Ebru sanatının unutulmaya yüz tutulmuş bir sanat olduğunu söyleyen Aslıhan Taşkesen, bu sanatın gelecek nesle taşımak için oğluyla birlikte başladığını belirtti.
Gaziantep Gümrük Hanı’nda anne ve oğlu ebru sanatını turistlere tanıtıyor. Handa açtıkları küçük dükkanı hem satış yeri hem de atölye olarak kullandıklarını söyleyen Aslıhan Taşkesen, ebru sanatına nasıl başladığını şu şekilde anlattı: “ Ebru sanatı hep dikkatimi çeken bir sanattı. Arkadaşım ilgileniyordu, ben de merak salmaya başladım. Ebru sanatının rahatlatıcı bir etkisini fark ettikten sonra daha da ilgi göstermeye başladım. Bir süre sonra böyle bir dükkân ve atölye açmaya karar verdim. Ebru sanatı Antep’te yapılamayan, pek fazla ilgi gösterilmeyen bir sanattır. Unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Sanatı gün yüzüne çıkması ve ön planda olması güzel bir şey.”
‘Ebru yapmanın bir süresi
yok, o anki ruh halinize bağlı’
Ebru sanatını daha çok doğal malzemeler kullanarak yaptıklarını belirten Taşkesen, “Biz toprak boya kullanıyoruz, kimyasal boya kullanmayı bilinçli olarak tercih etmiyoruz. Boyların açılması için de sığır ödü kullanıyoruz. Bu sanatı bir kâğıda değil de, seramik üzerine, doğal taşlar üzerine, sedef üzerine, kravat ve daha birçok şeyin üzerine işliyoruz. Ebru sanatının özel bir kıvamı var. Yazın hızlı bir şekilde bozuluyor. Serin bir yerde yapmak gerekiyor. Ebru yapmanın bir süresi yok, o anki ruh halinize bağlı. Ebru, çok hassas ve dikkatli olunmasını gerektiren bir sanat” diyor.
‘Ebru sanatına kendimi iyi
hissetmek adına başladım’
Bu sanata ekonomik anlamda başlamadığını dile getiren Taşkesen, “Sanata adım atmak adına ve kendimi iyi hissetmek adına başladım bu işe. Ben oğlumla birlikte bu sanatı öğrendim. Onunla kurslara gittik. Bu sanatın gelecek nesille taşınmasını istedim. Bu tür sanatların küçük yaşlarda öğrenilmesi gerektiğini düşünüyorum. İlk oğlumla başladım ve oğlumla birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Çocukların sanatla ilgilenmeleri onlar için de çok iyi. Onlara da bir terapi oluyor” şeklinde konuştu.
‘İnsanlar el sanatı olduğu
için de değer veriyorlar’
Ebru sanatının daha çok sanata ilgisi olan kişilerin dikkatini çektiğini söyleyen Taşkesen, “Beğeniyorlar. İnsanlar el sanatı olduğu için de değer veriyorlar. Antep’te çok bilinmeyen, merak edilmeyen ve talep edilmeyen bir sanat. Bizler de merak edilmesi için hem dükkân hem de atölye şekline kullandığımız küçük bir yer açtık. İnsanlar gelip gördüklerinde nasıl olduğunu görmek ve denemek istiyorlar. Böylelikle bu sanatı tanıtmış oluyoruz” dedi. Esra Aydın
Gaziantep Gümrük Hanı’nda anne ve oğlu ebru sanatını turistlere tanıtıyor. Handa açtıkları küçük dükkanı hem satış yeri hem de atölye olarak kullandıklarını söyleyen Aslıhan Taşkesen, ebru sanatına nasıl başladığını şu şekilde anlattı: “ Ebru sanatı hep dikkatimi çeken bir sanattı. Arkadaşım ilgileniyordu, ben de merak salmaya başladım. Ebru sanatının rahatlatıcı bir etkisini fark ettikten sonra daha da ilgi göstermeye başladım. Bir süre sonra böyle bir dükkân ve atölye açmaya karar verdim. Ebru sanatı Antep’te yapılamayan, pek fazla ilgi gösterilmeyen bir sanattır. Unutulmaya yüz tutmuş bir sanat. Sanatı gün yüzüne çıkması ve ön planda olması güzel bir şey.”
‘Ebru yapmanın bir süresi
yok, o anki ruh halinize bağlı’
Ebru sanatını daha çok doğal malzemeler kullanarak yaptıklarını belirten Taşkesen, “Biz toprak boya kullanıyoruz, kimyasal boya kullanmayı bilinçli olarak tercih etmiyoruz. Boyların açılması için de sığır ödü kullanıyoruz. Bu sanatı bir kâğıda değil de, seramik üzerine, doğal taşlar üzerine, sedef üzerine, kravat ve daha birçok şeyin üzerine işliyoruz. Ebru sanatının özel bir kıvamı var. Yazın hızlı bir şekilde bozuluyor. Serin bir yerde yapmak gerekiyor. Ebru yapmanın bir süresi yok, o anki ruh halinize bağlı. Ebru, çok hassas ve dikkatli olunmasını gerektiren bir sanat” diyor.
‘Ebru sanatına kendimi iyi
hissetmek adına başladım’
Bu sanata ekonomik anlamda başlamadığını dile getiren Taşkesen, “Sanata adım atmak adına ve kendimi iyi hissetmek adına başladım bu işe. Ben oğlumla birlikte bu sanatı öğrendim. Onunla kurslara gittik. Bu sanatın gelecek nesille taşınmasını istedim. Bu tür sanatların küçük yaşlarda öğrenilmesi gerektiğini düşünüyorum. İlk oğlumla başladım ve oğlumla birlikte çalışmaya devam ediyoruz. Çocukların sanatla ilgilenmeleri onlar için de çok iyi. Onlara da bir terapi oluyor” şeklinde konuştu.
‘İnsanlar el sanatı olduğu
için de değer veriyorlar’
Ebru sanatının daha çok sanata ilgisi olan kişilerin dikkatini çektiğini söyleyen Taşkesen, “Beğeniyorlar. İnsanlar el sanatı olduğu için de değer veriyorlar. Antep’te çok bilinmeyen, merak edilmeyen ve talep edilmeyen bir sanat. Bizler de merak edilmesi için hem dükkân hem de atölye şekline kullandığımız küçük bir yer açtık. İnsanlar gelip gördüklerinde nasıl olduğunu görmek ve denemek istiyorlar. Böylelikle bu sanatı tanıtmış oluyoruz” dedi. Esra Aydın
RSS