Eğitim İş Gaziantep Şubesi Mali Sekreteri Ahmet Tutar, Mersin’in Anamur İlçesi’ndeki Rüştü Kazım Yücelen Ortaokulu’nda yaşanan silahlı saldırının eğitim sisteminin sürüklendiği çöküşü ve okulların ne denli güvensiz olduğunu bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtti.
Saldırının, münferit bir olay olarak değerlendirilemeyeceğini kaydeden Tutar, ‘’Yaşananlar; eğitim sisteminde uzun süredir görmezden gelinen güvenlik sorunlarının, liyakatsiz yöneticilerin ve şikâyet mekanizmalarının işlevsizleştirilmesinin somut bir sonucu. Okullar; rehberlik ve psikolojik danışmanlık hizmetlerinden bilinçli olarak yoksun bırakılırken; çocukların bilimsel ve pedagojik eğitimi “manevi danışmanlık” adı altında gerici yapılara teslim ediliyor. Tüm bunların çıktısı olarak okullar; güvenliği dahi sağlanamayan mekanlara dönüştürüldü’’ değerlendirmesinde bulundu.
Her şiddet olayı, ihmaller zinciri ve yaratılan çöküşün sonucu
Toplumun her alanında tırmanan şiddetin arkasında yoksulluğu derinleştiren, eşitsizliği kalıcı hale getiren ve kamusal sorumluluğu piyasalara terk eden politikaların bulunduğunu kaydeden Tutar, ‘’Bu ülkede çocuklar da eğitim emekçileri de kaderine terk edilemez. Yaşanan her şiddet olayı, ihmaller zincirinin ve siyasal tercihlerle yaratılan bu çöküşün sonucu’’ dedi.
Ölüm, emekçilerin kaderi değil
Tutar, ‘’Ölüm, emekçilerin kaderi değil. Laik ve bilimsel eğitim mücadelemiz, çocuklarımızın ve eğitim emekçilerinin bu sömürü ve gericilik düzenine kurban edilmesine karşı yürüttüğümüz sınıfsal bir mücadele. Biliyoruz ki, bu düzen değişmeden şiddet sona ermeyecek. Gericiliğin ve karanlığın yerine bilimi ve aydınlığı hâkim kılana kadar tüm örgütlü gücümüzle mücadele etmeyi sürdüreceğiz’’ mesajını verdi. Haber Merkezi
