Eğitim İlke-Sen, Meclis’e sunulan MEB Tasarısı’nın mevcut şekliyle yasalaşması halinde ciddi sıkıntılara ve eğitim camiasında yeni huzursuzluklara yol açabilecek düzenlemeler içerdiğini belirtti.
Eğitim İlke-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik getiren yasa tasarısıyla ilgili görüş ve önerilerini açıkladı.
Sendika tarafından yapılan açıklamada öncelikli olarak tasarının istişareden uzak biçimde hazırlanması ve Meclis’e sunulana kadar kamuoyundan gizlenen birçok kritik değişiklik içermesi eleştirilirken, “Eğitim İlke-Sen olarak açıklamalarımızda eğitim sistemi açısından önemli kararların aceleci ve parçacı şekilde alınmasının çözüm yerine yeni sorunlara yol açtığının altını ısrarla çizmemize rağmen, görüyoruz ki, bakanlık bürokrasisi bildiğini okumaya devam ediyor. Birçok düzenlemeyi içeren bu tasarı, özellikle mevcut siyasi kriz ortamını eğitim sistemine taşıyor olması itibariyle dikkat çekicidir.Fakat kritik düzenlemeler içen ve bazı sorunlara çözüm olarak sunulan MEB tasarısı, beklenenin aksine çözümsüzlük ve belirsizlik getirecektir.” ifadeleri kullanıldı.
MEB tasarısıyla ilgili olarak eleştiri ve yapılması gereken düzeltmeleri sekiz başlık altında toplayan Eğitim İlke-Sen, özellikle aday öğretmenleri ve okul yöneticilerini ilgilendiren değişikliklere dikkat çekti. Açıklamada “ “Tasarıda, ataması yapılan öğretmenlere, bir yılın sonunda kadroya alınması için disiplin cezası almama, performans ve sözlü sınav gibi muğlâk, siyasi istismara ve baskıya açık ölçütlerin getirilmesi süreci şaibeli hale getirecektir. Tasarı bu kanunlaştığında görev süresi dört yılı dolduran tüm yöneticilerin görevi de sonlanmaktadır. Yerlerine yapılacak atamaların il milli eğitim müdürleri ve valilerin inisiyatifine verilirken, ne tür ölçütlerin esas alınacağının belirsiz bırakılmıştır. Böyle bir uygulama, üst düzey bürokrasiye, dolayısıyla siyasi iradeye bağımlı, onun tercihlerine dayalı bir anlayışı getirecektir.Mevcut tasarı, siyasi kadrolaşma kaygılarını haklı çıkarmaktadır.Bunun yerine; kararı okullarda görev yapan öğretmenlerin ve çalışanların tercihine bırakacak bir düzenleme daha anlaşılır olabilirdi.” dedi.
Dershanelerin kapatılması sürecinin bir eğitim sorununu çözmekten uzaklaştığını ifade eden Eğitim İlke-Sen, “Anlaşılan o ki, tasarının ilgili maddeleri eğitim çalışanlarını, emekçileri değil sermaye sahiplerini önceleyen bir anlayışla hazırlanmıştır. Bu sebeple eğitimin piyasalaştırmasını hedefleyen konulara önem verilirken, emekçilerin, atama bekleyen öğretmenlerin hakları üzerinde durulmamıştır.” dedi.Açıklamadaki diğer eleştiriler ise şu şekilde sıralandı: “Tasarıdaki düzenlemelerin yasalaşması akabinde “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği”nin akıbeti belirsiz bir hal alacaktır. Özür grubu atamalarındaki maddede ufak bir değişiklik ile atamaların hem yarıyıl hem de yaz tatilinde yapılması kesinleştirilmelidir.Eğitim sistemi üzerinde bürokratik bir vesayet organı olan TTK’nın kararlarının tavsiye niteliğine döndürülmesi yerinde bir değişikliktir.Tabi bunun TTK ile sınırlı kalmaması gerekmektedir. Eğitim İlke-Sen olarak, eğitim sistemindeki sorunların günübirlik ve yaşanan krizleri atlatmaya dönük konjonktürel değişiklikler ile çözülemeyeceğini hatırlatıyoruz.”Özer Karınca
Eğitim İlke-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı hakkındaki bazı kanun ve kanun hükmünde kararnamelerde değişiklik getiren yasa tasarısıyla ilgili görüş ve önerilerini açıkladı.
Sendika tarafından yapılan açıklamada öncelikli olarak tasarının istişareden uzak biçimde hazırlanması ve Meclis’e sunulana kadar kamuoyundan gizlenen birçok kritik değişiklik içermesi eleştirilirken, “Eğitim İlke-Sen olarak açıklamalarımızda eğitim sistemi açısından önemli kararların aceleci ve parçacı şekilde alınmasının çözüm yerine yeni sorunlara yol açtığının altını ısrarla çizmemize rağmen, görüyoruz ki, bakanlık bürokrasisi bildiğini okumaya devam ediyor. Birçok düzenlemeyi içeren bu tasarı, özellikle mevcut siyasi kriz ortamını eğitim sistemine taşıyor olması itibariyle dikkat çekicidir.Fakat kritik düzenlemeler içen ve bazı sorunlara çözüm olarak sunulan MEB tasarısı, beklenenin aksine çözümsüzlük ve belirsizlik getirecektir.” ifadeleri kullanıldı.
MEB tasarısıyla ilgili olarak eleştiri ve yapılması gereken düzeltmeleri sekiz başlık altında toplayan Eğitim İlke-Sen, özellikle aday öğretmenleri ve okul yöneticilerini ilgilendiren değişikliklere dikkat çekti. Açıklamada “ “Tasarıda, ataması yapılan öğretmenlere, bir yılın sonunda kadroya alınması için disiplin cezası almama, performans ve sözlü sınav gibi muğlâk, siyasi istismara ve baskıya açık ölçütlerin getirilmesi süreci şaibeli hale getirecektir. Tasarı bu kanunlaştığında görev süresi dört yılı dolduran tüm yöneticilerin görevi de sonlanmaktadır. Yerlerine yapılacak atamaların il milli eğitim müdürleri ve valilerin inisiyatifine verilirken, ne tür ölçütlerin esas alınacağının belirsiz bırakılmıştır. Böyle bir uygulama, üst düzey bürokrasiye, dolayısıyla siyasi iradeye bağımlı, onun tercihlerine dayalı bir anlayışı getirecektir.Mevcut tasarı, siyasi kadrolaşma kaygılarını haklı çıkarmaktadır.Bunun yerine; kararı okullarda görev yapan öğretmenlerin ve çalışanların tercihine bırakacak bir düzenleme daha anlaşılır olabilirdi.” dedi.
Dershanelerin kapatılması sürecinin bir eğitim sorununu çözmekten uzaklaştığını ifade eden Eğitim İlke-Sen, “Anlaşılan o ki, tasarının ilgili maddeleri eğitim çalışanlarını, emekçileri değil sermaye sahiplerini önceleyen bir anlayışla hazırlanmıştır. Bu sebeple eğitimin piyasalaştırmasını hedefleyen konulara önem verilirken, emekçilerin, atama bekleyen öğretmenlerin hakları üzerinde durulmamıştır.” dedi.Açıklamadaki diğer eleştiriler ise şu şekilde sıralandı: “Tasarıdaki düzenlemelerin yasalaşması akabinde “Öğretmenlik Kariyer Basamaklarında Yükselme Yönetmeliği”nin akıbeti belirsiz bir hal alacaktır. Özür grubu atamalarındaki maddede ufak bir değişiklik ile atamaların hem yarıyıl hem de yaz tatilinde yapılması kesinleştirilmelidir.Eğitim sistemi üzerinde bürokratik bir vesayet organı olan TTK’nın kararlarının tavsiye niteliğine döndürülmesi yerinde bir değişikliktir.Tabi bunun TTK ile sınırlı kalmaması gerekmektedir. Eğitim İlke-Sen olarak, eğitim sistemindeki sorunların günübirlik ve yaşanan krizleri atlatmaya dönük konjonktürel değişiklikler ile çözülemeyeceğini hatırlatıyoruz.”Özer Karınca