İnsan Hakları Derneği Antep Şubesi ve 78’liler Meclisi, İnsan Hakları Derneği’nin kuruluşundan itibaren yer alan insan hakları savunucusu olarak bilinen Nimet Tanrıkulu’nun tutuklanmasına tepki gösterdi.
Asılsız gerekçelerle verilen tutuklama kararını asla kabul etmiyoruz
Şube Eş Başkanı Av. Bahri Oğuz, ‘’Nimet Tanrıkulu uluslararası ödüller almış yine dünya çapında tanınan bir insan hakları savunucusu. Aynı zamanda Cumartesi Anneleri eyleminin başlangıcından beri yer alan bir kadın. Bu nedenle Nimet Tanrıkulu hakkında asılsız gerekçelerle verilen tutuklama kararını asla kabul etmiyoruz. Bu karar tüm sivil toplumu susturmaya, korkutmaya yönelik bir karar. İnsan hakları savunucuları bugüne kadar yaşadıkları tüm hak ihlallerine rağmen biatsız bir şekilde mücadelelerini devam ettirmektedirler. Nimet Tanrıkulu'nun sonuna kadar yanındayız’’ dedi.
Nimet Tanrıkulu’nun aynı zamanda 78’liler Hareketi’nin kuruluşunda yer alan ve feminist kimliği ile uluslararası çapta tanınan bir kadın olduğunu kaydeden Oğuz, ‘’İnsan hakları savunucuları olarak şunu çok iyi biliyoruz ki muhalif kesimde yer alan ya da insan hakları hareketi içinde, feminist hareket içinde, Kürt hareketi içinde yer alıp da hakkında soruşturma yapılmayan tek bir kişi yok. Kişinin kaldığı otelde kimlerin kaldığını bilmesi mümkün olmadığı gibi hakkında soruşturma olan bir kişinin otelde kalması gibi bir suçlamada zaten yapılamaz. Kaldı ki anayasanın 38. maddesi son derece açık. Anayasa’nın 38. Maddesi “suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar hiç kimse suçlu sayılamaz” demektedir. Oysa ki ne yazık ki Sulh Ceza Hakimi hukukun bu temel prensibini hiçe sayarak Nimet’in kaldığı otelde hakkında soruşturma olan kişilerin bulunmasını suç saydı’’ açıklamasını yaptı.
Oğuz, ‘’Nimet Tanrıkulu ifadesinde Erbil ve Süleymaniye’ye gittiğini, Erbil’e tanınmış Kürt iş kadını Ferda Cemiloğlu’nun davet üzerine gittiğini Süleymaniye’ye de birkaç kere gazeteci Celal Başlangıç’la gittiklerini çünkü orada bir yayınevi kurma çabalarının olduğunu ancak bunun ekonomik nedenlerle yapılamadığını söyledi. Bunların hepsi zaten devletin kayıtlarında, pasaport belgelerinde, havaalanı giriş çıkış kayıtlarında belirli. Ancak birçok dosyada asılsız ifadeler veren Kerem isimli itirafçı Nimet Tanrıkulu’nu bir kez Nurettin Demirtaş’la görüşürken gördüğünü söyledi. Böyle bir durumun olmadığını Nimet Tanrıkulu defalarca açıklamaya çalışmasına rağmen mahkeme bunu ciddiye almadı. Nimet Tanrıkulu’nun katıldığı Kürt kadınlarının ortak toplantısı bir başka gerekçe olarak gösterildi. Bunun dışında yine akıl dışı bir biçimde Nimet Tanrıkulu’nun hakkında soruşturma olan bazı kişilerle aynı otelde kaldığı iddiasına yer verildi’’ hatırlatmasında bulundu.
‘Benzer suçlamalar zamanında Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde de yapılmış yine Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde kullanılan itirafçı ifadeleri nedeniyle binlerce insan cezalandırıldı’ hatırlatmasını yapan Oğuz, ‘’Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nde yapılan bu usulsüz yargılamalar nedeniyle Türkiye’yi defalarca mahkum etmişti. Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki Nimet Tanrıkulu hakkında benzer bir iddia ile Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı 2012’ye 2199 dosya numarasıyla bir soruşturma yürütmüş ve bu soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmiştir. Yine 2018 yılında Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi’nde benzer bir konuyla ilgili açılan 2018’e 470 esas sayılı dosya ile görülen davada da mahkeme söz konusu soruşturmaya yer olmadığı kararını esas alarak mahkemenin durmasına karar vermiştir. Bu kararlar mahkemeye tevdi edildiği halde Sulh Ceza Mahkemesi'nin bu karaları dikkate almadan Nimet Tanrıkulu hakkında tutuklama kararı vermesi gerçekten hukukun yerle bir edilmesi anlamına geliyor’’ ifadelerini kullandı.