ANASAYFA arrow right Güncel

Gelir dağılımındaki adaletsizlik artık gözle görünür hale geldi

Gelir dağılımındaki adaletsizlik artık gözle görünür hale geldi
YAYINLAMA: 21 Aralık 2025 / 16.18
GÜNCELLEME: 21 Aralık 2025 / 16.18

Gaziantep gibi sanayisi gelişmiş, üretim gücü yüksek ve aynı zamanda yoğun göç alan şehirlerde gelir dağılımındaki eşitsizliğin gözle görünür hale geldiğini söyleyen Psikolog Zeynep Yengil, ‘’Aynı mahallede, hatta aynı sokakta, yaşam koşulları birbirinden oldukça farklı haneler bir arada bulunabiliyor. Bu durum, bireylerin kendilerini başkalarıyla sürekli kıyaslamasına, sosyal statü algılarının belirginleşmesine ve toplumsal mesafenin artmasına zemin hazırlamaktadır’’ şeklinde konuştu.
Yalnızca ekonomik bir
sorun olarak ele alınmamalı
Gelir dağılımındaki adaletsizliğin, yalnızca ekonomik bir sorun olarak ele alınmaması ve bu durumun, bireylerin ruhsal iyi oluşunu, toplumsal ilişkilerini ve geleceğe dair algılarını doğrudan etkileyen çok boyutlu bir olgu olduğuna dikkat çeken Yengil, gelir farklarının derinleştiği toplumlarda, bireylerin kendilerini güvende hissetme, değerli olma ve ait olma duygularının da bu eşitsizlikten etkilendiğinin altını çizdi.
Birey değersizlik, yetersizlik ve dışlanmışlık gibi duygularla da karşı karşıya kalabiliyor
Psikolojik açıdan bakıldığında, gelir adaletsizliğinin bireylerin temel ihtiyaçlarını karşılama sürecinin ötesinde, zihinsel ve duygusal süreçlerini de etkilediğini vurgulayan Yengil, ‘’Ekonomik belirsizlik yaşayan bireylerde stres düzeyinin artması, gelecek planlarının ertelenmesi ve kontrol duygusunun zayıflaması sık karşılaşılan durumlar. Bu süreçte birey, yalnızca maddi kaygılarla değil; değersizlik, yetersizlik ve dışlanmışlık gibi duygularla da karşı karşıya kalabiliyor’’ ifadelerine yer verdi.
İnsanlar arasındaki dayanışma azalırken rekabet ve karşılaştırma artıyor
Toplumsal düzeyde gelir eşitsizliğinin, güven duygusunun zedelenmesine neden olabildiğini kaydeden Yengil, ‘’İnsanlar arasındaki dayanışma azalırken, rekabet ve karşılaştırma artıyor. Bu durum, sosyal ilişkilerin niteliğini etkileyerek bireylerin birbirine karşı daha mesafeli ve temkinli olmasına yol açabiliyor. Özellikle çocuklar ve gençler, içinde büyüdükleri ekonomik koşulları erken yaşta fark etmekte ve bu farkındalık, benlik algılarının şekillenmesinde önemli bir rol oynuyor’’ değerlendirmesinde bulundu.
Politikaların insan ruhu üzerindeki etkilerini gözeten yaklaşımların da önem taşıdığı görülüyor
Psikolog Yengil, ‘’Gaziantep özelinde değerlendirildiğinde, çalışma hayatının yoğunluğu, uzun mesai saatleri ve ekonomik baskılar, aile içi ilişkilerden sosyal yaşama kadar pek çok alanı etkiliyor. Gelir adaletsizliği, yalnızca bireyin kendi yaşamını değil; ailesiyle kurduğu bağı, çocukların eğitim olanaklarını ve sosyal çevreyle kurulan ilişkileri de dolaylı olarak şekillendiriyor. Gelir dağılımındaki adaletsizlik, bireyin psikolojik dayanıklılığını zorlayan bir toplumsal gerçeklik. Bu nedenle ekonomik politikalar kadar, bu politikaların insan ruhu üzerindeki etkilerini gözeten yaklaşımların da önem taşıdığı görülüyor. Toplumun ruhsal sağlığını korumak, yalnızca bireysel çabalarla değil; sosyal adalet duygusunu güçlendiren yapısal düzenlemelerle mümkün olabiliyor’’ dedi. Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *