İnsanların, sıkıntıları içine atıp biriktirilmeleri sonucunda cinnet geçirdiklerini belirten Uzman Psikolog Hayrettin Şahin, ekonomik kriz dönemlerinde cinnet geçirme ve intihar olaylarının arttığına dikkat çekerken, “Cinneti önlemenin yolu farkındalıktan, eğitimden ve terapiden geçiyor. Kişi kendi kendini kontrol edemiyor, sürekli içine atan bir insansa Psikologlardan ve Psikiyatristlerden yardım alabilir. İnsanlar negatif duygularını, kinini, öfkesini ve nefretini ağlayarak, spor ya da gülme gibi yöntemlerle boşaltabilir” şeklinde konuştu.
Son damla düşer ve insan
elinde olmadan cinnet geçirir
İnsanların yıllarca şiddete, kavgaya, gürültüye, yokluğa maruz kaldığını ve sıkıntıları içine atıp sürekli biriktirdiğinde belli bir noktadan sonra bilinç altı kovasının dolduğunu söyleyen Şahin, “Bilinç kovası dolduğu andan itibaren çok basit bir olaydan sonra son damla düşer ve insan elinde olmadan cinnet geçirir. Ekonomi kötü olduğunda her şeyinizden kısıtlamak zorunda kalırsınız, bu da siz de zorlu yaşam koşullarının ortaya çıkmasına neden olur. Böylelikle 10 yılda içine atmanız gereken sıkıntıları bir anda atıyorsunuz. Bu da belli bir noktadan sonra cinnet olarak ortaya çıkmaktadır” dedi.
Cinnet geçirme sessiz,
sakin insanlarda görülüyor
Cinnet geçirme anında mantığın devre dışı kaldığını kaydeden Şahin, bazı insanların bilinç altı kovasının 40 yaşında bazılarının ise 20 yaşında dolduğunu dile getirirken, bilinç altı kovanın yaşanılan sıkıntılar sonucunda dolduğunu hatırlatırken, “Cinnet geçirme sessiz, sakin insanlarda görülüyor. Yoksa normal hayatta bağıran, dışa yansıtan insanlar çok kolay cinnet geçirmezler. Çünkü günlük yaşamış olduğu sıkıntıyı anında boşaltır” ifadelerini kullandı.
En önemli şey
mutlu olabilmektir
Uzman Psikolog Hayrettin Şahin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Kültürel kodlarımızda içine “Cin” kaçmış derler, halbuki bize gelen vatandaş depresyon hastasıdır. Yani daha çok cin, peri ve şeytan gibi soyut varlıklar negatif alanın karşılığıdır. Cin, peri ve şeytan gibi şeyler inanç sistemimizle alakalıdır. Yoksa bilimsel anlamda böyle bir şey söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kendilerini ve hayatını sevsinler. Hayat, yaşamak güzel. Ekonomik sıkıntılar her zaman olur, olacak, ama krizlerin geçici olduğunu bilmek gerekiyor. En önemli şey mutlu olabilmektir.” Hüseyin Karataş
Son damla düşer ve insan
elinde olmadan cinnet geçirir
İnsanların yıllarca şiddete, kavgaya, gürültüye, yokluğa maruz kaldığını ve sıkıntıları içine atıp sürekli biriktirdiğinde belli bir noktadan sonra bilinç altı kovasının dolduğunu söyleyen Şahin, “Bilinç kovası dolduğu andan itibaren çok basit bir olaydan sonra son damla düşer ve insan elinde olmadan cinnet geçirir. Ekonomi kötü olduğunda her şeyinizden kısıtlamak zorunda kalırsınız, bu da siz de zorlu yaşam koşullarının ortaya çıkmasına neden olur. Böylelikle 10 yılda içine atmanız gereken sıkıntıları bir anda atıyorsunuz. Bu da belli bir noktadan sonra cinnet olarak ortaya çıkmaktadır” dedi.
Cinnet geçirme sessiz,
sakin insanlarda görülüyor
Cinnet geçirme anında mantığın devre dışı kaldığını kaydeden Şahin, bazı insanların bilinç altı kovasının 40 yaşında bazılarının ise 20 yaşında dolduğunu dile getirirken, bilinç altı kovanın yaşanılan sıkıntılar sonucunda dolduğunu hatırlatırken, “Cinnet geçirme sessiz, sakin insanlarda görülüyor. Yoksa normal hayatta bağıran, dışa yansıtan insanlar çok kolay cinnet geçirmezler. Çünkü günlük yaşamış olduğu sıkıntıyı anında boşaltır” ifadelerini kullandı.
En önemli şey
mutlu olabilmektir
Uzman Psikolog Hayrettin Şahin, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Kültürel kodlarımızda içine “Cin” kaçmış derler, halbuki bize gelen vatandaş depresyon hastasıdır. Yani daha çok cin, peri ve şeytan gibi soyut varlıklar negatif alanın karşılığıdır. Cin, peri ve şeytan gibi şeyler inanç sistemimizle alakalıdır. Yoksa bilimsel anlamda böyle bir şey söz konusu değildir. Vatandaşlarımız kendilerini ve hayatını sevsinler. Hayat, yaşamak güzel. Ekonomik sıkıntılar her zaman olur, olacak, ama krizlerin geçici olduğunu bilmek gerekiyor. En önemli şey mutlu olabilmektir.” Hüseyin Karataş
RSS