ANASAYFA arrow right Ekonomi

EMO: Elektrik sistemindeki çökme tesadüf değil

EMO: Elektrik sistemindeki çökme tesadüf değil
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 00.53
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 00.53
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu, 14 Ocak Cumartesi günü Marmara Bölgesi’nde yaşanan elektrik sistemindeki çökmenin, Türkiye elektrik sisteminin sorunlar yumağına dolandığını ortaya koyduğunu vurguladı. EMO, Teknik ya da öngörülemeyen bir arıza olarak geçiştirilemeyecek kadar büyük bir sistem çökmesi yaşandığına dikkat çekerek, sanayinin kalbi 6 ilde yaklaşık 3 saat süren kesintinin, sistemin bıçak sırtı bir denge ile sürdürülmeye çalışıldığının göstergesi olduğunu ifade etti.
EMO yönetimi, bu kritik dengenin; doğalgaz çevrim santrallarına yakıt sağlanmasından elektrik üretiminin tüketimi karşılayacak düzeyde gerçekleştirilmesine (arz planlaması), iletim hatlarının yetersizliğinden kamu yapılanmasının aciz bırakılmasına kadar uzandığına işaret etti.
Genel bir elektrik kesilmesine dönüştü
EMO yönetiminin açıklamasında, Türkiye’de elektrik enerjisi talebinin en fazla olduğu bölge olan başta İstanbul ili olmak üzere Sakarya, Kocaeli, Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli illerinde 14 Ocak Cumartesi günü yaşanan sistem çökmesi nedeniyle 2006 yılında 13 ilde 6 saatlik büyük elektrik kesintisinin ardından ikinci büyük sistem çökmesiyle karşı karşıya kalındığı vurgulandı. Yaşanan elektrik sistemi çökmesine ilişkin olarak resmi bir açıklama yapılmadığının dile getirildiği açıklamada, “Ancak gelen bilgiler Bursa Doğalgaz Santralı’nı iletim sistemine bağlayan teçhizatta ve Adapazarı trafo merkezinde meydana gelen artçı iki arızanın kesintiye neden olduğu şeklindedir. Kesinti ile birlikte elektrik talebinin diğer hattan karşılanmaya çalışıldığı, o hattın da çöktüğü, böylece zincirleme şekilde devreden çıkan sistemin genel bir kesintiye dönüştüğü belirtilmektedir” denildi.
Aydınlatılması gereken karanlık noktalar var
İletim sisteminin normal işletme koşullarında santralların üretimini sisteme taşımak ve bir iletim veya üretim ünitesinin sistem dışında kalması gibi sistemde oluşabilecek kısıtlılık hallerinde bile sistem kararlılığı bozulmayacak şekilde planlanması gerektiğini dikkat çeken EMO, bu bilgiler ışığında yaşanan çökme incelendiğinde aydınlatılması gereken karanlık noktalar bulunduğunu ifade etti.
Sistem bir iletim hattının devre dışı kalmasını kapatamayacak kadar bıçak sırtında mı çalışıyor?
EMO bu noktaları şöyle sıraladı:
İletim sistemi, Bursa Doğalgaz Santralı’nın sistem dışında kalmasıyla yani bir ünitenin sistemden çıkmasıyla neden çökmüştür.
Sistem bir iletim hattının veya bir üretim ünitesinin devre dışı kalmasını kapatamayacak kadar bıçak sırtı mı işletilmektedir? ?
İletim hattında bir devrenin servis dışı kalması sistemin çökmesi için yeterli oluyorsa iletim sistemi arz güvenliği nerede kalmıştır?
İçine İstanbul ilini de alan Trakya Bölgesi için alternatif işletme stratejileri neden geliştirilmemiştir?
Rusya’dan Batı Hattı’ndan gelen doğalgaz anlaşmasının sona erdirilmesinin ardından doğalgaz ihtiyacının karşılanmasında sıkıntı var mıdır ve bu sıkıntı nedeniyle Trakya’daki doğalgaz santrallarının yeterli düzeyde çalıştırılmasının da mümkün olamadığı iddiaları doğru mudur?
TEİAŞ; tüm kuruluşlarında yaşanan siyasi kadrolaşmalardan payına düşeni aldı
İletim planlamasından sorumlu kamu kuruluşu olan TEİAŞ, son yıllarda tüm kamu kuruluşlarında yaşanan siyasi kadrolaşmalardan payına düşeni fazlasıyla almıştır. Serbest piyasanın gereği olarak bütüncül planlama anlayışı rafa kaldırılmış, piyasa tercihlerine uygun ve geleceği meçhul üretim tesisi bağlantısı görüşleriyle sınırlı bir planlama anlayışı benimsenir olmuştur. Art arda iki arızanın meydana gelmesi her ne kadar tesadüfü olarak açıklansa da burada göz önüne alınması gereken bir başka önemli nokta da periyodik bakımlar ve onarımlar konusunda yaşanan eksikliklerdir. Planlama anlayışında olduğu gibi sistem işletmeciliğinde de deneyimli personeller bir şekilde işlerinden uzaklaştırılmış ve sindirilmiş, atamalarda mesleki yeterlilik göz ardı edilerek farklı kriterler öne çıkarılmış ve işletme hizmetlerinin de zaafa uğraması kaçınılmaz olmuştur. Kamu kurumlarında yaratılan zafiyetin sistemin çökmesindeki payı nedir?
Tüm bu sorunların elektrik hizmetine yönelik politik tercihlerin sonucu olduğunun açık olduğunu belirten EMO, elektrik üretim-iletim ve dağıtım sisteminin parçalanması, planlamaya son verilmesi, kamu inisiyatifinin ortadan kaldırılması ve insanların tüm yaşamını doğrudan etkileyen elektrik gibi bir kamu hizmetinin serbest piyasaya bırakılmasının, sistemde yaşanan çökmenin asıl sorumlusu olduğunu vurguladı. EMO açıklamasında, “Tüm dünyada olduğu gibi özelleştirme ve piyasalaştırmada ısrar eden Türkiye yöneticileri de bu acı gerçekle yüzleşmek zorundadırlar. Ne yazık ki tüm bu politik tercihlerin yol açtığı kaybın faturası; kesinti, pahalı enerji, ekonomik ve toplumsal kayıplar olarak yurttaşlarımıza kesilmektedir” ifadelerine yer verdi. ANKA


Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *