Arpat, “Sorun barajda değil eğitim ve sınav siteminin kendisinde. Ambalajı ne kadar değiştirirseniz değiştirin, her yıl biraz daha katlanarak artan başarısızlığı kapatacak kadar sihirli bir makyaj yok” ifadelerine yer verdi.
Yükseköğretim Kurumu, 2022 Yükseköğretim Kurumları Sınavından (YKS) itibaren ön lisans ve lisans programlarını tercihte 150 ve 180 olan TYT ve AYT baraj puanları uygulamasının kaldırıldığını açıkladı. Baraj puanlarının kaldırılmasının yanı sıra puan hesaplamalarında değişikliğe gidildi, Temel yeterlilik testin 135 dakikadan 165 dakikaya çıkarıldı.
Eğitimin paydaşlarına sorulmadı bilime ve akla kulak verilmedi
Değişiklik yaparken, eğitimin hiçbir paydaşına sorulmadığını, bilime ve akla kulak verilmediğini vurgulana Arpat, “2020 yılına göre 2021 yılında 160 bin daha fazla öğrenci ile gerçekleştirilen TYT oturumunda 1 milyona yakın öğrenci barajı geçemedi. 2020 yılında TYT oturumu için sayıları 1 milyon 745 bin olan barajı geçen öğrenciler 2021'de 1 milyon 627 bin olarak kayıtlara geçti, son TYT’de 23 bin 695 öğrenci sıfır çekti. 2021 TYT’de öğrencilerin kendi ana dilleri olan Türkçe’deki net ortalaması 40 soruda 18’de, tüm sayısal derslerin belkemiği olan matematikteki net ortalaması 40 soruda 5’de kaldı. Bu tabloya bakıp, öğrencilerin bu eğitim sisteminde kendi anadillerini bile doğru öğrenemediği, bu sistemde verilen eğitimle matematiksel yani mantıksal düşünmekten uzak olduğu sonucunu çıkarmak yerine barajı kaldırmak, motoru bozulan bir aracın içine binip gidiyor gibi yapmaktan farksız” açıklamasında bulundu.
Artık yerleştirmede neredeyse tek başına rol oynayacağı belirtilen ortaöğretim başarı puanının adil ve şeffaf dağıtılmadığını kaydeden Başkan Arpat, “Yerleştirmede adaletsizliğin artacağı, her türlü desteğin verildiği imam hatiplerle, velileri memnun etmek için notların bol keseden dağıtıldığı özel okulların öğrencilerinin haksız bir avantaj elde edeceği açık. Bizlerin uyarılarına rağmen sınav stresi faktörü de güçlendirildi. ‘Gençlerin sınav stresini nasıl azaltırız’ diye düşünmesi gereken bir kurumun, zaten uzun olan sınav süresini bilime ve değerlendirme ilkelerine aykırı olarak yarım saat daha uzatması stres faktörünü pekiştirecek. Yoğun stresin etken olduğu bir yerde, değerlendirmenin sağlıklı olamayacağı çünkü bazı gençlerin bilgiye sahip oldukları halde stres nedeniyle sınavda başarısız olacağı açık” şeklinde konuştu. Adem Kesenek
