Dünyada ve Türkiye’de salgınların görülmeye başlanmasıyla birlikte bir kez daha “aşı reddi” gündeme geldi. Konuya ilişkin görüştüğümüz Gaziantep –Kilis Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Doğan Eroğulları, Türkiye aşı konusunda iyi durumdayken, son zamanlarda aşı karşıtlığının artmasıyla bu durumun değişeceğini belirtti
Aşı reddinin dünyada ve Türkiye’de her geçen gün arttığına dikkat çeken Dr. Doğan Eroğulları,, “Ülkemizde şu anda 35 bin civarında ebeveyn çocuklarına aşı yaptırmaya karşı. Sayı çok kritik bir noktada. Ve ülkemizde de salgınlar görülmek üzere. Şu anda dünyada kızamık salgınları görüldüğü gibi, bu aynı şekilde bizim ülkemizde de görülmeye başladı. Bulaşıcı hastalıklarla insanlık var olduğundan beri mücadele ediliyor ve bulaşıcı hastalıklara karşı savaş, ancak aşılarla kazanıldı” dedi.
Bulaşıcı hastalıklarla aşı
sayesinde başedebiliyoruz
Eroğulları, “Kızamık, suçiçeği gibi bulaşıcı hastalıklarla şu anda aşı sayesinde baş edebiliyoruz. Bundan dolayı bazı hastalıklar görülmemeye başlandı. Mesela çiçek hastalığı artık görülmüyor. Son 30-40 yıldır tüm dünyada çiçek hastalığı aşılama çalışmaları sayesinde ortadan kaldırıldı. Ülkemizde bir sürü çocuğu sakat bırakan, bir sürü çocuğumuzun hayatını elinden alan bu hastalıklar, sağlık çalışanlarının olağanüstü çalışmalarıyla silindi. Ancak maalesef bu şekilde giderse bu aksaklıklar tekrar görülmeye başlayacak. Eğer aşı reddindeki hız bu şekilde devam ederse dünya genelinde binlerce çocuğun hayatını kaybedeceği düşünülüyor ve söyleniyor” ifadelerinde bulundu.
‘Aşı bir toplumsal sorumluluk ve
bir halk sağlığı zorunluluğudur’
Aşının gelişmiş ülkelerde zorunlu olduğunu belirten Eroğulları, “Bu ülkelerde aşı zorunlu olduğu için aşı yaptırmayan ailelerin çocukları, eğitimlerini ayrı yerde görüyor. Ve ayrı doktorlara gidiyorlar. Bir anlamda çocuklar izole ediliyor. Şimdi burada sıkıntı şu; ben çocuğuma aşı yaptırmadığım zaman bu benim kişisel hak ve özgürlük alanıma girmiyor. Çünkü benim çocuğuma yapılmayan aşı, başka bir çocuğa, mikropla hastalığın bulaşmasına neden olur. Dolayısıyla aşı bir toplumsal sorumluluktur. Halk sağlığı zorunluluğudur. Bireysel özgürlükler çerçevesinde değerlendirilecek bir konu değildir” şeklinde konuştu.
Türkiye’de aşı reddine dair davalar ve bu davalara dair mahkeme kararı olduğunu hatırlatan Eroğulları, “Bu davada tamamen hukuksal bir boşluktan kaynaklı bir karar var. Mahkeme kararı ‘aşıyı bu haliyle zorla yaptıramazsınız’ diyor. Yani diyor ki düzenlemeyi yapın, sonra yaptırın. Şu anda ülkemizde verem aşısı kanunen zorunludur. Diğer aşılar da kanundaki eksiklikten kaynaklıdır. Bu konuda biz daha önce Aile Hekimliği Dernekleri olarak hem meclise bu konudaki görüşlerimizi ve tekliflerimizi sunduk hem de uyarılarımızı yaptık” dedi.
‘Aşı; öldürülmüş, hastalık yapma yeteneği
ortadan kaldırılmış mikrop demektir’
Türkiye’de sosyal medya ve bazı hekimlerin ifadeleri doğrultusunda “aşı reddi” sayısının arttığını söyleyen Eroğulları, “ Örneğin aşılarda alüminyum olduğu için yapılmaması gerektiğini söyleyen kişiler torunlarının aşı kartları bizde var. Bu aşı yaptırmayın diyen kişiler yurt dışına giderken, hacca giderken, başka ülkelere giderken kendi torunlarının aşılarını yaptırıyor. Ama maalesef popülerlik ve biraz daha fazla para kazanmak uğuruna insanın sağlığıyla oynuyorlar. Dolayısıyla halkımızı yanlış bilgilendirerek halkımızın sağlığıyla oynuyorlar. Aşılar ve ilaçların içinde ne olduğu üzerinde yazıyor. Aşı dediğimiz, öldürülmüş, hastalık yapma yeteneği ortadan kaldırılmış mikrop demektir. Bununla ilgili olarak şunu da söylemek istiyorum: Ülkemizin aşı tarihçesine baktığımızda aslında çok iyi bir noktadaydık. 1800 yılların sonunda pastoral aşı geliştirme çalışmalarına Türk hekimlerin ciddi çalışmaları olmuştur. Ülkemizde 1950’li yıllara kadar aşı fabrikaları vardı. 1950’liden sonra maalesef aşı konusunda gerilemeye başladık. Son dönemde de popülerlik uğuruna aşılar, insanlara sanki gereksiz bir şeymiş gibi gösteriliyor” diye ifade etti.
Eroğulları son olarak şunları söyledi: “Aşı candır. Aşı hayat kurtarır. Maalesef çocukların dilleri olmadığı için sorulamıyor. Bunun sorumluluğu bizdedir. Aşılarımızı ücretsiz halka sunuyoruz. Aşılarımız zararlı olsa kendi çocuklarımıza yaptırmayız. Aşı karşıtı olanlar kendi çocuklarına yaptırmaz. Vatandaşlarımız sosyal medya gibi yerlerden uzak durup, gerçek aile hekimlerine sorsunlar.” Esra Aydın
Aşı reddinin dünyada ve Türkiye’de her geçen gün arttığına dikkat çeken Dr. Doğan Eroğulları,, “Ülkemizde şu anda 35 bin civarında ebeveyn çocuklarına aşı yaptırmaya karşı. Sayı çok kritik bir noktada. Ve ülkemizde de salgınlar görülmek üzere. Şu anda dünyada kızamık salgınları görüldüğü gibi, bu aynı şekilde bizim ülkemizde de görülmeye başladı. Bulaşıcı hastalıklarla insanlık var olduğundan beri mücadele ediliyor ve bulaşıcı hastalıklara karşı savaş, ancak aşılarla kazanıldı” dedi.
Bulaşıcı hastalıklarla aşı
sayesinde başedebiliyoruz
Eroğulları, “Kızamık, suçiçeği gibi bulaşıcı hastalıklarla şu anda aşı sayesinde baş edebiliyoruz. Bundan dolayı bazı hastalıklar görülmemeye başlandı. Mesela çiçek hastalığı artık görülmüyor. Son 30-40 yıldır tüm dünyada çiçek hastalığı aşılama çalışmaları sayesinde ortadan kaldırıldı. Ülkemizde bir sürü çocuğu sakat bırakan, bir sürü çocuğumuzun hayatını elinden alan bu hastalıklar, sağlık çalışanlarının olağanüstü çalışmalarıyla silindi. Ancak maalesef bu şekilde giderse bu aksaklıklar tekrar görülmeye başlayacak. Eğer aşı reddindeki hız bu şekilde devam ederse dünya genelinde binlerce çocuğun hayatını kaybedeceği düşünülüyor ve söyleniyor” ifadelerinde bulundu.
‘Aşı bir toplumsal sorumluluk ve
bir halk sağlığı zorunluluğudur’
Aşının gelişmiş ülkelerde zorunlu olduğunu belirten Eroğulları, “Bu ülkelerde aşı zorunlu olduğu için aşı yaptırmayan ailelerin çocukları, eğitimlerini ayrı yerde görüyor. Ve ayrı doktorlara gidiyorlar. Bir anlamda çocuklar izole ediliyor. Şimdi burada sıkıntı şu; ben çocuğuma aşı yaptırmadığım zaman bu benim kişisel hak ve özgürlük alanıma girmiyor. Çünkü benim çocuğuma yapılmayan aşı, başka bir çocuğa, mikropla hastalığın bulaşmasına neden olur. Dolayısıyla aşı bir toplumsal sorumluluktur. Halk sağlığı zorunluluğudur. Bireysel özgürlükler çerçevesinde değerlendirilecek bir konu değildir” şeklinde konuştu.
Türkiye’de aşı reddine dair davalar ve bu davalara dair mahkeme kararı olduğunu hatırlatan Eroğulları, “Bu davada tamamen hukuksal bir boşluktan kaynaklı bir karar var. Mahkeme kararı ‘aşıyı bu haliyle zorla yaptıramazsınız’ diyor. Yani diyor ki düzenlemeyi yapın, sonra yaptırın. Şu anda ülkemizde verem aşısı kanunen zorunludur. Diğer aşılar da kanundaki eksiklikten kaynaklıdır. Bu konuda biz daha önce Aile Hekimliği Dernekleri olarak hem meclise bu konudaki görüşlerimizi ve tekliflerimizi sunduk hem de uyarılarımızı yaptık” dedi.
‘Aşı; öldürülmüş, hastalık yapma yeteneği
ortadan kaldırılmış mikrop demektir’
Türkiye’de sosyal medya ve bazı hekimlerin ifadeleri doğrultusunda “aşı reddi” sayısının arttığını söyleyen Eroğulları, “ Örneğin aşılarda alüminyum olduğu için yapılmaması gerektiğini söyleyen kişiler torunlarının aşı kartları bizde var. Bu aşı yaptırmayın diyen kişiler yurt dışına giderken, hacca giderken, başka ülkelere giderken kendi torunlarının aşılarını yaptırıyor. Ama maalesef popülerlik ve biraz daha fazla para kazanmak uğuruna insanın sağlığıyla oynuyorlar. Dolayısıyla halkımızı yanlış bilgilendirerek halkımızın sağlığıyla oynuyorlar. Aşılar ve ilaçların içinde ne olduğu üzerinde yazıyor. Aşı dediğimiz, öldürülmüş, hastalık yapma yeteneği ortadan kaldırılmış mikrop demektir. Bununla ilgili olarak şunu da söylemek istiyorum: Ülkemizin aşı tarihçesine baktığımızda aslında çok iyi bir noktadaydık. 1800 yılların sonunda pastoral aşı geliştirme çalışmalarına Türk hekimlerin ciddi çalışmaları olmuştur. Ülkemizde 1950’li yıllara kadar aşı fabrikaları vardı. 1950’liden sonra maalesef aşı konusunda gerilemeye başladık. Son dönemde de popülerlik uğuruna aşılar, insanlara sanki gereksiz bir şeymiş gibi gösteriliyor” diye ifade etti.
Eroğulları son olarak şunları söyledi: “Aşı candır. Aşı hayat kurtarır. Maalesef çocukların dilleri olmadığı için sorulamıyor. Bunun sorumluluğu bizdedir. Aşılarımızı ücretsiz halka sunuyoruz. Aşılarımız zararlı olsa kendi çocuklarımıza yaptırmayız. Aşı karşıtı olanlar kendi çocuklarına yaptırmaz. Vatandaşlarımız sosyal medya gibi yerlerden uzak durup, gerçek aile hekimlerine sorsunlar.” Esra Aydın
RSS