ANASAYFA arrow right Güncel

Antep’te bebek ölüm rakamları neden açıklanmıyor?

Antep’te bebek ölüm rakamları neden açıklanmıyor?
YAYINLAMA: 22 Ekim 2024 / 19.13
GÜNCELLEME: 22 Ekim 2024 / 19.13

CHP Gaziantep Milletvekili Hasan Öztürkmen, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada Gaziantep’in sorunlarını Meclis gündemine taşıdı. Öztürkmen, Barak Ovası’nın susuz kalmasını tekrar gündeme getirerek başladığı konuşmasında, Antep’te okulların durumundan, Sof Dağı’na yapılması planlanan yeni taş ocağına kadar çok sayıda sorunu gündeme getirdi. Öztürkmen’in gündeminde kentteki bebek ölümleri de vardı. İl Sağlık Müdürü’ne tepki gösteren Öztürkmen, bebek ölümü rakamlarının açıklanmasını istedi.

Hasan Öztürkmen’in konuşması şöyle:

Barak bölgesi Gaziantep'in güneydoğusunda yer alan, Oğuzeli ilçesinin üçte ikisini, Nizip ilçesinin üçte ikisini, Karkamış ilçesinin de tamamını kapsayan, Suriye sınırına kadar olan, yaklaşık 120 köyü barındıran ve 385 bin dönüm araziden oluşan Türkiye'nin en verimli topraklarındandı.

Zamanında her türlü hububat ve bakliyat ürününün yetiştiği topraklarımızda şimdi sadece zeytin ve Antep fıstığı üretimi yapılabiliyor. Onlarda da yıldan yıla verim kaybı yaşanıyor.

Barak Ovası’nın 10-15 kilometre uzağından Fırat Nehri akıyor. AKP iktidarı ve bölge milletvekilleri, şimdiye kadar her seçim döneminde Fırat'tan Barak bölgesinin sulanacağı konusunda söz vermiş olmalarına rağmen herhangi bir ilerleme sağlanamadı.

Bu da yetmemiş, 2019 yılından bu yana bütün kalkınma programlarından Barak bölgesi çıkarılmıştır. Barak’ın bereketli topraklarını kuraklığın pençesinden kurtarıp suya kavuşturmak için mücadeleye devam edeceğim.

Yeni eğitim-öğretim yılının başında Gaziantep'te okulları gezdim. Okullardaki şartları gözlerimle gördüm ve görüntüledim. Öğretmenlerle, ailelerle ve öğrencilerle görüştüm. Sorunlarını dinledim.

Okullarımızın durumu oldukça vahimdi. Temizlik ve hijyen içler acısı durumda. Tuvaletler, lavabolar mikrop deposu. İnsan onurunu zedeler boyutta. Temizlikçi sayısı ihtiyacının beşte biri. Bazı okullarımızda hiç yok. Onlarda da temizlikçiler günlük 566 TL'ye çalışıyor. Üstelik sigortasız. Güvenlik görevlisi hiç yok.

Öğrenci sayısı okul kapasitelerinin çok üstünde. Deprem nedeniyle yıkılan ya da ağır hasar alan okulların öğrencileri diğer okullara dağıtıldığı için yığılma var. Adres vereyim, Özel İdare İlkokulu’nda sabahçı ve öğlenci şeklinde yaklaşık 1.100 öğrencinin eğitim gördüğünü öğrendik. Bunların 780’i Suriyeli öğrenci. O okulda güvenlik yok, temizlik yok ama tercüman var.

TÜİK verilerine de yansıyan bebek ölümleri için Gaziantep’te tehlike çanları çalıyor.

Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mezarlıkları Müdürlüğü'nün eylül ayı istatistiğine göre, Gaziantep'te günde 2'nin üzerinde bebek ölüyor. Yerel basının manşetlerine taşınan bilgiye göre son bir ayda 73 bebek hayatını kaybetti.

İl Sağlık Müdürlüğü 73 sayısını yalanlıyor ancak resmi sayının ne olduğunu ısrarla açıklamıyor. İl Sağlık Müdürü Beytullah Şahin, bugüne kadar bebek ölümleri ile ilgili tek bir açıklama yapmamıştır.

2023 verilerine göre; ülkemizde bebek ölüm hızı bin canlı doğanda 10 iken; Gaziantep’te bu oran 17,7.

Bebek ölümlerinin nedenlerinden birisi çocuk hastanesindeki hematoloji bölümünün kapatılması. Sayın cumhurbaşkanı Gaziantep’e geldiğinde gösteriş olsun diye Şehir Hastanesi’ne taşınmış. Hem doktorlar, hem oradaki malzemeler Şehir Hastanesi’ne götürülmüş, şimdi çocuk hastanesinde hemotoloji bölümü yok. Bebek ölümlerinin bir nedeni de bu.

Gaziantepli bir vatandaşımız 2018 yılında, bir özel hastanede doğan bebeği dahil, o hastanede doğan bütün bebeklerin yoğun bakıma alındığını iddia ediyor. İnceleme yapılsın diye bas bas bağırıyor, CİMER'e şikayet ediyor. Vatandaş, "Devlet desteği almak için mi bebekler küveze alınıyor?" diye soruyor. Vatandaşa dalga geçer gibi “Hekimler hastalara göre tedavi uyguluyor, başka bir açıklama yok” diye yanıt veriliyor.

Gaziantep Tabip Odası’ndan aldığımız bilgilere göre, özel hastaneler 100 yataklı hastanenin yarısını bebeklere ayırıyor. Özel hastaneler kolay para kazanmak için bebekleri yoğun bakıma alıyor. Sağlık Bakanlığı bunları denetlemeden ruhsat veriyor.

Yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastaneleri tarafından karşılanmalı. Halk sağlığı ticari kurumların insafına terk edilmemeli.

 “Kentimiz Gaziantep son dönemde yaşanan intihar olaylarıyla sarsılıyor. Yerel basından derlediğimiz bilgilere göre, ekim ayı içinde 13 intihar vakası yaşandı.

İntihar eden vatandaşlarımızın büyük kısmı genç ve orta yaşta. Aralarında erkek de var kadın da. Çocuklu anne ve babalar yaşamlarına son veriyor.

Gaziantepliler tedirgin ve soruyorlar: 'Devletimiz buna karşı ne yapacak? Hangi tedbirleri düşünüyor? Uzmanlar ne planlıyor?'

Ancak, iktidardan somut bir çalışma göremiyoruz.

Bizim yaptığımız değerlendirmelere göre, intiharların en temel nedeni ekonomik sorunlar. Kentimiz açlık sınırı altında yaşayan çok sayıda aile barındırıyor. Genç işsizlik oranı yüksek. Sanayi ve üretim kenti olarak bilinen Gaziantep son yıllarda iflaslarla anılıyor. Her gün birkaç şirketten konkordato (iflas anlaşması) haberleri geliyor. İnsanlarımız ekonomik yıkımın biriktirdiği bir umutsuzluk içinde.

Bu durum seyredilemez! Bilim insanlarımız devreye sokulmalı, kitle örgütlerimiz harekete geçirilmeli, üniversitelerimiz sorumluluk almalıdır.

Ülkeyi yönetenler, sebep oldukları bu acı manzaraya karşı derhal çözüm aramalıdır. Ancak biliyoruz ki sorunun kaynağı olanlar, çözümün parçası olamazlar.

Biz bu soruna çözümler ararken, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, “Gaziantep intiharlar şehri gibi gösterilmeye çalışılıyor” diyor.

Gaziantep’in ciğerleri konumundaki Sof Dağı’na son yıllarda açılan maden ocakları, şehrimizin doğasına yapılan en büyük kötülüklerden birisidir.

Açılması planlanan yeni taş ocağı Sof Dağı etrafındaki tüm köylere zarar verecek.

Bölgede mevcut taş ocakları yüzünden eskisi gibi tarım yapılamıyor. Yeni bir ocak açılmasıyla bölgede tarımsal faaliyetler tamamen duracaktır.

Bölgemizde yaşayan insanlar hasta bile olmazken, son zamanlarda kanser vakalarla artmaya başladı.

Beton fiyatlarının düşmesi için taş ocağının açılacağını savunuyorlar. Beton fiyatları bir ocak açılmasıyla düşer mi? Bu ocaklar beton maliyetinin yüzde 10’u bile değil.

Sof Dağı dünyanın en bol oksijenine sahip yeriydi. Buradaki yeşil ağaçlar tozdan, dumandan soldu.

Gidip ÇED raporu almaya çalışıyorlar. Sof Dağı bölgesini Şahinbey Belediyesi’ne bağlamaya çalışıyorlar.

Burası Şehit Kamil Belediyesi’nin bölgesidir. Bu bölgede bir şey yapmak istiyorsanız, önce onların fikrini alın.

Gaziantep’in hakim rüzgarının geldiği, yayları, bitki çeşidi ve florası ile cennetten bir köşe olan Sof Dağ için geriye yapacak bir şey kalmayacak.

Sof Dağı’ndaki çevre talanı bölgedeki habitat ile 2 milyon nüfusun hayatını olumsuz etkiliyor.

Bu gördüğünüz Gaziantep’in Oğuzeli ilçesi ile Suriye’ye sınırı olan Karkamış ilçeleri arasındaki yol. Köy yolu gibi. Yıllardan bu yana bu konuda bir ilerleme sağlanamamıştır. Her ay üç ya da dört tane ölümlü ya da yaralanmalı trafik kazası yaşanmaktadır.

Karkamış Antik Kenti geçtiğimiz günlerde ziyarete açıldı ama o antik kente giden yol bu şekilde.

Bunu ben söylemiyorum. İktidara yakın yerel basındaki manşet. “Sahipsiz Gazintep”. Defalarca dile getirdim.

Güya geçtiğimiz günlerde Gaziantep’in tüm AKP’li yetkilileri gelmişler, sayın cumhurbaşkanı ile görüşmüşler. Merak ediyorum, acaba Gaziantep’in hangi sorununu cumhurbaşkanına aktardılar. Hangi sonunun çözümü konusunda söz aldılar. Sadece kendi işlerinin büyümesi için mi birtakım taleplerde bulundular, yoksa Gaziantep’in sorunlarının çözümü için mi talepte bulundular?

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *