Suçlu kim ?: ( 3 )
Gazetedeki af haberi üzerine Sultan Ana düşüp bayıldı
Kader kurbanları çocuklarını kucaklayacak günü bekliyor
NURGÜL BALCIOGLU
İ.Ç. telli duvaklı gelin olamamanın ezikliğini, yaşıyor
İ.Ç.'yi duruşmalarından tanıyorum. Kendisine zorla tecavüz eden adamla evlendiriliyor. Kendisinden başka iki karısı daha olan adamla yaptığı iki aylık evlilik, çekilmez bir çileye dönüşüyor. İ.Ç. sonunda av tüfeğini kapıp imam nikahıyla evlendiği kocasını öldürmekte buluyor çareyi. Ailesinin maddi durumunun çok zayıf olduğunu ifade eden İ.Ç.,
-Olaydan sonra yalnızca kendi hayatım için pişmanlık duydum. Telli duvaklı gelin olmak istemez miydim? Diyor ve cezaevinden çıkınca maddi durumları nedeniyle ailesinin yanında kalamayacağı için iyi bir insanla evlenmek istediğini söylüyor.
Î.Ç. tecavüz olayını anlatmak istemiyor. O anı yaşamaya tahammülü olmadığını söyleyince, anlatma zaten duruşmanı izlemiştim, diyorum. Tecavüz olayı üzerine erkeklerden nefret ettiğini söylüyor.
Sultan Kahraman gazetede af yazdığını duyunca merdivenlerde düşüp bayılmış
Sultan Kahraman sürekli af diyor başka bir şey demiyor.
-Sen en başa beni yaz. Sultan Kahraman AF istiyor diye yaz diyor sürekli.
12 yıl altı aya mahkum. Kocası olmadığı için iki çocuğunu geçindirebilmek amacıyla eroin işine girmiş. Rolü yalnızca taşıyıcılık. Elbistan'dan İstanbul’a götürecekleri mal için kendisine 4 bin lira kalacakmış, Dört arkadaşıyla birlikte yakalanmışlar.
-Kocam olsaydı böyle bir işe karışır mıydım, derken gözleri doluyor.
Oğlu askerde olduğu için, evli olan kızı arada sırada ziyaretine geliyormuş.
İftira uğruna 24 yıl hüküm giymiş bir başka kadın A.F.A. Üç çocuğunun çok kötü durumda olmasından yakınıyor. Cezaevinde günlük 200 liraya temizlik yaptığını, çocuklarının bir ara Kızılay' dan yardım aldığını söylüyor ve gözleri doluyor. Cezaevi müdürü ona ANA, o'da müdüre oğlum diyor.
-Bir çıksam işe girip çocuklarımı etrafıma toplasam, diyor.
İtalya’da yolculuk yaparken bulunduğu kompartmanda eroin ile yakalanan 21 yaşındaki genç kadın. Ailesinin maddi durumu nedeniyle evden kaçma olayı. Zorunlu olarak yapılan bir evlilik ve daha bir dizi olaylar zinciri... Sonuç demir parmaklıklar arkası.
«İkinci kocam dört çocuğumu kapı önüne koydu»
15 yıl 10 ay ceza giymiş yaşlı kadın ben ikinci kocamı öldürdüm diye başlıyor söze.
-İlk kocamdan dört çocuğum oldu. Kocam ölünce bir başkasıyla evlendim. Malımı mülkümü yiyene kadar çocuklarımı kabul etti. Para bitince çocuklarımı kapı önüne koydu. Birini evlatlık verdi. Kendi gelmeden çocuklarımın karnını doyuruyordum. Onların sefilliğine dayanamadım ve kocamı öldürdüm. Şimdi İstanbul'da olan oğlumdan haber alamıyorum. Çıktıktan sonra bir çocuklarımı etrafıma toplasam başka bir şey istemiyorum diyor.
Yukarıbayır mahallesinde oturan E.G.’ın eline komşusu bir çıkın tutuşturuyor. Şunu bizim eve götür diyor. E. G. yolda giderken polisler yakalıyor. Sonuçta 15 yıl 10 ay ceza veriliyor, E.G.’ye.
-Kocam çalışamıyor. 5 yılım doldu ceza evinde. Dokuz çocuğum var. Beni görmeye geldiklerinde onlar ağlıyor ben ağlıyorum. Yolumu gözleyip oturuyorlar, diyor.
Kadınların bazısı konuşmaya yanaşmıyor. Bazısı isimlerinin yazılmasında bir sakınca görmediğini, bazısı ise rumuzlu yazılmasını istediklerini söylüyorlar.
11'i cinayet, 6'sı kaçakçılık, 3'ü hırsızlık, 3’ü zina, 1'i kavga, 1'i sahte müdür taşımak, ve 1'de öğretim özgürlüğü engellemek suçlarından tutuklu ve hükümlü bulunan kadınlarla dostça bir hava içinde kucaklaşarak ayrılıyorum.
Hep birlikte Af istiyorlar diye yaz diyorlar, yeniden gel diyorlar.
Kadının üretkenliği, hele de bizim kadınımızın üretkenliği her yerde sürüyor. Ellerinde örgüleri, dantelleri, pişmanlık ve acı dolu bakışları, umut arayan sorular, evlat... evlat... evlat özlemiyle yanıp tutuşan ANA yürekleri. Beş-altı saat birlikte olduğumuz, bir öğün yemeklerini paylaştığımız kadın mahkumlar.
Toplum olarak suç işleyene bir sıfat yakıştırmakta üstümüze yoktur. Çünkü en üst kademesinden, en alt kademesine kadar, sorunları yüzeysel ele almak en büyük şanssızlığımız olsa gerek. Suç işlemeye iten nedenleri ortadan kaldırmayı düşünmedikçe, cezaevlerimizin sürekli ful olması da kaçınılmaz. Anlatılan yada yaşanan olayları göz önüne aldığımızda, suç işleyen insanları suçlamak çok güç...
Mahkum kadınların gözü gazetede, kulakları radyoda af sesi bekliyor. Af ve kader kurbanları... SON