ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Erkeklerin hakkını aramak için de masaya oturuyor

Erkeklerin hakkını aramak için de masaya oturuyor
YAYINLAMA: 08 Mart 2024 / 10.31
GÜNCELLEME: 08 Mart 2024 / 10.31

Bazı alanlarda kadın-erkek eşitliği halen tartışıla dursun, çelişkiler ülkesi Türkiye’de erkeklerin haklarını aramak ve savunmak için 15 yıldan beri Tüm Bel Sen Genel Başkanlığı görevini yürüten Vicdan Baykara gibi güzel örnekler de var. Erkeklerin egemen olduğu sendikacılıkta yıllardır yürekli bir mücadele yürüten Baykara, “Erkeklerin dünyasında kadın genel başkan olmak zor” diye itirafta bulunuyor.

Emek ve kişisel çabayla başardı

Türkiye’de kadın sendikacı olmanın zor olduğunu, ancak birilerinin zor da olsa bu görevi başkasından beklemeyip kendisinin yapması gerektiğine inandığı için sendikal mücadelenin içinde yer aldığını belirten Tüm Bel Sen Genel Başkanı Vicdan Baykara, “Türkiye’de 80 sonrası sendikal süreci başlatanlardan biriyim. Sendika kurmak amacıyla kurulan sendika yürütme kurulumuz vardı onun da başkanlığını yürütüyordum. O üç kişilik komisyondu. Daha sonra bu komisyon Türkiye genelinde çalışma yürüttü. Burada Türkiye genelinde sendika kurulabileceğini ve üye olunabileceğini anlattık. 20 Aralık 1990’da sendikalarımızı kurduk. Kuruluşta da kurucu genel başkan olarak başladım ve 15 yıldır genel başkanlığını yürütüyorum” dedi.

Erkeklerin dünyasında kadın

genel başkan olmak çok zor

Emek ve kişisel çabayla erkeklerin dünyasında kadın genel başkanlığı yürüttüğünü belirten Baykara, “Sendikal dünyanın bir erkek dünyası olduğunu düşünürseniz ki öyle. Hatta erkek dünyası demek bile çok az kalıyor. Tabii ki erkek dünyasında kadının genel başkan olması çok zor. Gerçekten çok zor, pek çok olumsuzluklarla da karşılaştım. Belki yarışa erkeklerden bin metre geriden başlamıştım. Önce o bin metreyi koştum. Ondan sonra onlarla koşuya devam ettim. Bir kendi çabam bir de bizim belediye iş kolu çok daha fazla erkeklerin çalıştığı bir iş kolu. Delegelerin büyük çoğunluğu erkek. Onların da demokratik yaklaşımları oy vermeleri sonucu bu görevi yürütüyorum” diye konuştu.

Çalışanların lehine hiçbir

yasal düzenleme yapılmadı

Ülkemizde sendikacılığın çok zor olduğunu, insanları harekete geçirmenin ciddi bir emek istediğini, bunu kadın sendikacı olarak gerçekleştirmenin daha da zor olduğunu belirten Baykara, “Sendikacılık yapmak çok zor. Mevcut iktidarlar çalışanlara yönelik pozitif bir adım atmıyor. Şu anki iktidar açısından da bunu söyleyebilirim. Çıkarılan ya da tartışmaya açtığı yasaların çok büyük bir çoğunluğunu sermayeden yana çıkardı. Çalışanların lehine hiçbir yasal düzenleme yapılmadı. Bu nedenle iğneyle kuyu kazmak gibi bir şey sendikacılık. İnsanları ikna ediyorsunuz. Türkiye'de çok uzun zamandan beri insanlar kendi hakları konusunda bile çok hareketsiz ve atıl bir durumda. Kendi hakları konusunda atıl olan bir topluluğu harekete geçirmek, onları ikna etmek kendi haklarını anlatmak, haklarını fark ettirmek ve onları alana çıkarmak çok kolay olmuyor. Sendikacılık başlı başına çok zor. Tabii ki kadın sendikacılık iki kere daha zor.” şeklinde açıklama yaptı.

