Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu öncülüğünde, Çukurova Un Sanayicileri Derneği ile Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği işbirliğinde, ‘Hasat sonrası gelecek projeksiyonları’ temalı Genişletilmiş Sektör Toplantısı yapıldı
Güneydoğu Un Sanayicileri Derneği ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Çakmak, ‘’Bulunduğumuz dönem itibariyle maalesef Türk bölgesindeki merkezi hükümet tarafından Türk ununa ambargo uygulanmakta ve ihracatçılarımız zor bir dönem geçiriyor. Sanayicilerimiz uzun yıllardır kalitesiyle dünya pazarlarında yer alsa da, yıllık ihracatımızın 3’te 1’ini oluşturan Irak pazarımızda yaşadığımız bu ciddi problem çözülmez ise sektörümüz gittikçe küçülerek pazarlarını kaybedecek’’ uyarısında bulundu.
Yılın ikinci yarısından itibaren un ihracatında ciddi problemler yaşanıyor
Türk un sanayisinin 2025 sezonunun ilk 9 ayında toplamda 1,7 milyon ihracat gerçekleştirdiğini hatırlatan Çakmak, ‘’Sektörümüz geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 30’un üzerinde bir azalma yaşamış, bu yaklaşık 2,5 milyon ihracat ile kapatmayı hedefliyor. Bu sezon toparlanmaya çalışan sektörümüz yıllık 1 milyon tonun üzerinde ihracat gerçekleştirdiğimiz ve en büyük pazarımız olan Irak’ta yaşanan politik sebeplerden dolayı yılın ikinci yarısından itibaren un ihracatında ciddi problemler yaşıyor’’ tespitinde bulundu.
Sanayicilerimiz, çiftçilerimizi mağdur etmeden yüksek alımlar yaparak sektöre desteğini sundu
Çakmak, ‘’Sanayicilerimiz, 2025 hasat sezonunda devletimizin ve kamu kurum ve kuruluşlarının gerek depolama gerekse de maddi imkanlarına destek sağlamak amacıyla yüksek kur ve faizlerin olduğu bu zor ekonomik dönemde elindeki tüm imkanları seferber ederek çiftçilerimizi mağdur etmeden yüksek alımlar yaparak sektöre desteğini sunmaya gayret gösterdi’’ ifadelerine yer verdi.
Un sanayisi 13 yıldan beri açık ara ihracat lider
Un sanayisinin 13 yıldan beri açık ara ihracat lideri olduğunu belirten Çakmak, ‘’2023 yılını 3,6 milyon tonun üzerinde bir ihracat miktarıyla kapatmış ve tüm zamanların en yüksek ihracat rekorunu kırarak 1,5 milyar dolar gelir elde etmiş bulunuyoruz. 2024 sezonunda ise 4 milyon ton barajını hedeflerken yılın ikinci yarısında yürürlüğe giren dış ticaret tedbirleri sebebiyle sanayicilerimiz kalite, depolama ve finansman yükü sebebiyle ihracatta bir önceki yıla göre yüzde 20’nin üzerinde bir düşüş yaşadı ve sezonu 3 milyon ton ile kapattı’’ değerlendirmesini yaptı.
Sanayicilerin sermayeleri daraldı, finans maliyetleri arttı
Çukurova Un Sanayicileri Derneği Başkanı ve Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu Başkan Yardımcısı Bekir Bağış, ‘’Hasat edilirken sanayicilerin depolarında fazla stok kalmaması, rekoltedeki düşüş ve un piyasasındaki rekabet, faizlerin yüksekliği bizler için esas gündemdi. Hasat döneminde ihtiyacımız kadar buğday aldık, ancak sanayicilerin sermayeleri daraldı, finansa erişim ve finans maliyetleri arttı. Bu açıdan uzun dönemi kapsayan bir stok yapamadık’’ dedi.
Dünyanın her yerine tarım ve gıda ürünleri satabilen bir ülke konumundayız
Toprak Mahsulleri Ofisi’nin Ekim ayı itibariyle buğday satışına başladığını sözlerine ekleyen Bağış, fiyatlarında gayet makul olduğunu dile getirdi. ‘’86 milyon insanımızın temel gıdası olan ekmeğin gıda enflasyona etkisini önemsiyoruz. Devletimizi her zaman yanımızda görüyoruz. Türkiye büyük bir coğrafya. Buğdayın anavatanı, tahıl üretim merkezi, aynı zamanda un ihracat şampiyonuyuz. Hububata dayalı mamul ürünlerin ihracatında dünyada ilk sıralarda yer alıyoruz. Çok kaliteli buğdaylarımız var. Makarnalık buğdayda da söz sahibiyiz. Dünyanın her yerine tarım ve gıda ürünleri satabilen bir ülke konumundayız’’ şeklinde konuştu.
Buğdayımızın kıymetini bilmeliyiz, doğaya ve çevreye önem vermeliyiz
Yıllık buğday tüketiminin 19-20 milyon ton civarında olduğunu sözlerine ekleyen Bağış, ‘’Dünya genelinde buğday üretiminde 8-10 milyon tonlara varan rekor üretimin gerçekleşmesi de önemli. İklim risklerine bağlı dünya da üretim devam ediyor, miktara dayalı bir sıkıntı görünmüyor. Karadeniz Bölgesi’nde ekmeklik buğday fiyatlarında geçen yıla göre yüzde 4 artış var. Son yıllarda artan iklim riskleri un sanayici için hayati önemde. Zira temel ürünümüz buğday üretimi kuru tarım ile yapılıyor. Yani tamamen yağışa bağlı bir rekolte beklentimiz oluyor. Bu açıdan su hayati önemde ve suyu çok iyi değerlendirmeliyiz. Buğdayımızın kıymetini bilmeliyiz, doğaya ve çevreye önem vermeliyiz. Yağmur suyu hasadına geçmemiz, su kaçaklarını önlemeliyiz’’ çağrısında bulundu.
Problemli bir tüketim sezonu öngörmüyoruz
Alınan tedbirler ve işbirlikleri ile stokları ekonomiye ve ihracata dönüştürdüklerini açıklayan Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürü Ahmet Güldal, ‘’Mart ayından itibaren kuraklık ile ilgili riskleri görünce yeni tedbirler planladık. Kuraklık ve iklimsel zorluklarla ilgili alınan kararların ne kadar doğru olduğunu bugün bir kez daha görmüş olduk. Problemli bir tüketim sezonu öngörmüyoruz’’ şeklinde konuştu. Haber Merkezi