiilen kısaltılmasının, çocuk yaşta “açık liseye yönlendirme uygulamaları, karma eğitim ile çelişen uygulamalar ve yoksul çocukların okuldan koparılmasının, çocukların eğitim hakkını olduğu kadar, yaşam hakkını da doğrudan tehdit eder hale geldiğini sözlerine ekleyen Özpolat, ‘’Devletin asli görevi, her çocuğun kamusal ve güvenli okullarda, nitelikli öğretmenler eşliğinde eğitim almasını sağlıyor. Ancak yıllardır uygulanan piyasacı, dinci, gerici, cinsiyetçi eğitim politikaları; laikliği, bilimi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini hedef alarak, çocukları korumasız bıraktı’’ şeklinde konuştu.

Özpolat, ‘’Eğitim, çocukları yaşamdan, toplumdan ve eşitlikten koparan değil; onları güçlendiren, koruyan, özgürleştiren bir süreç olmalı. Kamusal, bilimsel, laik, cinsiyet eşitlikçi ve anadilinde eğitim; yalnızca bir pedagojik tercih değil, “çocukların yaşam hakkını korumanın en temel güvencesidir”. Katledilen, 16 yaşında doğum yapan her kız çocuğu, bu ülkenin eğitim sistemine ve sosyal politikasına yöneltilmiş bir “suç duyurusudur”. Bu nedenle asıl sorumlular sadece failler değil, bu düzeni yaratan ve doğrudan çocukların yaşam hakkını tehdit eder hale gelen politikalar’’ değerlendirmesinde bulundu. Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *