ANASAYFA arrow right Ekonomi

Her yıl 3,4 milyon buzağı ve dananın 450-480 binini kaybediyoruz

Her yıl 3,4 milyon buzağı ve dananın 450-480 binini kaybediyoruz
YAYINLAMA: 16 Nisan 2020 / 04.44
GÜNCELLEME: 16 Nisan 2020 / 04.44
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, doğan yedi buzağıdan birinin yaşatılamadığını belirterek “Her yıl doğan 3,4 milyon buzağı ve dananın 450-480 binini kaybediyoruz” dedi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, doğan yedi buzağıdan birinin yaşatılamadığını belirterek “Her yıl doğan 3,4 milyon buzağı ve dananın 450-480 binini kaybediyoruz” dedi.

TZOB Başkanı Bayraktar, yaptığı açıklamada, buzağı ve dana ölümlerinin hayvancılığın önemli sorunlarından biri olduğunu belirtti. 2015 yılında 3 milyon 418 bin 812 buzağının doğduğunu, bunun 1 milyon 708 bin 101’inin dişi, 1 milyon 710 bin 749’unun erkek olduğunu bildiren Bayraktar, elde edilen buzağıların dişi olanlarının belli bir kısmının damızlık materyal, erkeklerin ise besilik olarak kullanıldığı bilgisini verdi.

2008 yılında yaşanan süt krizi ve sonrasında damızlık hayvan kesimlerinin ilerleyen dönemde ülkede et krizine neden olduğunu belirten Bayraktar, “Kaybedilen buzağı ve dana sayısı, 2015 yılında ithal edilen besilik dana ve damızlık düve sayısının iki katını geçiyor. 2015 yılında ithal edilen besilik dana ve damızlık düvelere 297,8 milyon dolar ödendiği göz önüne alınırsa, kaybın boyutları daha net anlaşılır” ifadelerini kullandı.

Her yıl doğan 3,4 milyon buzağı ve dananın 450-480 bininin kaybedildiğini, daha bir yaşına gelemeden kaybedilen buzağı sayısının, 81 ülkenin her birinin toplam sığır sayısından daha fazla olduğunu vurgulayan TZOB Başkanı Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“ Yıllık et verimini 270 kilogram kabul edersek, kaybedilen erkek buzağılar kesime kadar yaşatılsalar, yaklaşık olarak 61-65 bin ton arasında bir kırmızı et sağlanır. Üreticide dana karkas kilogram ortalama fiyatı 26 lira düzeyinde seyretmektedir. Buna göre, 1,6 milyar liranın üzerinde bir et üretiminin kaybı meydana gelmektedir.”

Doğumdan sonra, ilk 28 günü kapsayan neonatal dönemin (yenidoğan) buzağı kayıplarının en fazla olduğu süreç olduğunu belirten Bayraktar, bu dönemde çoğunlukla ishaller, 28’nci gün ile 6 aylığa kadar olan dönemde ise solunum yolu enfeksiyonlarına bağlı ölümlerin gerçekleştiğini belirtti.
Buzağı ölümlerinin bir kader olmadığının bilinmesi gerektiğini ifade eden Bayraktar, ölümlerin genelde yetersiz bakım şartları, bilgisizlik ve ihmal neticesinde gerçekleştiğini, bu yönde gerekli adımlar atılırsa, ölümlerin minimum düzeye indirebileceğini, ülke kaynaklarının heba olmasının önüne geçebileceğini bildirdi. Bayraktar, böylelikle ithalatta önemli bir bağımlılıktan kurtulmanın mümkün olduğunu da belirtti.




Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *