Gaziantep Şizofreni Hasta Yakınları ve Dayanışma Derneği ile Şizofreni Dernekleri Federasyon’un işbirliğinde Büyükşehir Belediyesi Çetin Emeç Salon’unda Cumartesi günü Şizofreni hastalığı konusunda eğitim verilecek
Gaziantep Şizofreni Hasta Yakınları ve Dayanışma Derneği Başkanı Serpil Acıoğlu, Gaziantep’te 8 bin şizofreni hastası bulunduğunu vurgularken, “Dünya ölçeğine göre, hastalığın dünyada görülme sıklığı yüzde 1 oranındadır. Yani 100 insandan 1’i şizofreni hastalığı riski ile karşı karşıyadır. Şizofreniyi tetikleyen unsurların başında travmatik olaylar geliyor. Şizofreni hastalığı, ergenlik çağında ya da 35 yaşından sonra görülüyor. Psikiyatrik rahatsızlıklar için “Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri” vardır. Fakat buralardan bütün hastalar faydalanabilmektedir. Bu yükü devlet kaldırmaz ve Sivil Toplum Örgütleri bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Toplumsal farkındalık
oluşturmak gerekiyor
Sosyal desteklerin sağlanması ve farkındalığın oluşması bakımından Gaziantep’te ruh sağlığına yönelik yeni bir vizyon geliştirmek gerektiğini belirten Acıoğlu, şizofreninin yanlış bilindiğine dikkat çekerken, “Onun için en önemli unsur toplumsal farkındalığı oluşturarak, toplumun ve devletin maliyetini birlikte azaltmaktır. Çünkü farkındalık olmadığında psikiyatri rahatsızlığı olan hasta yakınları hastalıkla mücadelede zorlanıyorlar ve hasta potansiyeline dönüşebiliyorlar. Özellikle hasta yakınlarında depresyon gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu da hem hastaların tedavisini güçleştirmekte hem de hasta yakınlarının hayatını zorlaştırmaktadır. Hepimizin bildiği gibi anti-depresan kullanımı çeşitli faktörler sonucunda artmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Gaziantep’in, Akıl, Ruh ve
Sinir Hastanesine ihtiyacı var
Hastaların tedavi için Elazığ, Manisa, Adana gibi illere gitmek zorunda kaldığını, Gaziantep’in, Akıl, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine ihtiyacı olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Acıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Hastalığın en önemli unsuru tedavi sürecinde sosyo-psikolojik desteği ve ilaç kullanımı önemlidir. Hastalar ilaçlarını kullandığı sürece toplum içerisinde var olabiliyorlar. Eğer aile bilinçli olup hastanın ilaç takibini yapmaz, sosyo-psikolojik destek sağlamazsa çok sıkıntılar yaşıyorlar. Hastalığın alevlendiği dönemlerde intihar ya da şiddet eğilimi görülebilir. Hasta ve yakınları toplumdan dışlanırım korkusuyla gizleniyorlar. Bu gibi sorunları aşmak gerekiyor. Ayrıca dolar kurundan dolayı hastalar bazı ilaçları temin etmede sıkıntı yaşadığından ilacı müadilini alıyorlar.”
Müteahhit ve Mimar Kemal Küçükcan, “İhtiyaç duyulan sağlık, sosyal ve diğer konuları çözebilmek için ilk defa Şizofreni Derneği kurulan ilk dernektir. Dernek, diğer STK’larla el ele verip Şizofreni konusunda Gaziantep’te farkındalığı ortaya çıkarak çabalar sarf edecekler. Bu konuları gündemde tuttuğumuz sürece diğer hasta yakınları cesaret edip ortaya çıkar diye ümit ediyoruz. Ortaya çıktıkça da yapılacak projeler kendiliğinden gelecektir” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş
Gaziantep Şizofreni Hasta Yakınları ve Dayanışma Derneği Başkanı Serpil Acıoğlu, Gaziantep’te 8 bin şizofreni hastası bulunduğunu vurgularken, “Dünya ölçeğine göre, hastalığın dünyada görülme sıklığı yüzde 1 oranındadır. Yani 100 insandan 1’i şizofreni hastalığı riski ile karşı karşıyadır. Şizofreniyi tetikleyen unsurların başında travmatik olaylar geliyor. Şizofreni hastalığı, ergenlik çağında ya da 35 yaşından sonra görülüyor. Psikiyatrik rahatsızlıklar için “Toplum Ruh Sağlığı Merkezleri” vardır. Fakat buralardan bütün hastalar faydalanabilmektedir. Bu yükü devlet kaldırmaz ve Sivil Toplum Örgütleri bu bakımdan çok önemlidir” ifadelerini kullandı.
Toplumsal farkındalık
oluşturmak gerekiyor
Sosyal desteklerin sağlanması ve farkındalığın oluşması bakımından Gaziantep’te ruh sağlığına yönelik yeni bir vizyon geliştirmek gerektiğini belirten Acıoğlu, şizofreninin yanlış bilindiğine dikkat çekerken, “Onun için en önemli unsur toplumsal farkındalığı oluşturarak, toplumun ve devletin maliyetini birlikte azaltmaktır. Çünkü farkındalık olmadığında psikiyatri rahatsızlığı olan hasta yakınları hastalıkla mücadelede zorlanıyorlar ve hasta potansiyeline dönüşebiliyorlar. Özellikle hasta yakınlarında depresyon gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Bu da hem hastaların tedavisini güçleştirmekte hem de hasta yakınlarının hayatını zorlaştırmaktadır. Hepimizin bildiği gibi anti-depresan kullanımı çeşitli faktörler sonucunda artmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
Gaziantep’in, Akıl, Ruh ve
Sinir Hastanesine ihtiyacı var
Hastaların tedavi için Elazığ, Manisa, Adana gibi illere gitmek zorunda kaldığını, Gaziantep’in, Akıl, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine ihtiyacı olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Acıoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Hastalığın en önemli unsuru tedavi sürecinde sosyo-psikolojik desteği ve ilaç kullanımı önemlidir. Hastalar ilaçlarını kullandığı sürece toplum içerisinde var olabiliyorlar. Eğer aile bilinçli olup hastanın ilaç takibini yapmaz, sosyo-psikolojik destek sağlamazsa çok sıkıntılar yaşıyorlar. Hastalığın alevlendiği dönemlerde intihar ya da şiddet eğilimi görülebilir. Hasta ve yakınları toplumdan dışlanırım korkusuyla gizleniyorlar. Bu gibi sorunları aşmak gerekiyor. Ayrıca dolar kurundan dolayı hastalar bazı ilaçları temin etmede sıkıntı yaşadığından ilacı müadilini alıyorlar.”
Müteahhit ve Mimar Kemal Küçükcan, “İhtiyaç duyulan sağlık, sosyal ve diğer konuları çözebilmek için ilk defa Şizofreni Derneği kurulan ilk dernektir. Dernek, diğer STK’larla el ele verip Şizofreni konusunda Gaziantep’te farkındalığı ortaya çıkarak çabalar sarf edecekler. Bu konuları gündemde tuttuğumuz sürece diğer hasta yakınları cesaret edip ortaya çıkar diye ümit ediyoruz. Ortaya çıktıkça da yapılacak projeler kendiliğinden gelecektir” şeklinde konuştu. Hüseyin Karataş
RSS