Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, katıldığı bir programda “Eğitim demokrasiyle çok yakından ilgili. Eğitimde güçlü bir beklenti varsa o zaman yerel seçimlerde bize destek olunması gerektiği çok açık” sözlerini sert şekilde eleştiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, “Oysa biz biliyoruz ki, dünyada eğitim siyaset üstü, partiler üstüdür. Kamusal bir politika olduğunda “eğitimde gelişmişlik” yakalanabilir” dedi.
Hazırlık çalışması tamamlanan Öğretmenlik Meslek Yasası’na değinen Ersönmez, “Milli Eğitim Bakanı Selçuk, ‘sağlıklı bir personel rejimi’ deyince, yıllardır yetkililer tarafından savunulan ve tüm çalışanların şiddetle karşı çıktıkları ‘Kamu Personeli rejimi yasası’ olduğunu biliyoruz. Bizim talebimiz; var olan öğretmen haklarını daha da geriye götüren uygulamalar yerine, İLO, UNESCO tarafından yayınlanan öğretmen haklarını(Öğretmenlik Statüsü) geliştirme kriterlerinin uygulanmasıdır. Son üç yılda uygulanan öğretmenlik mesleğine yönelik uygulamalar; sözleşmeli-ücretli öğretmen, mülakat, güvenlik soruşturmaları, açığa alma, sürgün ve haksız-hukuksuz ihraçlar bize neyin öngörüldüğünün referansıdır” ifadelerini kullandı.
Neye karşı çıktıysak
hep haklı çıktık
“Yıllardır eğitimle dönemsel, günlük uygulamaların eğitimin tüm yapısını etkileyebileceğini, hatta bir neslin olumsuz yetişmesini etkileyeceğini vurguladık” diyen Ersönmez, “Onun için hep kamuoyunu oluşturmaya çalıştık. Ama neye karşı çıktıysak hep haklı çıktık. Bakanda itiraf ediyor, ‘eğitimde bir parametre ile oynandığında bundan çok sayıda parametrenin etkilendiğini’ dile getiriyor. Okula 5 yaş uygulaması uzun süre telafisi mümkün olmayan çocuklarımızı harap etmiştir. Buna karşı çıktığımızda ‘pedagjik, biyolojik, ruhsal, fiziksel, psikolojik verileri’ ortaya koyduk. Hiç bir öğretmen çocuklarını bu yaşta okula göndermedi. Ancak veliler kutuplaştırılarak bu sürece dahil edildi. Ancak gerçeği veliler gördüğünde iş işten geçmişti. Bakanın bu noktada eleştirel yaklaşması değerlidir, ama seçim vaadi olarak kalmaması için takipçisi olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Eğitim de pazarlanan
ürün gibi kalite olamaz
Ders çeşitlerinin ve saatlerinin azaltılmasını savunduklarını dile getiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Ancak burada ‘hangi dersler kaldırılacak, ders süreleri günlük olarak ne olacak’ sorusuyla karşı karşıyayız. Çünkü okullaşma da durumu gördük, sürekli İmam Hatipleşme sağlandı. Talepten fazla İmama Hatip Okulları açıldığı için bu gün bir çok İmam Hatip okulu öğrenci bulamıyor. Eğitim de sürekli ‘kalite’ deniyor. Eğitim de pazarlanan ürün gibi kalite olamaz. Çünkü her bireyin eğitim gelişimi farklıdır ve kendi yapısı içerisindedir. Eğitimdeki kalite, insan yetiştirmektir, sağlıklı, hoşgörülü, sevgi, saygı dolu insan yetiştirmektir. Eğitim de kalite, temel hak ve özgürlükleri esas alan evrensel değerlere sahip olmaktır. Eğitimde bunları gerçekleştirmek için kaliteli eğitim ortamına ihtiyaç var, bunu da sağlamak MEB’in görevidir.” Hüseyin Karataş
Hazırlık çalışması tamamlanan Öğretmenlik Meslek Yasası’na değinen Ersönmez, “Milli Eğitim Bakanı Selçuk, ‘sağlıklı bir personel rejimi’ deyince, yıllardır yetkililer tarafından savunulan ve tüm çalışanların şiddetle karşı çıktıkları ‘Kamu Personeli rejimi yasası’ olduğunu biliyoruz. Bizim talebimiz; var olan öğretmen haklarını daha da geriye götüren uygulamalar yerine, İLO, UNESCO tarafından yayınlanan öğretmen haklarını(Öğretmenlik Statüsü) geliştirme kriterlerinin uygulanmasıdır. Son üç yılda uygulanan öğretmenlik mesleğine yönelik uygulamalar; sözleşmeli-ücretli öğretmen, mülakat, güvenlik soruşturmaları, açığa alma, sürgün ve haksız-hukuksuz ihraçlar bize neyin öngörüldüğünün referansıdır” ifadelerini kullandı.
Neye karşı çıktıysak
hep haklı çıktık
“Yıllardır eğitimle dönemsel, günlük uygulamaların eğitimin tüm yapısını etkileyebileceğini, hatta bir neslin olumsuz yetişmesini etkileyeceğini vurguladık” diyen Ersönmez, “Onun için hep kamuoyunu oluşturmaya çalıştık. Ama neye karşı çıktıysak hep haklı çıktık. Bakanda itiraf ediyor, ‘eğitimde bir parametre ile oynandığında bundan çok sayıda parametrenin etkilendiğini’ dile getiriyor. Okula 5 yaş uygulaması uzun süre telafisi mümkün olmayan çocuklarımızı harap etmiştir. Buna karşı çıktığımızda ‘pedagjik, biyolojik, ruhsal, fiziksel, psikolojik verileri’ ortaya koyduk. Hiç bir öğretmen çocuklarını bu yaşta okula göndermedi. Ancak veliler kutuplaştırılarak bu sürece dahil edildi. Ancak gerçeği veliler gördüğünde iş işten geçmişti. Bakanın bu noktada eleştirel yaklaşması değerlidir, ama seçim vaadi olarak kalmaması için takipçisi olacağız” değerlendirmesinde bulundu.
Eğitim de pazarlanan
ürün gibi kalite olamaz
Ders çeşitlerinin ve saatlerinin azaltılmasını savunduklarını dile getiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, konuşmasına şöyle devam etti: “Ancak burada ‘hangi dersler kaldırılacak, ders süreleri günlük olarak ne olacak’ sorusuyla karşı karşıyayız. Çünkü okullaşma da durumu gördük, sürekli İmam Hatipleşme sağlandı. Talepten fazla İmama Hatip Okulları açıldığı için bu gün bir çok İmam Hatip okulu öğrenci bulamıyor. Eğitim de sürekli ‘kalite’ deniyor. Eğitim de pazarlanan ürün gibi kalite olamaz. Çünkü her bireyin eğitim gelişimi farklıdır ve kendi yapısı içerisindedir. Eğitimdeki kalite, insan yetiştirmektir, sağlıklı, hoşgörülü, sevgi, saygı dolu insan yetiştirmektir. Eğitim de kalite, temel hak ve özgürlükleri esas alan evrensel değerlere sahip olmaktır. Eğitimde bunları gerçekleştirmek için kaliteli eğitim ortamına ihtiyaç var, bunu da sağlamak MEB’in görevidir.” Hüseyin Karataş
RSS