ANASAYFA arrow right 20 Yıl Önce

Kırım fazla olunca kalite beklenemez

Kırım fazla olunca kalite beklenemez
YAYINLAMA: 23 Kasım 2023 / 19.29
GÜNCELLEME: 23 Kasım 2023 / 19.30

Bayındırlık İl Müdürlüğünün 212 derslik yapımı için açtığı ihalede yüzde 54.4’lere varan kırım yapılması ve bu kırım oranıyla 127 derslik daha yapılabileceğinin açıklanması, dikkatleri inşaatlarda kullanılacak malzemenin kalitesine çevirdi. Bu kadar yüksek kırımların ardından, yavrularımızı emanet edeceğimiz okul inşaatlarının ne derece güvenli olacağı tartışma yarattı.

Sabah, konuyla ilgili olarak İnşaat Müteahhitleri Odası Başkanı Ünal Özdil ile görüştü. Yüksek kırımların önlenmesi ve kaliteli yapılaşmaya özendirme amacıyla çıkarılan ihale kanununun inşaat sektöründeki yüksek kırımları önleyemediğine dikkat çeken Özdil, “Türkiye’de ihale yasası değişti ancak zihniyet değişmediği için kırımlar eskiden olduğu gibi, hatta daha fazla olmaktadır” dedi.

Kanun değil zihniyet değişmeli

Ülkede zihniyet değişmedikçe kanunların değişmesinin çok fazla çözüm olmayacağını belirten Özdil, “Bundan önceki ihale yasasında bir bedel olmadığı için müteahhitler miktarlarını da bilmiyorlardı. Dolayısıyla hesap kitap yaparak bugüne göre biraz daha toleranslı kırımlar ve yüzdeler verebiliyorlardı. Kırımlar yüzde 35-40 arasında gidiyordu. Ancak son çıkan 4734 sayılı Kamu İhale Yasasında ihale bedeli konmuyor. Çünkü teminat miktarı belli olduğu için o iş için ne kadar para ayrıldığı bilinmekte, ayrıca da büyük bir ihtimalle bu yüzdeler de dışarıya bildirilmektedir. En önemlisi çıkan ihale bedelinden maliyetin ne kadar düşünüldüğü devlet tarafından bilinmektedir. İhalenin teminat miktarı belli olduğu için miktarın ne olduğu, ne olarak planlandığı ortaya çıkmış oluyor” diye konuştu.

Yüksek kırımla kâr elde etmek bir yana zarar söz konusudur

Yüksek kırımla alınan ihalelerden ve yapılan işlerden kalite beklenmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Özdil, “Müteahhitlerin, yüzde 54 kırım yaparak iş alıp bu işlerde kar elde etmeleri söz konusu değil. Ayrıca büyük bir kısmında bize göre zarar konusu. İnsanlar neden zararı bile bile alıyorlar diye sorarsanız piyasadaki pastanın daralmasından kaynaklanmaktadır. Son 6 yıldır inşaat sektöründeki gerileme devam etmektedir. Geçen yıl yüzde 12.3’tü, bu yıl inşaat sektöründe her ne kadar olumlu yönde sinyaller varsa da kesinleşmiş açılma denecek bir şey mevcut değil. Sıkıntı devam ediyor” şeklinde açıklama yaptı.

Yüksek kırımla sağlıklı iş hayal

İnşaat sektörünün içinde bulunduğu durgunluğun yüksek kırımlara ve kazanç gözetilmeden gözü kapalı iş alımlarına neden olduğunu belirten Özdil, “Piyasada işlerin kısıtlı olmasının yanında müteahhit, mimar ve mühendis sayısında korkunç artış söz konusu. Ancak iş bu oranda çıkmamakta. Devlet ihaleleri ve özel işlerde bir artış söz konusu değil. Bu bakımdan insanlar bir işim olsun da nasıl olursa olsun diyor. Kâr etmekten vazgeçmiş vaziyette. Hatta sırf prestij olsun diye iş alan firmalar da var.” dedi.

Pastadan pay alma yarışı halkın aleyhine işliyor

Pastadan pay alma ve yaşanan kıyasıya mücadele ayakta kalmak için verilen mücadelenin kalitesiz yapılara ve yapılaşmaya neden olduğunu söyleyen Özdil, “Ancak bütün olaylar pastanın daralmasından kaynaklanıyor. Pastadan pay almak isteyenler çoğalıyor, o payı almak için de kıyasıya bir yarış söz konusu. Yarıştan devlet karlı çıkıyor gibi görünse de uzun vadeli devletin karlı olmayacağı, aksine zararının olacağı anlaşılacaktır” dedi.

Gaziantep'te konut açığı değil, konut fazlası var

Gaziantep’te konut fazlalığı olduğunu, belediyelerin konut yaptırma yerine daha farklı hizmetlerle Gaziantep’e hizmet sunması gerektiğine dikkat çeken Özdil, “Toplu Konut İdaresi’nin açıkladığı rakamlarla Şanlıurfa’da 475 konut satışa çıkarıldı, sadece 17 konuta talep çıktı. Hakkari'de toplu konutun yaptığı konutlara hiç talep olmadı. İnşaat sektöründe bir açılma söz konusu değildir. Aksine bir daralma var. Kentimizde de konut açığı yok tam tersine konut fazlalığı var. Ancak son zamanlarda Büyükşehir Belediyesi ve ilçe Belediyesi yeniden 20-30 bin konuttan söz etmektedir. Bunu kimlere satacaklar, nasıl satacaklar bilmiyorum” diye konuştu.

İstihdama katkısı olmayacaktır

Konut sıkıntısı olmadığının farkında olan belediyelerin bunu istihdam sunma kılıfıyla halkın karşısına çıkardıklarını, oysa toplu konutların İstanbul, Ankara ve İzmir gibi donanımlı firmalar tarafından gerçekleştirilebileceğini, bu şekilde istihdama bir katkısının olmayacağını belirten Özdil, “Devletin yapacağı toplu konut Gaziantep ekonomisine hiçbir katkı sağlamaz. Çünkü bunu yapan müteahhitler daha geniş kapasiteli firmalar ve genelde Gaziantep’in dışından geliyorlar. Bunlar da ekipleriyle geldikleri için Gaziantep’te işsizliği önlemede ya da Gaziantep ekonomisine katkıda bulunacak herhangi bir pozisyon olacağını tahmin etmiyorum. Bir tek çalışan işçiler sebze ve meyvelerini Gaziantep’ten alırsa katkısı olur bunun dışında bir katkısı olmaz” şeklinde açıklama yaptı

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *