Psikolog Zeynep Yengil, akran zorbalığının yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olarak görülmesi gerektiğini söyledi
Yengil, ‘’Çocukların güvenle büyüyebileceği ortamların sağlanması hem mağduriyetlerin önlenmesi hem de zorbalığa yönelme davranışlarının azaltılması açısından hayati önem taşıyor. Bu nedenle akran zorbalığını görmezden gelmek ya da basit bir çocukluk davranışı olarak değerlendirmek yerine, toplumsal bir sorumluluk bilinciyle hareket edilmeli. Böylece çocukların sağlıklı bir ruhsal gelişim göstermesi, kendilerini güvende hissetmeleri ve geleceğe umutla bakabilmeleri mümkün olacak’’ dedi.
Akran zorbalığının, günümüzde okul çağındaki çocuklar arasında en sık karşılaşılan ve sonuçları itibarıyla oldukça ciddi bir sorun olarak öne çıktığını belirten Yengil, ‘’Zorbalık yalnızca fiziksel saldırılardan ibaret değildir; alay edilmesi, dışlanması, tehdit edilmesi, lakap takılması, eşyalarının izinsiz alınması ya da sosyal medya üzerinden küçük düşürülmesi de akran zorbalığı kapsamında değerlendiriliyor. Çocukların yaşadığı bu deneyimler kimi zaman gözle görülür yaralar bırakmasa da, ruhsal ve duygusal gelişim üzerinde derin etkiler yaratıyor’’ dedi.
Öğrencilerde kaygı ve güvensizlik duygularının arttığı biliniyor
Yengil, ‘’Zorbalığa maruz kalan çocuklarda özgüven kaybı, kaygı bozuklukları, akademik başarının düşmesi ve sosyal ilişkilerden uzaklaşma gibi sonuçlar sıkça görülmekte, bu durum uzun vadede depresyon ve uyum problemleri yaşama riskini de artırıyor. Ayrıca yalnızca zorbalığa uğrayan değil, bu duruma tanık olan çocuklar da benzer biçimde olumsuz etkilenmekte; güvenli bir ortamın zedelendiğini gören öğrencilerde kaygı ve güvensizlik duygularının arttığı biliniyor’’ ifadelerini kullandı.
Akran zorbalığının ortaya çıkmasında birden fazla faktör rol oynuyor
Akran zorbalığının ortaya çıkmasında birden fazla faktörün rol oynadığını sözlerine ekleyen Yengil, ‘’Çocuğun evde ya da yakın çevresinde şiddete tanık olması, empati becerilerinin yeterince gelişmemesi, aile içi iletişim sorunları, dijital ortamda şiddet içeriklerine maruz kalma ve okul ortamında gerekli destek sistemlerinin bulunmaması bu nedenler arasında sayılabilir. Özellikle son yıllarda internet ve sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte siber zorbalık giderek artmakta, çocukların maruz kaldığı baskı okul sınırlarının ötesine taşarak günün her saatine yayılan bir tehdide dönüşüyor’’ şeklinde konuştu.
Gaziantep ili özelinde de durum dikkat çekiyor
Yengil, ‘’Gaziantep ili özelinde de bu durum dikkat çekiyor. Kentteki okullarda öğrenciler arasında yaşanan anlaşmazlıkların zaman zaman zorbalığa dönüştüğü, özellikle sosyal medya kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte çocukların çevrimiçi ortamda daha fazla baskı altında kaldığı görülüyor. Geleneksel olarak güçlü aile bağları ve topluluk desteğiyle bilinen Gaziantep’te, hızlı kentleşme ve yoğun nüfus artışı nedeniyle çocukların daha kalabalık ve rekabetçi okul ortamlarında büyümesi, akran zorbalığının etkilerini artıran faktörlerden biri hâline geliyor’’ değerlendirmesini yaptı.
Empati ve iletişim becerileri küçük yaşlardan itibaren desteklenmeli
‘Yerelde de ailelerin, öğretmenlerin ve okul yönetimlerinin konuya duyarlılık göstermesini zorunlu kılıyor’’ diyen Psikolog Zeynep Yengil, bu sorunla baş edebilmek için bütüncül bir yaklaşım gerektiğini vurguladı, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Çocukların güvenli ve destekleyici bir ortamda büyüyebilmeleri için hem ailelerin hem de eğitim kurumlarının sorumluluk üstlenmesi büyük önem taşır. Okullarda zorbalık konusunda farkındalık çalışmaları yapılmalı, öğrencilerin duygularını özgürce ifade edebilecekleri alanlar oluşturulmalı, empati ve iletişim becerileri küçük yaşlardan itibaren desteklenmeli’’
Yengil, ‘’Rehberlik servislerinin etkin çalışması ve öğretmenlerin öğrenciler arasındaki ilişkileri daha yakından takip etmesi, erken müdahale açısından kritik rol oynuyor. Bununla birlikte ailelerin çocuklarıyla düzenli iletişim kurmaları, yaşadıkları olumsuzlukları paylaşabilecekleri güvenli bir ortam sunmaları ve özellikle dijital dünyada çocuklarını bilinçli şekilde takip etmeleri de önemli bir önleyici faktör olarak öne çıkıyor’’ diye konuştu.