Son zamanlarda sebze-meyve fiyatlarının yüksek olması nedeniyle büyükşehirlerde kurulan “Tanzim çadırları” konusunda açıklama yapan Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Onur Aydın, “Seçime, günü kurtarmaya yönelik kurulan çadırlarla tanzim satış olmaz. Gıda güvenliğinden uzak, uzun kuyruklarla karne ile şeker alınan günler gibi bir tablo geldiğimiz noktanın ne kadar trajik olduğunu gösteriyor. Tanzim satış alanları, girdi kontrol, muhafaza ve sunum koşulları itibariyle gıda güvenliğini ve vatandaş sağlığını esas alan prosedürler ile yürütülmelidir. Mazot, gübre, tohum ve enerji maliyetlerinin yüzde 100 arttığı bir dönemde ucuz gıda diye bir şey olamaz. Bu tip popülist uygulamalar sonucu soğanı patatesi ithal ucuza alabilirsiniz, ama orta ve uzun vadede kendi çiftçinizi bitirir, kendi tarımınıza zarar vermiş olursunuz. Tanzim satışta, satılan tüm ürünlerin yerli üretim olması, çiftçileri rekabete iten değil, teşvik eden bir sistemle birlikte uygulanıyor olması gerekir” diye konuştu.
2018’de et ithalatı
yüzde 195 arttı
Aydın, “Bu ve bundan önceki iktidarların tarım ve gıda politikalarının sonucunda tarımsal ürünler ve temel gıda malzemeleri bir yılda yüzde binleri bulan artışlarla vatandaşın alım gücünün oldukça üstüne çıkıyor. 2010 Yılından bu yana et ithalatını teşvik eden iktidar yerli hayvan üreticilerini zor duruma sokuyor. Rekabet gücünü azaltıp çiftliklerin birer birer kapanmasını küçük aile çiftçilerinin şehirlere göç etmesine neden oluyor. Sadece 2018 yılında et ithalatı artışı bir önceki yıla göre yüzde 195 artmış durumda. Yani bir yılda yerli hayvancılık yüzde 195 geriletildi” şeklinde ifadeler kullandı.
Şapkayı önümüze koyma
zamanı geldi, geçiyor
“Perakende sektörünün aracıları nedeniyle artan fiyatlar sadece bu gün değil 10 yıl önce de vardı” diyen İl Temsilcisi Aydın, “On yıldır bu sorunu çözmeyen, tarımsal girdi maliyetlerini azaltacak, kamusal yatırımlar gübre üreten TÜGSAŞ’ı, yem üreten YEMSAN’ı satan, şeker fabrikalarını özelleştiren iktidar ve yanlış politikaları göre göre bu krizin büyümesini izlemiştir. Şimdi ise hayvan ve tarımsal ürün ithalatı ile yarı bağımlı olan ülkemizi tam bağımlı konumuna getirecektir. Ülkeyi tarım ve gıdada dışa bağımlı hale getirmek su ve toprağın binlerce yıldır bereketini esirgemediği bu topraklara yapılan en büyük ihanettir. Biz Dünyaya patates soğan satabilecek iken patates soğan ithal ediyorsak burda şapkayı önümüze koyma zamanı geldi, geçiyor” dedi. Hüseyin Karataş
2018’de et ithalatı
yüzde 195 arttı
Aydın, “Bu ve bundan önceki iktidarların tarım ve gıda politikalarının sonucunda tarımsal ürünler ve temel gıda malzemeleri bir yılda yüzde binleri bulan artışlarla vatandaşın alım gücünün oldukça üstüne çıkıyor. 2010 Yılından bu yana et ithalatını teşvik eden iktidar yerli hayvan üreticilerini zor duruma sokuyor. Rekabet gücünü azaltıp çiftliklerin birer birer kapanmasını küçük aile çiftçilerinin şehirlere göç etmesine neden oluyor. Sadece 2018 yılında et ithalatı artışı bir önceki yıla göre yüzde 195 artmış durumda. Yani bir yılda yerli hayvancılık yüzde 195 geriletildi” şeklinde ifadeler kullandı.
Şapkayı önümüze koyma
zamanı geldi, geçiyor
“Perakende sektörünün aracıları nedeniyle artan fiyatlar sadece bu gün değil 10 yıl önce de vardı” diyen İl Temsilcisi Aydın, “On yıldır bu sorunu çözmeyen, tarımsal girdi maliyetlerini azaltacak, kamusal yatırımlar gübre üreten TÜGSAŞ’ı, yem üreten YEMSAN’ı satan, şeker fabrikalarını özelleştiren iktidar ve yanlış politikaları göre göre bu krizin büyümesini izlemiştir. Şimdi ise hayvan ve tarımsal ürün ithalatı ile yarı bağımlı olan ülkemizi tam bağımlı konumuna getirecektir. Ülkeyi tarım ve gıdada dışa bağımlı hale getirmek su ve toprağın binlerce yıldır bereketini esirgemediği bu topraklara yapılan en büyük ihanettir. Biz Dünyaya patates soğan satabilecek iken patates soğan ithal ediyorsak burda şapkayı önümüze koyma zamanı geldi, geçiyor” dedi. Hüseyin Karataş
RSS