ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Depremin zararını kentsel riskleri çözerek azaltabiliriz

Depremin zararını kentsel riskleri çözerek azaltabiliriz
YAYINLAMA: 04 Şubat 2024 / 17.04
GÜNCELLEME: 04 Şubat 2024 / 17.05

TMMOB Şehir Plancıları Odası Gaziantep Temsilcisi Şükriye Baysal, insan yaşamında olduğu gibi kentsel süreçlerde de, çeşitli dönemler ve yıldönümlerinin geriye bakmak, geçmişi değerlendirmek, çıkarılacak sonuçlarla geleceğe yön vermek için iyi bir fırsat olduğunu söyledi.

Doğu Marmara depreminin üzerinden 5 yıl gibi uzun bir zaman geçmesine karşın afet zararlarının azaltılmasına yönelik köklü önlemler alınmadığını, yine büyük kentlerde seller olduğunu, kar yüzünden hayatın durduğunu, Erzurum, Ağrı, Bingöl gibi kentlerde depremden dolayı can ve mal kayıpları yaşandığını hatırlatan Baysal, “Teknolojik afetlerle karşılaşıyor, yeni facialar bekleniyor ve yalnızca afet sonrası yaralar sarılmaya çalışılıyor. Kısacası her şey eskisi gibi. Sorunların üstesinden bildik yöntem ve araçlarla gelinemeyeceğini artık anlamalıyız” diye konuştu.

Afet riski yüksek alanlarda yürütülecek çalışmalar, bazı yenilik ve gereklilikler üzerine biçimlendirilmeli

Diğer taraftan, afet sorununun yalnızca yer seçimi ve sağlıklı yapı yapma boyutlarına indirgenemeyecek kadar çok boyutlu ve kapsamlı olduğunun görmezden gelinerek, kentlerimize yönelik risk ve açmazların çözüme kavuşturulmasının olanaklı olmadığını dile getiren Şükriye Baysal, “Bu anlamda afet riski yüksek alanlarda yürütülecek çalışmaların da bazı yenilik ve gereklilikler üzerine biçimlendirilmesi gerekmektedir. Kente yönelik bütüncül bir risk analiz-mikro bölgeleme ve tüm bunların üzerinden, “Şehir Plancıları” tarafından hazırlanması gereken “Sakınım Plancıları” sonucunda elde edilecek ve yine şehir plancılarının eş güdümünde yapılacak “Stratejik Planlar” ile yapılaşma süreçlerinin kurgulanması bu gerekliliklerin temel ifadesi olarak ortaya koyulabilir” diye konuştu.

TMMOB Şehir Plancıları Odası Gaziantep Temsilcisi Şükriye Baysal, “Ülkemizdeki planlama ve paylaşma süreçlerinde köklü ve yaşamsal bir yenilik tanımlayacak böyle bir yaklaşımda; yerbilimsel veriler, geçmiş hasar bilgileri ve kentsel risk analizleri sakinim planının çıktılarını oluşturacaktır. Böylece kent parçalarının “tasfiye-yenileme-sağlıklaştırma ve dönüşümüne yönelik kararlarda, kent bütünü içerisinde “bölgelenerek” verilebilecek ve sadece sorunlu riskli kentsel yerleşik alanlara ilişkin değil, yeni yapılaşacak alanlar için de çözüm açılımları geliştirebilecektir” dedi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *