Elif Söyleyici, “Kadınlar her gün evde, işte, okulda, sokakta erkek ve erkek devlet şiddetine maruz kalırken, şiddet tehdidi altında yaşamlarını sürdürürken, siyasal iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek ve kadın kazanımlarını geliştirmek yerine, yaşananlara karşı mücadele yürüten kadınlara yönelik baskı, gözaltı ve tutuklamalarla şiddeti kalıcı hale getirmekte, kadına yönelik şiddeti cesaretlendiriyor” şeklinde konuştu.
Gözaltı zamanlamasının Nevroz ve 1 Mayıs öncesine denk gelmesi tesadüf değil
İktidarın tekçi, gerici ve cinsiyetçi politikalarına karşı gelen, kabul etmeyen, muhalif olan ve bunun için alanlara çıkan kadınlara yönelik şiddetine gözaltı ve tutuklama şiddetini de eklediğini kaydeden Söyleyici, “Gözaltılar ve baskılar kadın kırımı politikası uygulamaları olup kadına yönelik şiddetin münferit değil, politik olduğunun da kanıtı. Gözaltı zamanlamasının Nevroz ve 1 Mayıs öncesine denk gelmesi tesadüf değil. Son yıllarda belli günler öncesinde kitlesel gözaltılar rutin hale getirilmiştir. Böylelikle kadınlar üzerinden tüm topluma gözdağı verilmek, sindirilmek, yapılacak eylem ve etkinliklere katılımı en aza indirmek hedefleniyor” dedi.
“Gözaltına alınanların tamamının adresleri belli olup çağrılma durumunda ifade verecek kişiler” diyen Söyleyici “İktidar gözaltı ve tutuklamalar yoluyla muhalif kesimleri sindirmeyi, korku dalgası yaratmayı hedeflediğinden bu politikayı özellikle ve sistematik olarak uyguluyor. Ortada sayısız mahkeme ve AİHM kararı olmasına karşın ısrarla en temel sendikal hak ve özgürlükleri yok sayanlar, anayasal hakları toplantı, gösteri ve ifade özgürlüğü hakkını kullanmak isteyenleri gözaltına alanlar “sendikal faaliyeti engelleme” ve “görevi kötüye kullanma suçu” işliyor” ifadelerini kullandı.
Gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacak
Söyleyici, “Biz kadınlar olarak; hakkımız olanı ancak sokaklarda olarak alacağımızı, evde, işte, sokakta, okulda, gerektiğinde de cezaevinde, kısacası yaşadığımız her yerde mücadeleyi büyüterek kazanacağımızın bilincindeyiz. Eril zihniyetin üzerimizde kurduğu sistematik tahakkümü kırmanın tek yolunun yine sürekli ve örgütlü kadın mücadelesini yükseltmekten geçmekte olduğunu biliyoruz. Bu mücadeleyi yürütürken karşımıza her türden engellemeler çıkacağının da farkındayız. Bedeli ne olursa olsun kadınların mücadelesini kriminalize etmeye yönelik gözaltılar, tutuklamalar, baskılar kadınları yıldıramayacak, korkutamayacak” diye konuştu. Adem Kesenek
