Cansız varlıklar maharetli ellerde hayat buluyor

Onlar bir tasarım ustası. Gözünün Gördüğü taş, fıstık, ahşap televizyon vb her türlü herhangi bir materyale yaptığı değişik tasarımlarla hayat veriyor. Cansız varlıklar adeta maharetli ellerde hayat buluyor. Yaptığı tasarımlar görenlerin takdir ve beğenisini kazanırken, pirinç ve fıstık üzerine yaptığı resim büyük ilgi gördü. Yurt dışından bile görmeye gelenler oldu. Fakat şimdi hedefi çok daha büyük. Bu mesleği geleceğe taşımak için yardım bekliyorlar.
Baba ve oğul, tasarımlarla
cansız varlıklara hayat veriyor
Gaziler Caddesi’nde ara sokakta bulunan kişiye özel hediyelik eşya satan dükkan daha çok müzeyi andırıyor ve insanları nostalji çerçevesinde geçmişe götürüyor. Çünkü mağazaya giren kişi mutlaka maziden bir anı hatırlayarak geçmişi yad eden bir ürün ile karşılaşıyor. Mağaza içerisinde günlük hayatta artık kullanılmayan veya geri dönüşüme gönderilen eşyalar tasarımcı ustası Ömer Faruk Kaplan ve olgu Şerif Can’ın elinde hayat buluyor. Tasarımcı Baba ve oğul, hünerli elleriyle cansız varlıkların hayat bulmasını sağlıyor. ‘Müşteri hayal etsin biz hayata geçirelim’ sloganı ile çıktığı yolda ünü yurtdışına kadar çıktı. Şimdi ise tek bir hedefi var: Oda bu mesleği Gaziantepliler’e öğretmek.
Her şeyin üzerine
tasarım yapabilirim
Gazetemize açıklamalarda bulunan Tasarımcı Ömer Faruk Kaplan, 14 yıldan beri tasarım yaptığını ifade ederken, “Yolda gördüğüm taşın üzerine bile tasarım yapabilirim. Bir ceviz kabuğunun, bir fıstık kabuğunun veya bir hurda gitarın bir televizyonun ya da aklınıza gelebilecek her şeyin üzerine tasarım yapabilirim” diye konuştu.
Ürünlerin yüzde 100
genetiği ile oynayabilirim
“Asıl hedefim Gaziantep’te olmayan bir şeyi getirmekti” ifadelerini kullanan Kaplan, “Bursa’da kristale fotoğraf çizildiğini fark ettim. Ondan sonra ilk önce bunu yapmaya başladım, sonra takı daha sonra da kişiye özel tasarım yapmaya başladım. Bu tasarımları yapmak bir ayda sürebilir, bir saatte sürebilir. Bu tasarımlar birazda insanın hayal gücüne bağlı. Önce yapacağınız şeyi hayal etmeniz ve kafanızda tasarlamanız gerekiyor. Hediyelik eşya olarak herkes her şeyi yapabiliyor, fakat kişiye özel hediyelik eşyayı kimse yapmıyor. Ancak ürünlerin yüzde 100 genetiği ile oynayabilirim” şeklinde konuştu.
Bir adam köze aşık değilse
kimseye lezzet yediremez
Tasarımın sınırının olmadığını kaydeden Kaplan, “Biz ne sattığımızla değil sizin bizden ne istediğinizle ilgileniyoruz” sloganı ile yola çıktıklarının altını çizerken küçük bir objeye tasarım yapmanın kolay olmadığını belirtti. “Bir adam köze aşık değilse kimseye lezzet yediremez.” O yüzden önce bu işi seveceksiniz, insanı, toprağı, doğayı, havayı, suyu ve hayvanı seveceksiniz. Kısacası sevmeden bu işi yapmanız mümkün değil. Bu tür tasarımları Türkiye genelinde sadece biz yapıyoruz. Bundan dolayı da sosyal medyaya atmıyoruz. Gaziantep’in çocuklarına ve insanlarına bu mesleği öğretmek istiyorum. Çocuklar hem öğrensin hem meslek edinsin hem de yaptığını satsın, koluna altın bilezik taksın. Neden kendi milli servetimizi dışarıya kazandıralım, neden ülkemiz ve Gaziantep’imiz kazanmasın, neden dünya bize değil de biz dünyaya satmayalım? Geri dönüşümün “hediyelik ve tasarımı” neden olmasın. “Model Hediye” olarak vizyonumuz geri dönüşümün hediyelikte tasarım ve üretim senkronizasyonunu yakalamak” ifadelerini kullandı.
Oda olarak elimizden gelen
bütün yardımları yapacağız
Gaziantep Turistik Eşya Satıcıları Odası Başkanı Hüseyin Yaz, 300’e yakın üyenin 100’ünün hediyelik eşya sattığını ancak imalatçı ve üretici olmadığını söylerken, “Ömer Faruk Kaplan kardeşimiz bana yaptığı tasarımları gösterdi ve hepsi de birbirinden güzeller. Dükkan içerisinde bulunan kemana ayrı bir güzellik katmış, eski televizyona değişik bir tasarım yapmış ve bunun gibi tasarımları gerçekten çok güzel. “Hediyelik eşyayı” neden Gaziantep’te üretmeyelim diye bir çalışma başlatacağız. Oda olarak bu konuda elimizden gelen bütün yardımları yapacağız” diye konuştu. Hüseyin Karataş