ANASAYFA arrow right Güncel

Sermaye odaklı planlama kentleri kimliksizleştirdi

Sermaye odaklı planlama kentleri kimliksizleştirdi
YAYINLAMA: 07 Kasım 2025 / 14.52
GÜNCELLEME: 07 Kasım 2025 / 14.52

Kentlerin yalnızca binalar ve yollarla tanımlanamayacağını vurgulayan mimarlar ve şehir plancıları, sermaye odaklı planlamanın kentleri kimliksizleştirdiğine dikkat çekerek kamu yararını önceleyen, adil ve güvenli kentler için mücadeleyi sürdüreceklerini açıkladı.

TMMOB Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası İzmir şubeleri, 8 Kasım Dünya Şehircilik Günü dolayısıyla yaptıkları açıklamada kentlerin yalnızca fiziksel alanlar değil; toplumsal, kültürel ve ekonomik yaşamın ortak mekânı olduğunu vurguladı. Kamu yararını önceleyen, adil ve yaşanabilir kentler için mücadelenin süreceğini belirtti. Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Yıldırım, kentin yalnızca barınma ve ulaşım gibi temel ihtiyaçlara cevap veren fiziksel bir alan olmadığını söyledi. Kentlerin aynı zamanda toplumsal ilişkilerin, kültürel birikimlerin, ekonomik faaliyetlerin ve siyasal kararların yoğunlaştığı ortak yaşam alanları olduğunu belirten Yıldırım, “Kent, tarihsel birikimin ve mekânsal belleğin taşıyıcısıdır. Yapıları, meydanları, sokakları ve kamusal alanlarıyla yalnızca bugünü değil, geçmişin izlerini ve geleceğin olanaklarını da barındırır” dedi. Kentlerin teknik mekân olarak ele alınamayacağını vurgulayan Yıldırım, “Kent, insan hakları, toplumsal adalet ve kamusal yarar ilkeleriyle şekillenmesi gereken bir yaşam bütünüdür” ifadelerini kullandı.

8 Kasım’ın, meslek insanlarının ve halkın adil kentler üzerine düşünmesine olanak tanıyan önemli bir gün olduğunu söyleyen Yıldırım, “Her türlü kent suçuna ve adaletsizliğe karşı duran; yaşamı, emeği ve adil toplum düzenini savunan şehir plancısı dostlarımızın ve mimarların Dünya Şehircilik Günü’nü kutluyorum” diye konuştu.

TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi ise 8 Kasım’ın aynı zamanda da “Dünya Kent Planlama Günü” olduğuna dikkat çekerek, “Kent hepimizin, mücadele sürüyor” mesajı verdi. Açıklamada, Arjantinli şehir planlama profesörü Carlos María della Paolera’nın kentin yaşamı iyileştireceğine inandığı ve bunun simgesi olarak güneş, hava ve doğayı temsil eden renklerde bir logo tasarladığı hatırlatıldı. Paolera’nın çalışmalarının, İkinci Dünya Savaşı’nın kentlerde yarattığı yıkım nedeniyle kesintiye uğradığı belirtilerek savaş sonrası yeniden yapılanma sürecinde 8 Kasım’ın kent planlamasının tartışıldığı gün olarak önerildiği ifade edildi. Dünya Şehircilik Günü kapsamında Türkiye’de bu yıl 49’uncusu düzenlenen etkinliklerin “Değişimin Eşiğinde” temasıyla gerçekleştiği kaydedildi.

Açıklamada, serbest piyasanın doğayı ve insanı merkeze alan planlama ilkeleriyle çeliştiği, piyasa ekonomisinin doymak bilmeyen bir yapıya sahip olduğu belirtilerek “Kentler artık toplumun ortak ihtiyaçlarını değil, küçük bir azınlığın çıkarlarını gözetir hale geldi. Bu nedenle yaşam alanlarımıza ‘kent’ diyebilmenin sınırına gelmiş durumdayız” dendi. Planlamanın ancak kamu yararı gözetilerek yapılabileceğine vurgu yapılan açıklamada, küresel neoliberal politikaların kentleri sermayenin odak noktası haline getirdiği ifade edildi. Kamu yararını savunan şehir plancılarının itibarsızlaştırılmaya çalışıldığı belirtilerek “Başta Tayfun Kahraman olmak üzere birçok şehir plancısı görevlerini yerine getirdikleri için tutsak edilmiştir” ifadelerine yer verildi. Şube, tüm meslektaşlarını adil, güvenli ve yaşanabilir kentler için birlikte mücadele etmeye çağırdı.t24

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *