Belediye-İş Sendikası Şube Başkanı Koçer, işçi sınıfı arasında birlikteliğin şart olduğunu söyledi.
Türkiye’de işçi sınıfı arasında uzun zamandan beri kopukluk olduğunu, bu nedenle de sorunların üzerine gerekli şekilde gidilemediğini ileri süren Belediye-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Übeydullah Koçer, “İşçiler mutlaka birleşmeli birbirlerine destek çıkmalı, hal alma mücadelelerinde ortak hareket etmeliler. Ancak şekilde başarılı olurlar. Türkiye’de giderek artan işsizlik nedeniyle işçilerin zaman zaman özgür ifade etmekte güçlük çektiklerine dikkat çeken Koçer, “Bir seçim geliyor işveren hangi partiliyse işçi de o partiye oy vermek için zorlanıyor. Dolayısıyla mevcut işsizler ordusu işveren için yedek bir güç olarak görüldüğünden işçi üzerindeki bu olumsuz tabloyu bir türlü yıkamıyor. Yani bu korku nedeniyle işçi özgür iradesini bir türlü kullanamıyor. İşçiler arasındaki kopuklukta işvereninin bu tutumunu daha da güçlü kılıyor. Burada sendikacılara da büyük görevler düşüyor. Onların görevi sadece sözleşme imzalamak değil. İşçiler arasındaki bu birlikteliği sağlamalılar. İşçiler kendi sınıf mücadelesini vermek zorunda, sendika buna ön şartsız destek olmalı.”
Koçer, yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ücret artışları için ülke şartlarının göz önünde bulundurularak karşılıklı makul bir ücret üzerinde anlaşmaya gidilmesinin daha doğru olacağını sözlerine ekledi.
Türkiye’de işçi sınıfı arasında uzun zamandan beri kopukluk olduğunu, bu nedenle de sorunların üzerine gerekli şekilde gidilemediğini ileri süren Belediye-İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Übeydullah Koçer, “İşçiler mutlaka birleşmeli birbirlerine destek çıkmalı, hal alma mücadelelerinde ortak hareket etmeliler. Ancak şekilde başarılı olurlar. Türkiye’de giderek artan işsizlik nedeniyle işçilerin zaman zaman özgür ifade etmekte güçlük çektiklerine dikkat çeken Koçer, “Bir seçim geliyor işveren hangi partiliyse işçi de o partiye oy vermek için zorlanıyor. Dolayısıyla mevcut işsizler ordusu işveren için yedek bir güç olarak görüldüğünden işçi üzerindeki bu olumsuz tabloyu bir türlü yıkamıyor. Yani bu korku nedeniyle işçi özgür iradesini bir türlü kullanamıyor. İşçiler arasındaki kopuklukta işvereninin bu tutumunu daha da güçlü kılıyor. Burada sendikacılara da büyük görevler düşüyor. Onların görevi sadece sözleşme imzalamak değil. İşçiler arasındaki bu birlikteliği sağlamalılar. İşçiler kendi sınıf mücadelesini vermek zorunda, sendika buna ön şartsız destek olmalı.”
Koçer, yapılan toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde ücret artışları için ülke şartlarının göz önünde bulundurularak karşılıklı makul bir ücret üzerinde anlaşmaya gidilmesinin daha doğru olacağını sözlerine ekledi.