Arı ekolojik dengenin 
temelini oluşturuyor


Arıların doğadaki bitkilerin yüzde 85’inin tozlaşmasını sağladığını ifade eden Gaziantep Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nebi Koca, arının aynı zamanda ekolojik dengenin temelini oluşturduğuna dikkat çekti. 
Arıya sadece bal üreten 
olarak bakmamız lazım
Arı böcekgiller familyasına ait olan bir canlı olduğunu belirten Koca, “Böcekgiller familyasında ince zarları olan bir hayvan olarak kabul edilir. Arı sadece bal üreten bir canlı değildir. Arının ürettiği bal dördüncü ya da beşinci ürünüdür. Ama polen, propolis ve arı sütü baldan çok daha değerli ve önemlidir. Fakat bal’a önemsiz demiyorum. Onun için arıya sadece bal üreten olarak bakmamız lazım” ifadesini kullandı. 
Arılar doğadaki bitkilerin
yüzde 85’inin tozlaşmasını sağlıyor
“Arılar doğadaki bitkilerin yüzde 85’inin tozlaşmasını sağlıyor. Yani dişi ile erkeği bir araya getiren ve onun kalitesini ve verimliliğini arttıran bir canlıdır” diyen Koca, “Onun için tarım sektöründe geçmiş yıllarda tozlaşmaya hiç önem verilmedi. Ama dünyada birçok ülkede çiftçi arının tarlasına konması için arıcıya ücret ödüyor. Fakat zaman zaman gittiğimiz yerlerde tarımla uğraşan çiftçilerle sıkıntılar yaşıyoruz. Bu da arının faydalarının yeteri kadar anlatılmamasından kaynaklanıyor” diye konuştu. 
Arıcılık atadan, babadan ve 
kulaktan duyma olarak yapılıyor
Arı kendi ürettiği ürünün yaklaşık 10 katı kadar bitkinin ekonomik verimliliğine katkı sağladığının altını çizen Gaziantep Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nebi Koca, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu da arının önemini gösteriyor. Bizim arıcılarımız genellikle babadan, atadan kalma yöntemlerle veya kulaktan duyma bilgilerle arıcık yapmakta. Ne yazık ki bu ülkemizin acı bir gerçeği. Bu sadece arıcılık sektörü için değil, bütün sektörler için böyle. Gaziantep’te arıya şeker veren arıcımız yok, fakat birçok bölgede var. Arılarınıza şeker vermeyin, çünkü bir maliyet ve külfettir. Arıları gezdirin ki hem verdiği ürünün kalitesi artsın hem de size bir maliyet olmasın. Arı aynı zamanda dünyanın ekolojik dengesinin temelini oluşturmakta.”
Tüketim arttıkça insanlar
daha sağlıklı yaşayacak
Arı sütünün içindeki yüzde 3’lük kısmı bilinmediğini sözlerine ekleyen Koca, “Balı toplumumuzun güvenle tüketmesi lazım. Her meslekte olduğu gibi bizim meslekte de dürüst olanı var, olmayanı var. Artık arıcı birlikleri var. Bunlar yarı kamu düzeyinde çalışan sivil toplum örgütleridir. Vatandaşlar buralardan çok rahat bir şekilde bal, polen veya arı sütü alıp tüketebilirler. Tüketim arttıkça insanlar daha sağlıklı yaşayacak” diye açıklamalarda bulundular. 
Avrupa’nın tamamında 12 bin çeşit bitki 
varken, Türkiye’de 11 bin çeşit bitki var
Türkiye’nin arıcılık ve bitki ürünleri bakımından dünyanın en iyi ülkelerinden birisi oluğunu kaydeden Koca, “Avrupa’nın tamamında 12 bin çeşit bitki varken, Türkiye’de 11 bin çeşit bitki var. Türkiye’de bize ait 5-6 ırk arımız varken, dünyanın tamamında ise 22 çeşit var. Dolayısıyla ülkemizde üretilen balların hemen hemen hepsi çok kaliteli. Sulu arazi ve tek bitkiden elde edilen ballar hariç. Türkiye’de çok çeşit kaliteli bal var” ifadelerine yer verdi. 
Bir bitkinin nektar
akımı en fazla 15 gündür
Günümüzde arı hastalıkları için kesinlikle kullanılması gereken ilaçların olduğunu vurgulayan Koca, “Bu ilaçları bilinçsiz bir arıcı bal döneminde veya kullanmaması gereken dönemlerde kullanırsa şifa yerine zehre dönüşür. Bu konuda üyelerimizle sürekli görüşüyoruz ve eğitimler veriyoruz. Bir bitkinin nektar akımı en fazla 15 gündür. Dolayısıyla her mevsimin baharı kendi iklim şartlarına göre değiştiği için sürekli gezdirmek zorunda kalıyoruz. Eğer gezgin arıcılık yapmazsak, ya orada büyük bir arazinin etrafına çeşit çeşit dönemler açan bitkiler ekmemiz gerekiyor” şeklinde açıklamalar yaptı. Arzu Bulut