ANASAYFA arrow right Güncel

“Su, geleceğin en kritik emtiası olacak”

“Su, geleceğin en kritik emtiası olacak”
YAYINLAMA: 15 Haziran 2025 / 16.44
GÜNCELLEME: 15 Haziran 2025 / 16.44

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ile Adana Büyükşehir Belediyesi iş birliği ile düzenlenen “Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” programında belediye başkanları, akademisyenler ve uzmanlar bir araya geldi.

Adana’da gerçekleştirilen program çerçevesinde; iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkileri, yerel yönetimlerin bu alandaki sorumlulukları, su verimliliği, iklim değişikliği, içme suyu ve atık su sorunları, su kanunu gibi konular değerlendirildi.

Programın açılış konuşmalarını TBB Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, TBB Encümen Üyesi ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer ile Birlik Genel Sekreteri Suat Yıldız gerçekleştirdi.

Karalar: “Su, Geleceğin En Kritik Emtiası Olacak”

TBB Başkan Vekili ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Karalar iklim krizine karşı yerel yönetimlerin daha etkin rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı. Karalar, “Ben çok yakın gelecekte dünyanın en önemli emtiasının su olacağını, 20-30 yıl içinde su savaşlarının başlayabileceğini söylemiştim. Küresel ısınmadan en çok etkilenen il Adana olduğu için TBB ile bu programı Adana’da yapmayı uygun bulduk.” dedi.

Dünya genelinde artarak devam eden çatışmalara dikkati çeken Karalar, “Bugün sabah İran bombalandı. Her gün dünyada insanlık dramına uyanıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözünün ne kadar kıymetli olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ne büyük bir dehaymış, ruhu şad olsun.” diye konuştu.

Türkiye’de son dönemde yaşanan siyasi gelişmelere de değinen Karalar, TBB ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu da dahil olmak üzere seçilmiş belediye başkanlarının tutuklanmasına tepkisini yineledi. “Biz hukuka, denetime, müfettişe karşı değiliz. Ancak iddianamesi olmayan, suçu belli olmayan insanların aylarca cezaevinde tutulmasına sessiz kalamayız.” diyen Karalar, tutuklu bulunan belediye başkanlarının özgürlüğüne kavuşmasını ve görevlerine dönmesini temenni ettiklerini belirtti.

Karalar: “Önlem almazsak dünya temiz suya erişemeyecek”

Adana’nın iki büyük nehre sahip olmasına rağmen iklim değişikliğinden en çok etkilenen illerden biri olduğunu da dile getiren Karalar, “Su sonsuz bir kaynak değildir. Son 1-2 yılda baraj kapasitemiz yarı yarıya düştü. Önlem almazsak 2030’da dünya nüfusunun yüzde 40’ı temiz suya erişemeyecek.” dedi. Kapalı sulama sistemine geçmenin artık zorunluluk haline geldiğini söyleyen Karalar, “Refüjleri artık vahşi sulamayla değil, kapalı sistemle suluyoruz. Türkiye güçlü bir ülkedir, bu yatırımı da yapabilir.” şeklinde konuştu.

Su israfını önlemeye yönelik çalışmalardan da söz eden Karalar, Adana genelinde kayıp-kaçak oranını yüzde 20 azaltarak 13 milyon metreküp su tasarrufu hedeflediklerini aktardı.

Seçer: “Türkiye su stresi yaşıyor”

TBB Encümen Üyesi ve Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer konuşmasında, Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığına dikkati çekerek su yönetiminin dünyanın en temel sorunlarından biri olduğunu belirtti. Sorunları, ‘Tarım, sanayi, bilinçsiz su kullanımı’ olarak sıralayan Seçer, “Küresel iklim krizi var. Yağış rejimleri değişti, anormal bir hal aldı, bilimsel verilere, teamüllere aykırı yağmurlar olmaya başladı ama baktığınız zaman aynı tas aynı hamam her şey devam ediyor.” diye konuştu.

Geçtiğimiz kış mevsiminin kurak geçtiğine değinen Seçer, şehirlerde susuzluk başladığını anlattı. Seçer, su kullanımına yönelik Mersin’den örnekler vererek, “Biz planlamalarımızı bahçe sulamak için yapmıyoruz, gereksiz kullanım için yapmıyoruz. Kayıp ve Kaçakları hesaplıyoruz ama hesabımızın çok üstünde bir kayıp kaçak var. Onun için sistemde su yetmiyor.” ifadelerini kullandı.  

Seçer: “Hangi alanda otorite kimse onlarla çalışmak önemli”

Su yönetimi konusunda sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ve meslek odalarının katkı vermesi gerektiğinin, kararların birlikte alınmasının öneminin altını çizen Seçer, “Hangi alanda otorite kimse onlarla çalışmak, onları dinlemek, onlarla kenti yönetmek her açıdan önemli.’ dedi.

Mersin’de atılan adımları, yapılan projeleri anlatan Seçer, yerel yönetimler olarak üzerlerine düşeni yapacaklarını kaydetti.

Yıldız: “Su evrensel bir değerdir”

TBB Genel Sekreteri Yıldız da, programın yalnızca teknik bir paylaşım platformu değil, aynı zamanda çok paydaşlı su politikalarının değerlendirilmesi açısından stratejik bir zemin sunduğunu belirtti. Yıldız, “Su, sadece bir altyapı konusu değildir; sosyal, ekonomik ve çevresel boyutları olan, adaletli paylaşımı ve yönetimi gerektiren evrensel bir değerdir.” dedi. Yıldız, su yönetiminde merkeziyetçi değil katılımcı, tüketimi önceleyen değil korumayı esas alan, entegre ve kuşaklar arası adalet ilkesine dayanan bir yaklaşımın mümkün olduğuna inandıklarını vurguladı. Yıldız, “Bu buluşma, aynı zamanda somut çözüm önerilerinin geliştirilmesi ve birlikte hareket etme irademizin pekiştirilmesi açısından da önemli bir imkan sunuyor.” diye konuştu.  

Açılış konuşmalarında geçtiğimiz günlerde evinde geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek de anıldı. Konuşmacılar, baş sağlığı mesajlarını iletti.

Akademisyenler Su Yönetimi Politikalarını Değerlendirdi

Programın açılış konuşmalarının ardından, alanında uzman akademisyenler ve kurum temsilcilerinin katılımıyla panel ve seminer oturumlarına geçildi. 
Moderatörlüğünü Prof. Dr. Seval Sözen’in üstlendiği “Başka Bir Su Yönetimi Mümkün” başlıklı panelde, Türkiye’nin su yönetimi politikaları, su potansiyeli, su tahsisleri ve sektörel su dağılımı çok boyutlu olarak ele alındı. 

“Su kıtlığı küresel ölçekte bir sorun”

Panelde Çukurova Üniversitesinden Prof. Dr. Belgin Bayat bir sunum gerçekleştirdi. “Türkiye’de Su” başlıklı sunumda, dünya genelinde artan su talebi, iklim değişikliği ve kirliliğin su kaynakları üzerindeki baskısı ele alındı. Prof. Dr. Bayat, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun yüzde 40’ının su sıkıntısı çeken bölgelerde yaşayabileceğini belirterek, su kıtlığının küresel ölçekte ciddi bir çevresel ve sosyal sorun olduğuna dikkati çekti. 

Sunumda ayrıca Türkiye’nin yarı kurak iklim kuşağında yer aldığına ve coğrafi konumu itibarıyla su yönetiminin stratejik bir öneme sahip olduğuna vurgu yapıldı. İklim değişikliği, hızlı şehirleşme, sanayileşme ve tarımsal faaliyetlerin artmasıyla birlikte, ülke genelinde su kaynakları üzerindeki baskının giderek arttığı ifade edildi. Prof. Dr. Bayat, sürdürülebilir bir su yönetimi anlayışının benimsenmesinin artık bir tercih değil, zorunluluk haline geldiğini belirtti.

Çukurova’da İklim Değişikliği ve Su Yönetimi Masaya Yatırıldı

Çukurova Üniversitesinden Prof. Dr. Burçak Kapur da sunumunda Türkiye genelinde su kullanım randımanının yüzde 50 olduğunu, tarım sektörünün toplam su kullanımındaki payının ise yüzde 74 seviyesinde bulunduğunu ifade etti. Sunumda, Seyhan Havzası’nda yüzey suyu, kar depolaması ve yeraltı suyu potansiyelinde yüzde 30’a varan azalışların beklendiği, sıcaklık artışının 2 ila 3.5 °C arasında olabileceği ve toplam yağışlarda yaklaşık yüzde 25 oranında düşüş öngörüldüğü belirtildi. Sunumda, suyun verimli kullanımı, kapalı iletim sistemleri, yağmur ve kar suyu hasadı ile gri su kullanımı gibi önerilere yer verildi.

Çukurova Üniversitesinden Doç. Dr. Çağatayhan Bekir Ersü, su sorunun çözümü için önce enerji sorununun çözüme kavuşturulması gerektiğini dile getirirken, “Su yaşamın bütün değerlerini bir araya getiren bileşenlerden biri. Sadece tarım ve sanayi alanında suya bakılmaması gerekiyor. Yaşamın bütün değerleri ile iç içe olan bir yönetim şekline geçmemiz gerekiyor.” dedi. 

Panelde İklim Değişikliği Politika ve Araştırma Derneği Başkanı Dr. Baran Bozoğlu da yer aldı. Bozoğlu iklim krizinin bir gerçek olduğuna vurgu yaparak birbiri ile çalışan kurumlar arasındaki iletişimsizliğin kaldırılması gerektiğini belirtti. Ayrıca havza bazlı planlamanın önemine de değinen Bozoğlu her havzanın kendine has bir planlamasının olması gerektiğini ifade etti.

Uzmanlar Su Yönetimi ve İklim Değişikliğini Ele Aldı

Panelin ardından gerçekleşen seminer programında, su yönetimi ve iklim değişikliğiyle ilgili farklı konu başlıkları uzmanlar tarafından teknik sunumlarla aktarıldı.

Su Kanunu ve Taşkın Kanunu Taslakları

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) Genel Müdür Yardımcısı Bülent Solmaz, uzun yıllardır hazırlık aşamasında bulunan Su Kanunu ve Taşkın Kanunu taslaklarının son durumuna ilişkin bilgiler paylaştı. İlk kez 2011 yılında hazırlanan taslağın Ulusal Su Kurulu tarafından onaylanarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulma aşamasına geldiğine değindi. 

Adana ASKİ’den Su Kayıplarına Karşı Mücadele

Adana Su ve Kanalizasyon İdaresi (ASKİ) Genel Müdür Yardımcısı Emrah Kaplan, içme suyu temin ve dağıtım sistemlerindeki su kayıplarını azaltmak amacıyla son yıllarda yapılan kapsamlı çalışmaları anlattı. 2025 yılı nisan ayı sonu itibarıyla, yürütülen basınç yönetimi çalışmalarıyla arıza sayılarının ciddi şekilde azaldığını, yüzde 5 civarında suyun sistemde tutularak israfının önlendiğini ifade etti.  

MESKİ'den Su ve Atık Su Yönetiminde Kapsamlı Değerlendirme

Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi (MESKİ) Genel Müdür Yardımcısı Ali Yılmaz ise sunumunda içme suyu ve atık su alanındaki güncel sorunlara değinerek, dünya genelinde artan su kıtlığına dikkati çekti. Yılmaz, Türkiye’nin kişi başına düşen yıllık kullanılabilir su miktarının giderek azaldığını ve Türkiye’nin "su stresi" yaşayan ülkeler arasında yer aldığını vurguladı.

İklim Değişikliği Çerçevesinde Su Politikaları

Kaynak, Çevre ve İklim Derneği (REC) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Rifat Ünal Sayman, 2023 ve 2024 yıllarının Türkiye’de kaydedilen en sıcak ve en çok aşırı hava olayının yaşandığı dönemler olduğunu vurguladı. Pakistan ve Libya’daki sel felaketlerinin binlerce can kaybına, milyarlarca dolarlık zarara yol açtığını belirten Sayman, Türkiye’de de sıcaklık ve yağış rejimlerinde ciddi değişimlerin yaşandığını ifade etti.

Yerelde İklim Değişikliği ile Mücadele Uygulamaları 

Adana Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Daire Başkanı Zeynep Özen, belediyenin iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yürüttüğü yerel uygulamalarından söz etti. Şehirlerin dünya yüzeyinin sadece yüzde 3’ünü kaplamasına rağmen, kaynak tüketiminin yüzde 75’ine ve sera gazı salımlarının yüzde 80’ine neden olduğunu vurgulayan Özen, Adana’da belediyeye bağlı 14,7 milyon metrekarelik yeşil alanın yönetildiğini ifade etti. Park, rekreasyon ve refüj alanlarında akıllı sulama sistemleri, yağmur hasadı ve kurakçıl peyzaj tekniklerinin yaygınlaştırıldığı belirtildi.

İklim Kanunu ve Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları

Atatürk Üniversitesinden Prof. Dr. Doğan Dursun ise Türkiye’nin iklim mevzuatına dair kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Sunumda, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında yürürlükte bulunan üç ayrı İklim Kanunu’nun, 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda politika ve mevzuat altyapısını şekillendirmesi gerektiği de ifade edildi. 

Dursun, Türkiye’nin iklim değişikliğiyle mücadelesine yönelik yasal altyapısını ve yerel yönetimlerin rolünü ele aldı. Dursun, Yerel İklim Değişikliği Eylem Planları (YİDEP) yönetmeliğine yönelik değerlendirmelerinde ise uygulama kapasitesinin, yerel ihtiyaçlara duyarlılığın ve katılımcılığın artırılması gerektiğini belirtti.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *