Eğitim İş Gaziantep Şubesi Yayın Sekreteri Hilal Çakır, “Taleplerimizin karşılanması için hükümeti uyarmak adına bir günlük iş bıraktık. Tek gücümüz; emeğimiz ve oylarımız. Bugün iş bırakan ve iş bırakma kararımıza destek veren milyonlarca yurttaşımız bulunuyor. Kamu Konfederasyonlar Platformu olarak; milyonlarca yurttaşımızın elinden aldığınız hayat standartlarını ve yıllardır uğradığımız hak kayıplarını iade edene kadar mücadele etmekten vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz” dedi.
Kamu çalışanları ve emekliler olarak; ülke şartlarına ve ekonomik krize bakılmaksızın açıklanan sefalet artışını kabul etmediklerini kaydeden Çakır, “Kamu çalışanlarının görüşleri ve talepleri dinlenmeden kapalı kapılar ardında verilen bahşişleri kabul etmiyoruz. Olağanüstü dönemden geçtiğimiz bu süreçteki artış oranları açılan yarayı derinleştirmekten başka bir işe yaramayacak. Kamu çalışanları ve emeklilerin maaşları tüm kamu sendikalarının talepleri doğrultusunda yeniden belirlenmeli. Kamu Konfederasyonları platformu olarak; kamu çalışanlarının en düşük maaşının yoksulluk sınırı olan 26 bin 124 liraya yükseltilerek enflasyon oranının da her ay seyyanen maaşlara yansıtılmasını talep ediyoruz. Emekli olduğumuz zaman maaşlarımızdan yapılan yüksek kesintilerle maaşlarımızın yarısından fazlası elimizden alınarak bizler açlığa mahkûm edilmekteyiz. En düşük kamu emekçisi maaşı ise asgari ücrete eşitlenerek her ay enflasyon farkı seyyanen eklenmeli ve emekli olduğumuz zamanki hayat standartlarımızı kaybetmemek adına emekli olduğumuz zamanki maaşlarımıza yakın bir maaş talep etmekteyiz” şeklinde konuştu.
Memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olması
Çakır, “Yıllardır enflasyon altında maaş zammı alan memurların en büyük sorunlarından biri de vergi yükünün ağır olması. Tüm memur, emekli ve diğer çalışanların maaşlarından gelir vergisi oranında kesintiler peşin yapılıyor. Her ne kadar vergi dilimleri yükseltilse de yılın ikinci altı ayında vergi dilimine girilmesine engel olmayacak. İkinci altı ayda yüzde 20 vergi dilimine girilmesi nedeniyle yapılacak artış kepçeyle geri alınıyor. Bu nedenledir ki vergi dilim oranları kamu görevlileri ve emekliler için yüzde 15’te sabitlenmeli” çağrısında bulundu.
Sözleşmeli personel çalıştırma uygulaması ise artık ortadan kaldırılmalı
Kamuda çalışan işçilere 1956 yılından itibaren her yıl ikramiye ödendiğini İfade eden Çakır, “İkramiye ödemesi sendikalı olup olmamakla veya toplu sözleşme ile ilgili olmayıp, doğrudan doğruya kamu kurum ve kuruluşlarında işçi olarak istihdam edilmekle ilgili bir düzenleme. Kamu kurum ve kuruluşlarında işçilerle birlikte çalışan, çoğu kez aynı odayı paylaşan memurlara ise şimdiye kadar 1 kuruş dahi ikramiye verilmedi. 1956 yılından itibaren yani 67 yıldır kamudaki tüm işçiler yılda altı kez, 2018 yılından itibaren SSK, BAĞ-KUR, Emekli sandığı fark etmeksizin tüm emekliler yılda iki kez ikramiye alırken ikramiye almayan tek kesim memurlar. Kamudaki bu ayrımcılık artık son bulmalı memurlar da ikramiyeden faydalanmalı. Bununla birlikte ücretsiz kreş, ulaşım, yol, yemek, ek mesai ve kira yardımlarının tüm kamu çalışanlarına kapsayacak şekilde verilmesini talep ediyoruz. Kamu kurumlarında çalışan sözleşmeli kamu emekçilerine koşul, şart ve yıl dayatılmadan bir an önce tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmeli. Sözleşmeli personel çalıştırma uygulaması ise artık ortadan kaldırılmalı” çağrısı yaptı. Adem Kesenek