İnsanlar sindirildi

12 Eylül darbesiyle toplumun büyük bölümünün sindirildiğini, ne kadar harekete geçirmeye ve insanlara haklarını hatırlatmaya kalksalar da birilerinin bunun tersi yönünde düğmeye bastığını vurgulayan Baykara, “Gerek Kamu Yönetimi Kanunu ona paralel çıkarılan Yerel Yönetimler Yasası, Büyükşehir Belediyeler Yasası ve son olarak da çıkarılması düşünülen Personel Rejimi Yasası çalışanların aleyhine. Çağdaş dünyada emekten ve insandan yana kararlar alınması gerekirken, tam tersi iş güvencelerini ortadan kaldıran, onların bugüne kadar kullandıkları var olan tüm haklarını da elinden alan düzenlemeler yaygınlaşıyor. Ben AB’ye girişten yana biriyim. Ama AB uyum yasaları çerçevesinde, sendikal hakların, özgürlüklerin, mali ve sosyal hakların, siyasal hakların genişletilmesi gerekirken, tüm bunlar yapılan yasal düzenlemelerde yok edilmeye çalışılıyor. Mesela son yasal düzenlemede yine siyasal haklarımızı kullanmayacağımızı, siyasi partilere üye olamayacağımızı, grev yapamayacağımızı yazmışlar. Türkiye'de emekçiler ve özgürlükler açısından AB uyum yasaları çerçevesinde adımlar atılmıyor” diye konuştu.

Sendikal örgütlenmenin

önemi yeterince anlaşılmadı

Ülkemizde sendikal örgütlenmenin yeteri kadar benimsenmediğini, sendikalaşmanın önünün açılmadığını, ancak kendilerinin Tüm Bel Sen olarak ciddi bir mesafe kaydettiklerini belirten Baykara, “Tüm Bel Sen yetkili bir sendika. Belediye kolunda fazla üyeye sahip bir sendika, 3 yıldır toplu görüşme masasına belediyeler adına ben oturuyorum. Şu an Türkiye’deki tüm konfederasyonlar içerisinde üyeleri, tüm sendikalardan daha fazla. Yani kendi sendikamızın çalışmaları fena gitmiyor. Belediye iş kolu sıkıntılı ve özgün bir iş kolu, diğer iş kollarından farklılık arz ediyor. Diğer kamu çalışanları bankamatiği taktığı zaman maaşını alıyor. Ama bizim bütçelerimiz belediyeler tarafından yapıldığı için birçok yerde maaş ödememe sorunuyla karşı karşıyayız” dedi.

Kurumlar arasında ciddi anlamda ücret dengesizliği var

Kurumlar arasında ciddi anlamda ücret dengesizliği bulunduğunu anlatan Baykara, “Belediye çalışanları şu an en düşük maaş alan kesimi oluşturuyor. Çünkü kurumlar arasında ciddi bir ücret dengesizliği var. Bugüne kadar Milli Eğitim Bakanı gelmiş kendi personelini şu ya da bu şekilde korumuş, Maliye Bakanı gelmiş kendi personelini korumuş. Biz her ne kadar idari olarak İçişleri Bakanlığı’na bağlıysak da, mali olarak bütçelerimizi kendimiz yaptığımız için belediye tarafından maaşlarımız ödeniyor. Bu nedenle belediye çıkanları en mağdur, en düşük maaş alan kesimi oluşturuyor. Diğer iş kollarından çok fazla sorunlarımız var” diye konuştu.

Baykara, genel merkezde bir hukuk bürosu oluşturduklarını, hukuki sorunları olanlar adına burada görev yapan avukatların dava açıp işçilerin haklarını takip ettiklerini söyledi.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *