Karma eğitim başta olmak üzere, eğitim sistemimizde çok az sayıda kalan çağdaş unsurların sistematik biçimde hedef alındığını vurgulayan Arpat, “İkili ve taşımalı eğitim garabetleri sürdürüldü. Eğitimdeki barınma ve beslenme problemleri derinleşti. Mesleki eğitim adı altında çocuklar sermayeye ucuz işgücü yapıldı, zorunlu eğitim lafta bırakılarak tarikatlar memnun edildi” dedi.
Umut tacirliği yapıldı
Eğitim emekçisinin ağır tablodan hem maddi hem manevi kayıplara maruz kalarak payını aldığını kaydeden Arpat, “Eğitim emekçisini değersizleştirme ve emeğini görmezden gelme politikaları, mesleğe hakaret niteliğindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu’ndan ibaret kalmadı. YÖK’ün aldığı kararla, eğitim fakültelerinin dışında da farklı alanlarda öğrenim gören öğrencilerin pedagojik formasyon eğitimini ‘Seçmeli ders’ olarak almasının önü açıldı. Alanında gördüğü eğitime rağmen atanmayan öğretmen sayısı 1 milyona yaklaşmışken, pedagojik formasyon basitçe dağıtılabilecek bir hale getirildi. Umut tacirliği yapıldı” ifadelerini kullandı.
Eğitim emekçisinin geleceğine ve gündelik hayatına ipotek koyuldu
Başkan Arpat, “Hissedilen enflasyonun yüzde 180’in üzerinde olduğu, ülke çapındaki kira ortalamasının 7 bin liraya ulaştığı kriz ortamında, eğitim emekçisine önce yüzde 30 ücret artışı hak görüldü. Sözde yetkili sendikacıların avuçları patlarcasına alkışladığı bu oranlar, tüm kamu emekçileri gibi eğitim emekçisinin geleceğine ve gündelik hayatına ipotek koydu. Bu yarıyıl döneminde coşkumuzu besleyen güzel şeyler de oldu. Eğitim İş Cumhuriyet’e ve değerlerine, eğitim emekçisinin itibarına ve haklarına karşı yapılan tüm saldırılara karşı dimdik durdu, ailemize yeni dostlar katıldı, sendikamız 120 bini geçen üye sayısıyla Türkiye’nin en etkili örgütlü gücü haline geldi. Etkili sendikacılığımızı yetkili sendikacılığa dönüştürecek, iktidarları ya da siyasi blokları memnun etmek için emekçinin haklarını peşkeş çekenlere inat, hak aramak ve almak nasıl yapılırmış göstereceğiz” açıklamasını yaptı. Fatma Karabacak
