Adaletin önemine vurgu yapan Av. İbrahim Kaya, adaletin zedelendiği yerde, güvenin, ekonominin ve demokrasinin ayakta kalmasının mümkün olmadığına dikkat çekti
Kaya, ‘’Vatandaş hakkını aramaktan korkuyor. Çünkü dava açmak pahalı, süreç uzun. Bu süre, Avrupa ortalamasının neredeyse üç katı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) istatistiklerinde ise Türkiye, ‘adil yargılanma hakkının ihlali’ gerekçesiyle hakkında en çok dava açılan ülkelerden biri konumunda’’ dedi.
Dar gelirli vatandaş, yargı önünde hak aramaktan vazgeçebiliyor
Türkiye’de yargılama giderlerinin fazla olmasının ve yargılamaların uzun sürmesinin vatandaşın hak arama hürriyeti önündeki en büyük engellerden biri olduğunu söyleyen Kaya, ‘’Dava açarken ödenen harçlar, bilirkişi ücretleri, tebligat masrafları ve avukatlık ücretleri birçok kişi için ciddi bir yük oluşturuyor. Özellikle dar gelirli vatandaşlar, bu yüksek maliyetler nedeniyle haklarını yargı önünde aramaktan vazgeçebiliyor. Adli yardım mekanizmaları bulunsa da, bu sistem her zaman yeterli ve erişilebilir düzeyde değil’’ ifadelerini kullandı.
Vatandaş, dava açmak için gerekli harçları ödeyemiyor
Mahkemeye erişim hakkının, adil yargılanma hakkının ayrılmaz bir parçası olduğunu aktaran Kaya, ‘’Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesi, bu hakkı açık biçimde düzenlemiş. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarına göre, bir ülkenin yargı sistemi, yalnızca teoride değil, pratikte de vatandaşlara gerçek bir başvuru imkânı sunmalı. Ancak Türkiye’de yüksek yargılama giderleri, bu hakkın yalnızca kâğıt üzerinde kalmasına neden oluyor. Vatandaş, dava açmak için gerekli harçları ödeyemediğinde, hakkını arama imkânını kaybediyor. Bu durum, hukuk önünde eşitlik ilkesini zedelemekte ve toplumsal adalet duygusunu zayıflatıyor’’ değerlendirmesini yaptı.
Yüksek yargılama giderleri, adaletin erişilebilir olmasını engelliyor
Yüksek yargılama giderlerinin, adaletin yalnızca maddi imkânı olanlar için erişilebilir hale gelmesine yol açtığını, böylece hukukun eşitlik ilkesinin zedelendiğini belirten Kaya, adil bir yargı sistemi için yargılama giderlerinin makul seviyeye çekilmesinin ve adli yardım sisteminin güçlendirilmesinin büyük önem taşıdığını vurguladı.
Yıllarca süren davalar hak, hukuk ve adalet duygusunu derinden sarsıyor
Av. Kaya, ‘’Mahkemelerde yıllarca süren davalar vatandaşın “hak, hukuk ve adalet” duygusunu derinden sarsıyor. Birçok yurttaş artık mahkeme koridorlarına adım atmak istemiyor. Çünkü adalete erişim, ekonomik durumu iyi olmayanlar için neredeyse imkânsız hale geldi. Artan yargılama giderleri vatandaşın en temel anayasal haklarından biri olan adil yargılanma hakkı çatısı altındaki mahkemeye erişim hakkını kısıtlıyor’’ şeklinde konuştu.
Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı, bir ülkede toplumsal barışın temeli
Yargıya erişimdeki eşitsizliğin en çok kadınları ve emekçileri vurduğunu dile getiren Av. İbrahim Kaya, konuşmasını şöyle tamamladı: ‘’Boşanma, nafaka ve şiddet davaları yıllarca sürerken; işten haksız yere çıkarılan bir işçi, dava açmak istediğinde yüksek harçlarla karşılaşıyor. Maddi gücü olmayan, hakkını arayamıyor. Bu da hukukun temel ilkesi olan eşitlik ilkesini fiilen ortadan kaldırıyor. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma hakkı, bir ülkede toplumsal barışın temeli.’’ Haber Merkezi
