ANASAYFA arrow right Güncel

10 Ekim'in 10'uncu yılında EMEP’liler MİT ile IŞİD arasındaki ilişkiyi sordu

10 Ekim'in 10'uncu yılında EMEP’liler MİT ile IŞİD arasındaki ilişkiyi sordu
YAYINLAMA: 09 Ekim 2025 / 19.08
GÜNCELLEME: 09 Ekim 2025 / 19.08

Katliam plancısı IŞİD Antep sorumlusu Yunus Durmaz’ın dijital materyallerinin aslı hangi gerekçeyle MİT’e gönderildi?

 

EMEP Milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan, 10 Ekim Katliamı’nın 10. yılında sordu: "Erdoğan’ın ‘sır küpüm’ dediği Hakan Fidan’ın sırları arasında IŞİD ve katliama ilişkin olanlar nelerdir?"

Canlı bombaların Ankara’ya taşınmasına eskortluk eden Yakub Şahin'in, bomba yapımında kullanılan malzemeleri Nizip’ten satın almaya çalıştığının esnaf tarafından ihbar edildiği, Nizip Emniyeti'nin de katliamdan 8 gün önce bunu Gaziantep Emniyeti’ne bildirdiği yargılama sırasında mağdur avukatlarının çabasıyla ortaya çıkmıştı.

KESK, DİSK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla 10 Ekim 2015’te düzenlenmek istenen "Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi", IŞİD’li iki canlı bombanın saldırısı sonucu gerçekleştirilememiş, 103 kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce kişi yaralanmıştı.

10 Ekim Ankara Katliamı’nın 10. yıldönümü dolayısıyla verdikleri soru önergeleriyle katliamı yeniden Meclis gündemine taşıyan Emek Partisi (EMEP) Milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan, bu kez de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) sorumluluğuna işaret eden durum ve olaylar üzerinden, MİT ile IŞİD arasındaki ilişkiye dair soruları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a yöneltti.

10 Ekim Katliamı'nın 10'uncu yıl anma programı açıklandı

"MİT araştırılmalı, Fidan açıklamalı"

Emek Partisi Milletvekilleri Sevda Karaca ve İskender Bayhan, IŞİD üyeleri hakkında süren yargılamada dava dosyasına giren ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) sorumluluğuna işaret eden olayları vurgulayarak şu ifadelerde bulundu:

"Katliamın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen, faillerin ve sorumluların tamamı yargı önüne çıkarılmadı. MİT’in IŞİD’le ilişkisine dair belgeler karanlıkta bırakılıyor. Bu karanlık aydınlatılmadan adalet tesis edilemez."

"Zafiyet değil, siyasi sorumluluk"

Milletvekillerinin Meclis’e sunduğu önergede, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde süren davaya giren belgelerle MİT’in IŞİD’le bağlantısına dair ciddi şüpheler bulunduğu vurgulandı. Karaca ve Bayhan, katliam sürecinde MİT’in tutumuna dair şu somut olayların acilen açıklığa kavuşturulması gerektiğini ifade etti: Katliam faillerinden Ahmet Güneş ve Mustafa Delibaşlar’ın, IŞİD içinde faaliyet yürüttükleri bilindiği halde MİT tarafından "örgütle ilişkisi yoktur" yazısıyla aklandığı ve bu "temiz kağıdı" sayesinde 2014 yılında serbest bırakılarak örgütsel faaliyetlerine devam ettikleri, Katliamın sorumlularından İlhami Balı’nın, hakkında arama kararı varken ve dava sürerken, dönemin MİT Müsteşarı ve bugünün Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Ankara Söğütözü’ndeki Anadolu Otel’de görüştüğüne dair resmi belgelerin ortaya çıktığı, ancak bu vahim iddia hakkında hiçbir yargı işlemi yapılmadığı, Katliamın planlayıcılarından IŞİD yöneticisi Yunus Durmaz’ın dijital materyallerinin savcılıktan önce MİT’e gönderildiği ve MİT personelinin "bilirkişi" gibi gösterilerek rapor düzenlediği, bu belgelerin tahrif edilip edilmediğine dair hiçbir güvence bulunmadığı.

Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği Hakan Fidan’ın sırları arasında IŞİD ve 10 Ekim katliamına ilişkin olanlar nelerdir

Karaca ve Bayhan’ın Cevdet Yılmaz’dan şu sorulara yanıt istedi: MİT Müsteşarı iken IŞİD’in çok sayıda dosyadan arama kararı olan sınır sorumlusu İlhami Balı ile Hakan Fidan ve MİT personeli görüşmüş müdür? Bu görüşme yapıldıysa ilgili kişiler hakkında bir yargılama yapılmış mıdır?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sır küpüm” dediği Hakan Fidan’ın sırları arasında IŞİD ve 10 Ekim katliamına ilişkin olanlar nelerdir?

İzleme ve telefon dinlemeleriyle takip altında olan ve örgüt bağlantıları açıkça bilinen IŞİD’liler için “örgütle irtibatı yoktur” yazısı gönderen MİT personeli hakkında ne tür işlemler yapılmıştır? Bu kişilerin görevleri nedir?

5 katliam planlayan IŞİD Gaziantep sorumlusu Yunus Durmaz’ın dijital materyallerinin aslı hangi gerekçeyle MİT’e gönderilmiştir? MİT personelini “bilirkişi” olarak gösterip rapor yazmasını sağlayan kişiler hakkında ne tür işlemler yapılmıştır? Dijital materyallerin MİT tarafından tahrif edilmediğinin garantisi nasıl verilmektedir?

Ne olmuştu?

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nce iddianamenin kabul edilmesinin ardından sanıkların yargılanmasına 7 Kasım 2016’da başlandı.

Yargılama sırasında saldırının, birçok istihbari bilgiye rağmen gerçekleştiği ortaya çıktı. Mağdurların avukatları, 20 Temmuz 2015'te Suruç'ta düzenlenen saldırının ardından kalabalık organizasyonlara yönelik IŞİD saldırılarının beklendiğini dile getirdi. Bu bilgilerin güvenlik güçlerine Eylül 2015'te bildirildiği, canlı bombaların isimleri ve resimlerinin bile belli olduğu ifade edildi. Gaziantep merkezli bir IŞİD hücresinin Türkiye içinde eylem arayışında olduğu, bu hücrenin kod adı "Ebu Ali" olan Yunus Durmaz tarafından yönetildiği, Durmaz’ın ise Suruç saldırısını gerçekleştiren isimlerle bağlantılı olduğu ifade edildi.

Ayrıca yine aynı yıl Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Mücadele Dairesi Başkanlığı’nın 21 kişilik “canlı bomba listesi” listesi hazırlayarak taşra teşkilatlarına gönderdiği de yargılama sürecinde ortaya çıktı. Listede isimleri yer alan Yunus Emre Alagöz ve Ömer Deniz Dündar, 10 Ekim saldırısında canlı bomba oldu. Bu listedeki isimlerin neredeyse tamamı ise Gaziantep merkezli IŞİD yapılanmasıyla bağlantılıydı.

Canlı bombaların Ankara’ya taşınmasına eskortluk eden Yakub Şahin'in, bomba yapımında kullanılan malzemeleri Nizip’ten satın almaya çalıştığının esnaf tarafından ihbar edildiği, Nizip Emniyeti'nin de katliamdan 8 gün önce bunu Gaziantep Emniyeti’ne bildirdiği de yine yargılama sırasında mağdur avukatlarının çabasıyla ortaya çıktı.

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *