“Bir ülkenin yüzde 80’i yargıya güvenmiyorsa o zaman sıkıntı var” sözleriyle konuşmaya başlayan Av. Bülent Duran, adil yargılanma ve yargı bağımsızlığının ortadan kalktığının altını çizerken, “Ülkemiz hak, hukuk ve diğer hakların korunmasında hiçbir güven vermiyor ve tehlikeli bir süreçten geçiyoruz. Hukukun ve adaletin olmadığı yerde hukuk dışı örgütler ve yapılar ortaya çıkar” uyarısında bulundu.
Türkiye’nin hak ihlalleri
konusunda sicili kabarık
Türkiye’nin hak ihlalleri konusunda sicilinin kabarık olduğunu ifade eden Duran, OHAL süreci ile birlikte hak ihlallerinin arttığını vurguladı. Duran, “OHAL süreci ile birlikte 150 bine yakın kişi ihraç oldu. İhraç edilenlerin, kişilerin ihraç edildikleri süreçte hiçbir nedene bağlı kalmaksızın çalışma hakları ellerinden alındı. Bir ihraç olacaksa, idari işlem yapılacaksa nedeni vardır, ancak ihraç edilenlerin neden ihraç edildiği belli değil. Soruşturmalar yıllardan beri devam ediyor ve bir arpa boyu yol alınmadı” şeklinde konuştu.
Vatandaşın hakkını korumak
hukuk devletinin görevi
İhraç edilenlerin hiçbir kurum ve kuruluşta çalışamadığını kaydeden Duran, “Çalışamayan kişinin evine ekmek götürememesi hem kendisinin hem de ekmek götüremeyeceği ailesinin yaşam hakkının ölmesi demektir. Bunun izahı yoktur. Bu hem anayasal düzenlemede hem de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde hak ihlallerinin en zirve noktasıdır. Olağanüstü bir süreç yönetilirken ve mücadele edilirken, en fazla zarar görecek vatandaşın hakkını korumak hukuk devletinin görevidir” diye açıklamada bulundu.
Kamu vicdanında yer
bulan doğru hiçbir karar yok
Avukat Bülent Duran, konuşmasına şöyle devam etti: “Yargı konusu olan hiçbir ihtilafta hukuka uygun ve kamu vicdanında yer bulan doğru hiçbir karar yoktur. Bunun en büyük nedeni içine girdiğimiz anayasal süreçtir ve OHAL sürecinin getirdiği anlayıştır. 3 Büyükşehir Belediyesi’ne “Kayyum” ataması bunun en iyi örneğidir. Bağımsız yargı bu ülkenin geleceği ve zararlı davranışların kimden gelmesi durumunda hesabı soran bir sistem olmasıyla anayasal anlamda hukuk devletin varlığından ve bağımsız yargıdan bahsederiz.”
HSK’nın yapısı değişmeli
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısının değişmesi gerektiğini açıklayan Avukat Duran, Adalet Bakanlığı’nın HSK’dan el çekmesi ve yürütme erkinin etkisinin azaltılmasını istedi. “Yargı, vatandaşa yönelik hukuk denetimini sağlar. Yürütmenin hükmettiği bir yargıda yürütme kontrol altında olmadığı sürece yaşanan sıkıntılar ortaya çıkar. Dolayısıyla ihraçlar tümü hukuka aykırıdır. Farklı düşünceler bu ülkenin zenginliğidir ve ülkeyi kalkındırır. Düşünemeyen, konuşamayan, üretmeyen bir devlet yapılanması içerisinde kişilerin hak, özgürlükleri yoktur” şeklinde ifadeler kullandı. Hüseyin Karataş
Türkiye’nin hak ihlalleri
konusunda sicili kabarık
Türkiye’nin hak ihlalleri konusunda sicilinin kabarık olduğunu ifade eden Duran, OHAL süreci ile birlikte hak ihlallerinin arttığını vurguladı. Duran, “OHAL süreci ile birlikte 150 bine yakın kişi ihraç oldu. İhraç edilenlerin, kişilerin ihraç edildikleri süreçte hiçbir nedene bağlı kalmaksızın çalışma hakları ellerinden alındı. Bir ihraç olacaksa, idari işlem yapılacaksa nedeni vardır, ancak ihraç edilenlerin neden ihraç edildiği belli değil. Soruşturmalar yıllardan beri devam ediyor ve bir arpa boyu yol alınmadı” şeklinde konuştu.
Vatandaşın hakkını korumak
hukuk devletinin görevi
İhraç edilenlerin hiçbir kurum ve kuruluşta çalışamadığını kaydeden Duran, “Çalışamayan kişinin evine ekmek götürememesi hem kendisinin hem de ekmek götüremeyeceği ailesinin yaşam hakkının ölmesi demektir. Bunun izahı yoktur. Bu hem anayasal düzenlemede hem de taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde hak ihlallerinin en zirve noktasıdır. Olağanüstü bir süreç yönetilirken ve mücadele edilirken, en fazla zarar görecek vatandaşın hakkını korumak hukuk devletinin görevidir” diye açıklamada bulundu.
Kamu vicdanında yer
bulan doğru hiçbir karar yok
Avukat Bülent Duran, konuşmasına şöyle devam etti: “Yargı konusu olan hiçbir ihtilafta hukuka uygun ve kamu vicdanında yer bulan doğru hiçbir karar yoktur. Bunun en büyük nedeni içine girdiğimiz anayasal süreçtir ve OHAL sürecinin getirdiği anlayıştır. 3 Büyükşehir Belediyesi’ne “Kayyum” ataması bunun en iyi örneğidir. Bağımsız yargı bu ülkenin geleceği ve zararlı davranışların kimden gelmesi durumunda hesabı soran bir sistem olmasıyla anayasal anlamda hukuk devletin varlığından ve bağımsız yargıdan bahsederiz.”
HSK’nın yapısı değişmeli
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısının değişmesi gerektiğini açıklayan Avukat Duran, Adalet Bakanlığı’nın HSK’dan el çekmesi ve yürütme erkinin etkisinin azaltılmasını istedi. “Yargı, vatandaşa yönelik hukuk denetimini sağlar. Yürütmenin hükmettiği bir yargıda yürütme kontrol altında olmadığı sürece yaşanan sıkıntılar ortaya çıkar. Dolayısıyla ihraçlar tümü hukuka aykırıdır. Farklı düşünceler bu ülkenin zenginliğidir ve ülkeyi kalkındırır. Düşünemeyen, konuşamayan, üretmeyen bir devlet yapılanması içerisinde kişilerin hak, özgürlükleri yoktur” şeklinde ifadeler kullandı. Hüseyin Karataş
RSS