Türkiye İstatistik Kurumu Ocak ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. TÜFE, Ocak’ta aylık bazda yüzde 1,06 olurken, yıllık ise yüzde 20,35 olarak gerçekleşti. Ocak ayında bir önceki aya göre en fazla artış yüzde 87 ile çarliston biberde yaşanırken, biberi yüzde 80,94 ile patlıcan ve yüzde 67,63 ile ıspanak izledi.
Enflasyonun düşmediğini ve gün geçtikçe yükseldiğini belirten DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, enflasyonun yükselmesini üretimin olmamasına bağladı. Enflasyonun yüksek çıkmasının asgari ücreti eritmeye başladığına vurgu yapan Güdücü, “Yılbaşından önce birçok ürüne zam yapılması asgari ücrete yapılan zammı cebe girmeden bitirdi. Ülkede ki gerçek enflasyon yüzde 20 değil, yüzde 50’dir” dedi.
Üreten değil, tüketen
bir toplum olduk
Türkiye’de ekonominin bozulduğunu hatırlatan Güdücü, üreten değil, tüketen bir toplum haline dönüşüldüğünü vurguladı. Kullanılan ürünlerin büyük bölümünün ithal edildiğinin altını çizen Güdücü, “Market ve manavlardaki sebze-meyve fiyatlarının yüksek olmasının suçlusu halciler, marketçiler veya manavcılar gösteriliyor. Fiyatların yüksek olmasında esnafın hiçbir suçu yoktur. Çünkü esnaf, bir yıl önce domatesin kilosunu bir liraya satıyordu, şimdi 8 liraya satıyor? Neden yüksek aldığı için” diye açıklamada bulundu.
Enflasyonun, düşmesi
için üretim olmalı
Enflasyonun düşmesi için üretimin olması gerektiğini aktaran Güdücü, ithal edilen ürünlere 23 milyar dolar para ödendiğini savundu. “Bu para ithal ürünlere verileceğine çiftçiye ve emekçiye verilse tüm ürünleri kendimiz üretebiliriz. Enflasyon yükselmesi asgari ücretli çalışanları çıkmaza soktu. Asgari ücret bin 603 lira iken alınan ürünler asgari ücretin yükselmesine rağmen alınamıyor” ifadelerini kullandı.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Ocak ayı yoksulluk ve açlık araştırmasını değerlendiren DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, konuşmasına şöyle devam etti: “Araştırmaya göre açlık sınırı bin 957 yoksulluk sınırı ise 6 bin 475 liraya yükseldi. Bu rakamların yükselmesi toplumsal felaketi beraberinde getirir. İnsanlar yaşamını idame ettirebilmek için birçok şeyden feragat ediyor.” Hüseyin Karataş
Enflasyonun düşmediğini ve gün geçtikçe yükseldiğini belirten DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, enflasyonun yükselmesini üretimin olmamasına bağladı. Enflasyonun yüksek çıkmasının asgari ücreti eritmeye başladığına vurgu yapan Güdücü, “Yılbaşından önce birçok ürüne zam yapılması asgari ücrete yapılan zammı cebe girmeden bitirdi. Ülkede ki gerçek enflasyon yüzde 20 değil, yüzde 50’dir” dedi.
Üreten değil, tüketen
bir toplum olduk
Türkiye’de ekonominin bozulduğunu hatırlatan Güdücü, üreten değil, tüketen bir toplum haline dönüşüldüğünü vurguladı. Kullanılan ürünlerin büyük bölümünün ithal edildiğinin altını çizen Güdücü, “Market ve manavlardaki sebze-meyve fiyatlarının yüksek olmasının suçlusu halciler, marketçiler veya manavcılar gösteriliyor. Fiyatların yüksek olmasında esnafın hiçbir suçu yoktur. Çünkü esnaf, bir yıl önce domatesin kilosunu bir liraya satıyordu, şimdi 8 liraya satıyor? Neden yüksek aldığı için” diye açıklamada bulundu.
Enflasyonun, düşmesi
için üretim olmalı
Enflasyonun düşmesi için üretimin olması gerektiğini aktaran Güdücü, ithal edilen ürünlere 23 milyar dolar para ödendiğini savundu. “Bu para ithal ürünlere verileceğine çiftçiye ve emekçiye verilse tüm ürünleri kendimiz üretebiliriz. Enflasyon yükselmesi asgari ücretli çalışanları çıkmaza soktu. Asgari ücret bin 603 lira iken alınan ürünler asgari ücretin yükselmesine rağmen alınamıyor” ifadelerini kullandı.
Birleşik Metal-İş Sendikası’nın Ocak ayı yoksulluk ve açlık araştırmasını değerlendiren DİSK Bölge Temsilcisi Ali Güdücü, konuşmasına şöyle devam etti: “Araştırmaya göre açlık sınırı bin 957 yoksulluk sınırı ise 6 bin 475 liraya yükseldi. Bu rakamların yükselmesi toplumsal felaketi beraberinde getirir. İnsanlar yaşamını idame ettirebilmek için birçok şeyden feragat ediyor.” Hüseyin Karataş
RSS