Yıllardır var olan düzen gözler önüne serildi
Gaziantep Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu tarafından yapılan açıklamada, silah yüklü TIR’ların daha önce de gündeme geldiği, bu silahların Suriye’de insan boğazlayan cihatçılara gittiğinin BM ve TÜİK belgelerinde ortaya konduğu vurgulanırken, “Gaziantep halkı olarak cihatçıların ülkemizde cirit atmasından rahatsızız. Bölgemiz hızla güvenli bir yer olmaktan uzaklaşmaktadır” denildi.
Açıklamada, “17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının, yıllardır var olan düzeni, göz önüne getirmiş olduğuna dikkat çekilerek, Özal döneminde” Benim memurum işini bilir” söylemi vardı. “Bu adamlar yiyor ama iş de yapıyorlar” diye bir söz çok konuşulur olmuştu.Bu söylemle “Yolsuzluk ve rüşvet olayları önemli değil”, denmeye getiriliyordu.Daha sonraki dönemlerde çıkartılan “Nereden buldun yasası” AKP iktidarı tarafından rafa kaldırılmıştı.Yakın zamanlarda, yargı aşamasına bir türlü gelemeyen “Deniz Feneri” davasında yargıya müdahale edilmiş, soruşturmayı başlatan savcılar görevden alınmıştı.İktidar yandaşı olan bu dernek aracılığıyla, halktan toplanan 24 milyon avro buharlaşıp gitmişti” denildi.
“12 Eylül 1980 darbesiyle yargı bağımsızlığı kısmen ortadan kalkmıştı” denilen açıklamada “12 Eylül 2010 referandumuyla yargı, hükümete bağımlı hale getirildi. Bugünkü yargı ortamı Gülen cemaati ve AKP hükümeti tarafından birlikte oluşturulmuş oldu.AKP Hükümeti bu gün, bu yargı ortamından rahatsızlığını ortaya koyuyor, yeni yönetmelik ve yasalarla Hâkimler ve Savcılar Yüksek kurulunun yetkilerini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu noktaya gelirken ABD, yıllarca hem Tayip Erdoğan’ı, hemde Gülen Cemaatini destekleyerek bu düzenin oluşmasını sağladı. ABD, şimdi Tayip Erdoğan’dan kurtulmaya çalışıyor görüntüsü veriyor” görüşlerine yer verildi.
11 yıllık AKP iktidarı boyunca, belediyelerde sık sık imar tadilatları yapılarak, kamu arazilerinin yağmalandığı vurgulanan açıklamada, ihale yolsuzluklarına göz yumulduğu, Sayıştay denetim raporlarının göz önüne alınmadığı, son on yılda yapılan özelleştirmeler ile kamu malları ve arazilerinin yağmalandığı, Cumhuriyetin kuruluşundan beri halkın alın teriyle meydana gelen KİT’lerin birer, birer satıldığı, tüm satışlara rağmen, bütçede, bu yılın ilk altı ayı için 36 milyar dolar cari açık olduğu, para babaları kârlarına kâr katarken, halkın işsizlik ve pahalılık cehenneminde inim, inim inlediği, bunun soygun düzeni olduğu ifade edildi.
Geçen hafta içinde silah olduğu bildirilen TIR’ın bir ihbar sonucu Hatay ilinde yakalandığı, mahkeme kararına rağmen Savcının, TIR’ı arayamadığı, Hükümetin MİT aracılığıyla bu aramaya engel olduğu, kanunların her olayda farklı uygulanır hale geldiği, bu durumun ancak Muz Cumhuriyetlerinde görülebileceği, silah yüklü TIR’ların daha önce de gündeme geldiği, bu silahların Suriye’de insan boğazlayan cihatçılara gittiğinin BM ve TÜİK belgelerinde ortaya konduğu vurgulanırken, “Gaziantep halkı olarak cihatçıların ülkemizde cirit atmasından rahatsızız. Bölgemiz hızla güvenli bir yer olmaktan uzaklaşmaktadır” denildi..
“Yılbaşı zam yağmuruyla geldi, dolarında yükselmesiyle başta akaryakıt olmak üzere her şeye hızla zamlanıyor. TÜİK verilerin göre Gaziantep, geçen yıl fiyatların en çok arttığı il oldu. Bu durumun nedenlerden en önemlisi, Suriye’den göç nedeniyle, ev kiralarında ve beslenmedeki, artış dolayısıyla meydana geldi” vurgusu yapılan açıklama şöyle devam etti: “Asgari ücret 5 gün önce 846 lira olarak açıklandı. İşçi sınıfına açlık sınırının altında asgari ücret verilmektedir.Bu ücretle işçi aileleri açlığa mahkûm edilmektedir.Üstüne üstlük işçi sınıfının örgütlenmesine her aşamada, engel konmaktadır.Taşeron işçi uygulamasıyla asgari ücretinde altında ücretle, işçiler çalıştırılmaktadır.Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle kıdem tazminatı hakkı da işçilerin elinden alınmak istenmektedir.Ortaya çıkan durum şudur.Yolsuzluk, rüşvet ve yağmayla tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenirken, halkımız cehennemde yaşatılmaya devam edilmektedir. İşte bizler emek ve demokrasi güçleri olarak bu gidişe dur! Diyoruz. Yetti artık…” Cihan Ölmez
Gaziantep Emek ve Demokrasi Güçleri Platformu tarafından yapılan açıklamada, silah yüklü TIR’ların daha önce de gündeme geldiği, bu silahların Suriye’de insan boğazlayan cihatçılara gittiğinin BM ve TÜİK belgelerinde ortaya konduğu vurgulanırken, “Gaziantep halkı olarak cihatçıların ülkemizde cirit atmasından rahatsızız. Bölgemiz hızla güvenli bir yer olmaktan uzaklaşmaktadır” denildi.
Açıklamada, “17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarının, yıllardır var olan düzeni, göz önüne getirmiş olduğuna dikkat çekilerek, Özal döneminde” Benim memurum işini bilir” söylemi vardı. “Bu adamlar yiyor ama iş de yapıyorlar” diye bir söz çok konuşulur olmuştu.Bu söylemle “Yolsuzluk ve rüşvet olayları önemli değil”, denmeye getiriliyordu.Daha sonraki dönemlerde çıkartılan “Nereden buldun yasası” AKP iktidarı tarafından rafa kaldırılmıştı.Yakın zamanlarda, yargı aşamasına bir türlü gelemeyen “Deniz Feneri” davasında yargıya müdahale edilmiş, soruşturmayı başlatan savcılar görevden alınmıştı.İktidar yandaşı olan bu dernek aracılığıyla, halktan toplanan 24 milyon avro buharlaşıp gitmişti” denildi.
“12 Eylül 1980 darbesiyle yargı bağımsızlığı kısmen ortadan kalkmıştı” denilen açıklamada “12 Eylül 2010 referandumuyla yargı, hükümete bağımlı hale getirildi. Bugünkü yargı ortamı Gülen cemaati ve AKP hükümeti tarafından birlikte oluşturulmuş oldu.AKP Hükümeti bu gün, bu yargı ortamından rahatsızlığını ortaya koyuyor, yeni yönetmelik ve yasalarla Hâkimler ve Savcılar Yüksek kurulunun yetkilerini ortadan kaldırmaya çalışıyor. Bu noktaya gelirken ABD, yıllarca hem Tayip Erdoğan’ı, hemde Gülen Cemaatini destekleyerek bu düzenin oluşmasını sağladı. ABD, şimdi Tayip Erdoğan’dan kurtulmaya çalışıyor görüntüsü veriyor” görüşlerine yer verildi.
11 yıllık AKP iktidarı boyunca, belediyelerde sık sık imar tadilatları yapılarak, kamu arazilerinin yağmalandığı vurgulanan açıklamada, ihale yolsuzluklarına göz yumulduğu, Sayıştay denetim raporlarının göz önüne alınmadığı, son on yılda yapılan özelleştirmeler ile kamu malları ve arazilerinin yağmalandığı, Cumhuriyetin kuruluşundan beri halkın alın teriyle meydana gelen KİT’lerin birer, birer satıldığı, tüm satışlara rağmen, bütçede, bu yılın ilk altı ayı için 36 milyar dolar cari açık olduğu, para babaları kârlarına kâr katarken, halkın işsizlik ve pahalılık cehenneminde inim, inim inlediği, bunun soygun düzeni olduğu ifade edildi.
Geçen hafta içinde silah olduğu bildirilen TIR’ın bir ihbar sonucu Hatay ilinde yakalandığı, mahkeme kararına rağmen Savcının, TIR’ı arayamadığı, Hükümetin MİT aracılığıyla bu aramaya engel olduğu, kanunların her olayda farklı uygulanır hale geldiği, bu durumun ancak Muz Cumhuriyetlerinde görülebileceği, silah yüklü TIR’ların daha önce de gündeme geldiği, bu silahların Suriye’de insan boğazlayan cihatçılara gittiğinin BM ve TÜİK belgelerinde ortaya konduğu vurgulanırken, “Gaziantep halkı olarak cihatçıların ülkemizde cirit atmasından rahatsızız. Bölgemiz hızla güvenli bir yer olmaktan uzaklaşmaktadır” denildi..
“Yılbaşı zam yağmuruyla geldi, dolarında yükselmesiyle başta akaryakıt olmak üzere her şeye hızla zamlanıyor. TÜİK verilerin göre Gaziantep, geçen yıl fiyatların en çok arttığı il oldu. Bu durumun nedenlerden en önemlisi, Suriye’den göç nedeniyle, ev kiralarında ve beslenmedeki, artış dolayısıyla meydana geldi” vurgusu yapılan açıklama şöyle devam etti: “Asgari ücret 5 gün önce 846 lira olarak açıklandı. İşçi sınıfına açlık sınırının altında asgari ücret verilmektedir.Bu ücretle işçi aileleri açlığa mahkûm edilmektedir.Üstüne üstlük işçi sınıfının örgütlenmesine her aşamada, engel konmaktadır.Taşeron işçi uygulamasıyla asgari ücretinde altında ücretle, işçiler çalıştırılmaktadır.Tayyip Erdoğan’ın isteğiyle kıdem tazminatı hakkı da işçilerin elinden alınmak istenmektedir.Ortaya çıkan durum şudur.Yolsuzluk, rüşvet ve yağmayla tüyü bitmemiş yetimin hakkı yenirken, halkımız cehennemde yaşatılmaya devam edilmektedir. İşte bizler emek ve demokrasi güçleri olarak bu gidişe dur! Diyoruz. Yetti artık…” Cihan Ölmez