Şube Başkanı Ömer Parlakçı, “Ülkemizde bir süredir yaşanan ekonomik krizin etkisiyle iş ve yaşam koşullarımız ciddi anlamda ağırlaştı. Yıllardır dile getirdiğimiz temel taleplerimiz karşılanmamış ve yaşadığımız sorunlara kalıcı çözümler üretilmedi. Bir milyonu aşkın eğitim ve bilim emekçisinin yaşadığı ekonomik, sosyal ve mesleki sorunları çözmek için yıllardır adım atmayanların, gerçek sorunlarımızı görmezden gelenlerin her yıl aynı cümlelerle tekrarladıkları bildik nutuklarını daha fazla dinlemek istemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunların çözülmesini talep ediyoruz
“Ekonomik krizin çalışma ve yaşam koşullarını son derece ağırlaştırdığı bir dönemde ailelerin çocuklarını hangi zorluklarla okula gönderdiklerini çok iyi biliyoruz” diyen Başkan Parlakçı, “Çocuklarımızı ve gençlerimizi okul içinde ve dışında bekleyen tehlikelerin, eğitim sistemini kuşatan ırkçı-gerici uygulamaların en yakın tanığıyız. Yıllardır yaşadığımız sorunlara somut ve kalıcı çözümler üretilmesini istiyor, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, sosyal, mesleki ve özlük sorunlarının çözülmesini talep ediyoruz” çağrısında bulundu.
Güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamaları belirgin bir şekilde arttı
Eğitimde son yıllarda esnek, güvencesiz ve angarya çalıştırma uygulamalarının belirgin bir şekilde arttığını dile getiren Parlakçı, “Ücretli ve sözleşmeli öğretmenlik, mülakat ve güvenlik soruşturmaları nedeniyle yaşanan sorunlar, 500 bini aşkın işsiz, ataması yapılmayan öğretmenin varlığı gibi temel konuların çözümü noktasında bugüne kadar hiçbir somut adım atılmadı. Öğretmenlerimize insanca yaşayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşam koşulları yaratılmalı; bunun için de başta maaşlar olmak üzere mesleki ve özlük hakları insan onuruna yaraşır düzeye yükseltilmeli. Kaybedilme noktasına gelen mesleki saygınlığın yeniden kazanılması için adım atması gereken MEB’in sanki bütün öğretmenler pahalı hediye peşindeymiş gibi 81 ile genelge göndererek ‘Hediye kabul etmeyin’ uyarısı yapması, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılmasında asıl aktörün MEB olduğunu bir kez daha gösterdi” tespitini yaptı.
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bizler, öğretmenlerin ‘Hükümet memuru’ yapılmasını, öğretmen ve yönetici atamalarının siyasi torpillerin gölgesinde yapılmasını değil; nitelikli eğitimin nitelikli öğretmenle mümkün olabileceği gerçeğinden hareketle, çalışma ve yaşam koşullarımızın iyileştirilmesini istiyoruz. Şu çok iyi bilinmelidir ki, dünyanın her yerinde eğitim emekçileri siyasi iktidarlara değil; halka ve öğrencilerine karşı sorumludur. Yıllardır ülkenin dört bir yanında fedakârca görev yaparken, aksi yöndeki tüm politika, uygulama ve dayatmalara rağmen hükümetin değil, halkın öğretmeni olmak için mücadele ediyoruz. Sadece öğretmenlerin değil, kötü ve sağlıksız koşullarda çalışan; hakları gasp edilen, tamamen hukuksuz siyasi kararlarla ihraç edilen, sürgün ve soruşturmalara maruz kalan bütün eğitim ve bilim emekçilerinin; eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamayan milyonlarca çocuk ve gencimizin taleplerinin takipçisi olmayı sürdüreceğiz.” Özer Karınca
Eğitim Sen Gaziantep Şubesi’nin, 24 Kasım Öğretmenler Günü açıklamasında, “Öğretmenlerimize insanca yaşayabilecekleri, nitelikli hizmet verebilecekleri çalışma ve yaşam koşulları yaratılmalı” denildi.
