Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 yılı eğitim harcamaları istatistiklerini kamuoyuna duyurdu. Eğitim harcamaları 2023 yılında bir önceki yıla göre yüzde 92,5 artışla 1 trilyon 130 milyar 844 milyon TL’ye ulaştı
Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ömer Parlakçı, ‘’Eğitim sistemi, her geçen yıl daha fazla paralı hale getirilirken milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için bütçelerine göre çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılmaktadır. Yurttaşların gelir seviyesinin düşmesine karşın eğitim maliyetlerinin ve bununa bağlantılı olarak eğitim harcamalarının artması, eğitimdeki eşitsizliklerin giderek derinleştiğinin de göstergesi’’ açıklamasını yaptı.
Eğitim, herkes için eşit ve parasız olmalı
Kamusal eğitimin, siyasal iktidarın ve bir bütün olarak devlet aygıtının hem sınıfsal hem de demokratik talepleri karşılaması için zorlandığını, eğitim hizmetinin herkes için eşit, parasız, nitelikli ve ulaşılabilir olmasını ifade eden bir kavram olduğunu dile getiren Parlakçı, ‘’Bir ülkede herkesin eşit koşullarda yararlanabileceği bir eğitim hakkından bahsedebilmek için eğitimin fiziksel ve ekonomik yönden de erişilebilir olması gerekir. Eğitime erişim hakkını düzenleyen her türlü ulusal, uluslararası yasa ve sözleşme, devletlere bu hakkın ayrım yapılmaksızın sağlanması yükümlülüğünü veriyor’’ ifadelerini kullandı.
Kaynaklar, özel okullara çeşitli adlar altında transfer ediliyor
Devlet okullarına ve yurtlarına ayrılmayan eğitim bütçe kaynaklarının eğitim yatırımları yerine özel okullara çeşitli adlar altında transfer edilmesinin ülkenin tüm yurttaşlarının vergilerinin kamu yararına aykırı bir şeklide kullanılması anlamına geldiğine dikkat çeken Parlakçı, ‘’Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, her adımın paralı hale geldiği bir eğitim düzeninde velinin de öğrenicinin de eğitimcinin de kendi haklarını elde etmesini tek yolu, hiç kimseyi dışlamayacak, herkes için gerçek anlamda eşit bir eğitim düzenin kurulması. Bunun için tüm eğitim masraflarının devlet tarafından üstlenildiği, zenginle fakirin aynı eğitimi aldığı koşulların oluşturulması gerekiyor’’ tespitinde bulundu.
Parlakçı, ‘’Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ve yaygın yoksullaşma sürecinin yaşandığı bir dönemde halkın cebinden yaptığı eğitim harcamalarının bu kadar artmış olması dikkat çekici. Eğitimde okul masraflarının en fazla artış gösterdiği bir dönemde halkın gıda harcamalarını kısarak çocukların eğitimine para ayırdığını, çok sayıda velinin çocuğunu okutmak için eğitim kredisi çektiği biliniyor. Yüksek enflasyon ve hayat pahalılığının kaçınılmaz sonucu olarak artan maliyetler, birçok ailenin çocuklarını yeterli beslenme, barınma ve eğitim materyalleri gibi temel gereksinimlerden mahrum bırakmasına neden oluyor’’ dedi.