TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilciliği, iklim değişikliği, yanlış su yönetimi ve doğal kaynakların tahribatının, hem üretimi hem de gıdanın sürdürülebilirliğini tehdit ettiğine dikkat çekti
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Gamze Atar, “Bugün atılacak her adım, yarının çocuklarının tabağını; çiftçinin tarlasını; toplumun sağlığını belirleyecek. Güvenilir gıdaya ulaşmak bir ayrıcalık değil, herkesin temel hakkıdır ve bunu sağlamak için sermayeyi doyuran değil çocukları aç bırakmayan küresel politikalara ihtiyaç var’’ diye konuştu.
Zeytinlik, mera ve ormanların maden şirketlerine açılması, su ve gıda güvenliğini ortadan kaldırdı
Gamze Atar Kayabaşı, ‘’Tarım, sadece toprakla değil, su ile de doğrudan ilişkili. Zeytinliklerin, meraların, ormanların enerji ve maden şirketlerine açılması, sadece ekosistemi değil, aynı zamanda geleceğimizin su ve gıda güvencesini de ortadan kaldırıyor’’ şeklinde konuştu.
Gıda enflasyonunu sadece iklim koşullarına bağlamak, sorumluluktan kaçmaktır
2026’ya girerken yaşanan zorlu iklim koşulları, zirai don, kuraklık ve aşırı sıcaklıkların, tarım üretiminde büyük kayıplara yol açtığını sözlerine ekleyen Kayabaşı, ancak bu durumun, yalnızca doğaya değil, yanlış politik tercihlere de bağlanması gerektiğinin altını çizdi. ‘’Gıda enflasyonunu sadece iklim koşullarına bağlamak, sorumluluktan kaçmaktır. Beslenme, özellikle çocuklar için sadece bir ihtiyaç değil, geleceğin sağlıklı nesillerini belirleyen temel bir hak. Bugün birçok çocuk yetersiz ve dengesiz beslenme nedeniyle hem fiziksel hem de zihinsel olarak geri kalma riskiyle karşı karşıya’’ uyarısında bulundu.
Üretim maliyetlerini düşürmek ve yerli üretimi teşvik etmek öncelikli hedefler olmalı
Kayabaşı, ‘’Okul yemeği programları sadece sosyal bir destek değil, kamusal bir zorunluluktur. Devlet, çocukların sağlıklı beslenmesini güvence altına almalı, her okulda nitelikli yemek hizmeti sunmalı, her çocuğa bir öğün ücretsiz yemek uygulaması tüm okullarda başlatılmalı. Kamu yararına olmayan gıda sistemi, ne üreticiyi korur ne de tüketiciyi doyurur. Çözüm; üretimden yana, üreticiyi destekleyen, kamu yararını önceleyen politikalar. Tarımsal girdilerde dışa bağımlılığı azaltmak, üretim maliyetlerini düşürmek ve yerli üretimi teşvik etmek öncelikli hedefler olmalı’’ ifadelerini kullandı.
Bakanlık denetçi sayısı artırılmalı, teknik personel atamaları gecikmeden yapılmalı
Gıda güvenliği için denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi çağrısında bulunan Kayabaşı, ‘’Bugün hala üretim izni beyana dayalı yapılıyor. Gıda sektöründe merdiven altı üretim yaygın şekilde devam ediyor. Gıda işletmelerinin yalnızca kayıt altına alınması değil, aktif ve yaygın denetimlerle kontrol edilmesi şart. Bakanlık denetçi sayısı artırılmalı, teknik personel atamaları gecikmeden yapılmalı’’ dedi.
Sermayeyi doyuran değil çocukları aç bırakmayan küresel politikalara ihtiyaç var
Dünya Gıda Günü’nün, sadece açlığı değil, aynı zamanda eşitsizliği, adaletsizliği ve uygulanan yanlış politikaları da göz önüne serdiğini belirten TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Gaziantep İl Temsilcisi Gamze Atar Kayabaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü: ‘’Gıda egemenliği; sadece üretmek değil, adilce bölüşmek demek. Bu nedenle hem küresel ölçekte hem yerel düzeyde ortak çözümler üretilmeli; doğayı, üretimi ve insanı merkezine alan bir dönüşüm başlamalı. Bugün atılacak her adım, yarının çocuklarının tabağını; çiftçinin tarlasını; toplumun sağlığını belirleyecek. Güvenilir gıdaya ulaşmak bir ayrıcalık değil, herkesin temel hakkıdır ve bunu sağlamak için sermayeyi doyuran değil çocukları aç bırakmayan küresel politikalara ihtiyaç var’’ Haber Merkezi