’Umut Vakfı ve Emniyet verilerine göre, ülkemizde işlenen cinayetlerin yüzde 65’i ateşli silahlarla gerçekleştirilmekte, bu olayların yüzde 84’ünde ise ruhsatsız silahlar kullanılıyor”
Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Bülent Yılmaz, ‘’Bugün ruhsatsız silah taşıyan bir kişi çoğu zaman cüzi para cezalarıyla veya ertelenmiş mahkûmiyetlerle serbest kalabiliyor. Bu da suç işleme eğilimini artırmakta, toplumda “nasıl olsa bir şey olmuyor” algısını pekiştiriyor. Caydırıcı olmayan cezalar, adalet sisteminin güvenilirliğini zedelemekte ve suç oranlarını yükseltiyor’’ ifadelerini kullandı.
Yılmaz, son yıllarda toplumun en önemli ve en acı gerçeklerinden birinin hızla artan bireysel silahlanma ve bunun doğrudan yol açtığı toplumsal şiddet olduğunu dile getirdi
Basit bir sürtüşme kısa sürede silahlı çatışmaya dönüşebiliyor
Yılmaz, ‘’Neredeyse her gün televizyon ekranlarında, haber sitelerinde veya sosyal medyada; bir yol tartışmasının, aile içi anlaşmazlığın, komşuluk geriliminin ya da trafikteki basit bir sürtüşmenin kısa sürede silahlı çatışmaya dönüştüğünü görüyoruz. Bu olaylarda birçok vatandaşımız yaşamını yitiriyor, onlarcası yaralanıyor ve geride onarılamaz acılar bırakılıyor’’ dedi.
Türkiye, bireysel silahlanmada Avrupa ülkeleri arasında ilk sırada
Türkiye’nin bireysel silahlanma oranında Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda yer aldığına dikkat çeken Yılmaz, ‘’Umut Vakfı ve Emniyet verilerine göre, ülkemizde işlenen cinayetlerin yüzde 65’i ateşli silahlarla gerçekleştirilmekte, bu olayların yüzde 84’ünde ise ruhsatsız silahlar kullanılıyor. Türkiye, bireysel silahlanma oranında Avrupa ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Son 5 yıl içerisinde yalnızca ruhsatsız silah yakalanma oranındaki artış, toplumun nasıl hızla silahlandığının somut göstergesi’’ açıklamasını yaptı.
Unutulmamalıdır ki siyasetin dilinde şiddet varsa, sokakta silah var’
Cezaların caydırıcı olmasının sorunu büyüttüğünü kaydeden Yılmaz, siyaset dilinin etkisinin göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi. ‘’Şiddeti yalnızca bireysel eğilimler ya da hukuki zafiyetler beslemiyor. Siyasetin kutuplaştırıcı ve sert dili, toplumdaki gerginliği sürekli diri tutuyor. Kutuplaştırıcı söylemler; farklı görüşleri düşmanlaştırmakta, toplumsal barışı zedelemekte ve bireyler arası iletişimde şiddeti meşrulaştırıyor. Unutulmamalıdır ki, siyasetin dilinde şiddet varsa, sokakta silah var’’ dedi.
Ruhsatsız silah bulundurmanın ve taşımanın cezaları caydırıcı biçimde ağırlaştırılmalı
Ekonomik zorlukların, adalete güvenin azalmasının, toplumsal eşitsizliklerin ve umutsuzlukların bireylerin öfke eşiğini düşürdüğünü sözlerine ekleyen Başkan Yılmaz, ‘’Silaha kolay erişim ile birleştiğinde, bu durum sıradan tartışmaları ölümcül olaylara dönüştürüyor. Yasal düzenlemeler yeniden ele alınmalı, ruhsatsız silah bulundurmanın ve taşımanın cezaları caydırıcı biçimde ağırlaştırılmalı. Adalet sistemi, suçun cezasız kalmadığını toplumun her bireyine göstermeli. Tüm siyasi aktörler, kullandıkları dilin toplumsal şiddeti artırdığını görmeli; barışçıl, birleştirici ve uzlaştırıcı bir dil benimsemeli’’ değerlendirmesinde bulundu.
Toplumsal şiddeti önlemek ve barış içinde yaşamak için acil adımlar atılmalı
Tüketici Hakları Derneği Gaziantep Şube Başkanı Bülent Yılmaz, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Okullardan başlayarak, bireysel silahlanmanın toplumsal sonuçlarına dair bilinçlendirme çalışmaları yapılmalı; medya bu konuda sorumlu yayıncılık üstlenmeli. Ekonomik adaletsizlikler ve toplumsal kutuplaşma azaltılmadan şiddetle mücadele başarıya ulaşamaz. Silahlanmanın arttığı, siyasetin dilinin sertleştiği, adaletin caydırıcılığını kaybettiği bir toplumda barış içinde yaşamak mümkün değil. Bugün yaşanan her kayıp, aslında hepimizin ortak geleceğinden çalınmış bir parça Buradan hem siyaset kurumuna, hem yargıya, hem de topluma çağrımız nettir; bireysel silahlanmaya “dur” demek, toplumsal şiddeti önlemek ve barış içinde yaşamak için acil adımlar atılmalı.’’