Türkiye’deki üniversitelerde uluslararası öğrenci sayısı giderek artıyor. Yabancı uyruklu toplam öğrenci sayısı 296 bin 566. 218 bin 380 öğrenci Asya, 61 bin 965 öğrenci Afrika kıtasından gelmiş. Avrupa ülkeleri uyruklu 14 bin 59 öğrenci bulunuyor. Güney ve Kuzey Amerika’dan ise toplam 1538 öğrenci öğrenim görüyor. Her üniversite kendisinin belirlediği şartlara göre öğrenci kabul ediyor. Görünürde birçok kabul kriteri olsa da kimi üniversiteler bu öğrencileri “sınavsız”, yalnızca lise diploma notlarına bakarak alıyor. Çoğunluğu Afrika, Ortadoğu ve Türk Cumhuriyetlerinden gelen öğrencilere destek veren danışmanlık şirketlerinden birinin web sitesinde, “Yabancı öğrenciler Türkiye’de sınavsız üniversite okuyabilir. Sınavsız yabancı öğrenci kabul eden üniversiteler vakıf üniversiteleridir. Halk dilinde ‘özel üniversite’ diye tanımlanan üniversitelerde yabancı uyruklu öğrenciler için özel kontenjanlar ayrılmaktadır. Öğrencilerin Yabancı Öğrenci Sınavı’na girmeden eğitim alabilecekleri toplam 76 üniversite vardır. Kabulünüzü yüzde 100 garantili bir şekilde sağlıyoruz” deniliyor.
Türkiye’deki devlet ve vakıf üniversitelerine yabancı öğrenciler üç şekilde girebiliyor. Birincisi merkezi sınav. Ancak,Türkiye Yurtdışından Öğrenci Kabul Sınavı (TR-YÖS) YÖK tarafından yükseköğretim kurumlarına sadece tavsiye ediliyor, zorunlu tutulmuyor. İkincisi; isteyen üniversiteler, kendi sınavını yapıyor. Örneğin 12 bin 308 uluslararası öğrencisi olan Karabük Üniversitesi 20 Mayıs’ta Moritanya’da Uluslararası Maarif Okulları Nuakşot Erkek Lisesi’nde, 3 Haziran’da ise hem üniversite yerleşkesinde hem de Mersin’deki Mezitli Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi’nde sınav düzenleyecek.
Üçüncüsü de “sınavsız kabul”. Bazı vakıf üniversiteleri, yabancı öğrencileri lise diploma notlarına bakarak kayıt ediyor. Uluslararası öğrenciler için eğitim ücretleri, üniversite ve bölüme göre 1000 dolar ile 35 bin dolar arasında değişiyor.
İTİBAR DÜŞÜYOR
Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Ekber Şahin, “Yabancı uyruklu öğrenci sayısında olağandışı durumlar görünen yükseköğretim kurumları için inceleme başlatılmalıdır. Eğer yüzde 50 kontenjan uygulaması gerçekleşirse birçok Anadolu şehrinde sosyoekonomik ve demografik yapının kritik sorunlar ortaya çıkarması ihtimali vardır” dedi. Yurtiçinden öğrenci bulamayan programların, yurtdışındaki öğrencilere yöneldiklerine dikkat çeken Prof. Şahin, şöyle devam etti:
“Programlarına yüzde 1 ya da yüzde 2’lik dilimden öğrenci alan üniversitelerimiz yurtdışından başvuran öğrenciler için de yüksek başvuru koşulları koyuyor. Boş kontenjan sorunu yaşayan üniversitelerin ise yurtdışından başvuru koşullarını minimumda tuttukları görülüyor. Yabancı uyruklu olup liseyi orta derecede tamamlamış herkesin rahatlıkla kaydolabileceği üniversite programları eliyle ülkemizde yükseköğretim giderek itibarsızlaştırılıyor. Pek çok üniversite artık minimum çabayla diploma alınan yerlere dönüşmüş durumda.”
ÖĞRENCİ GÖÇÜ
Eğitimci Alaattin Dinçer, “Ülke yurttaşı gençler okumak için başta Avrupa ve Amerika olmak üzere gelişmiş ülkelere doğru yoğun bir göç yaşarken gelişmemiş veya az gelişmiş ülkelerden ülkemize doğru yaşanan öğrenci göçünde son yıllarda kayda değer bir artış görülüyor. Yabancı uyruklu öğrencilerin mezun olduklarında gidip gitmedikleri, gitmiyorlarsa ne yaptıkları ise bilinmiyor” dedi.
Onsekiz Mart Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Vedat Çalışkan, “Hiçbir sınav ve kural olmaksızın öğrencilerin üniversitelere girişlerinden bazı kişiler ve kurumlar çok büyük haksız kazançlar sağlamaktadır. Bu tür aracılık şirketleri öğrencilerden 3000-5000 USD arasında ücretler almaktadır” dedi.
NE YAPILMALI?
Prof, Vedat Çalışkan’ın önerileri şöyle:
Vakıf ve devlet üniversiteleri merkezi yapılan YÖS’ü esas almalı.
Her ülke ve her program için kontenjanlar YÖK ve üniversiteler tarafından sınırlandırılmalı.
Ticari amaçlı aracı kuruluşların üniversitelerle anlaşma yapmaları engellenmeli.
Eğitim-Sen genel yükseköğretim ve eğitim sekreteri Sinan Muşlu, “Üniversitelerde kontenjanların önemli bir bölümünün belirlenen bir ücret karşılığında yabancı uyruklu öğrencilere ayrılması, hem öğrencilerimiz açısından bir fırsat eşitsizliğine yol açmakta hem de devlet-vakıf ayrımı yapmadan üniversiteleri bir ticarethaneye dönüştürmektedir” dedi.
Üniversitelerin sadece Afrika ülkeleri, Türk cumhuriyetler ve azgelişmiş ülkelerin öğrencilerine “diploma pazarladığını” belirten Muşlu, “YÖK bununla fazlasıyla övünüyor. Ancak burada övünülmesi gereken değil, üzerine ciddi biçimde düşünülmesi gereken bir durum söz konusu.”
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na sorduğumuz sorular ve yanıtları şöyle:
Bazı üniversitelerde yabancı öğrenci sayısı neden diğerlerine göre daha çok?
Üniversitelerin uluslararası protokoller ile yaptığı anlaşmaların belirleyiciliği dışında üniversitelerin kendilerine belirlediği hedefler doğrultusunda tercih ettiği ülkelerin öğrencilerine yönelme söz konusu olabilmektedir. Örneğin Karabük Üniversitesi Çad uyruklu öğrenci tercihinde bulunmuş ve en çok Çadlı öğrenci Karabük’te yer almıştır.
Okullara kabuller üniversitelerin inisiyatifinde mi? Sınavsız, diploma notuna bakarak öğrenci alan üniversiteler var mı?
Ülkemizde önlisans ve lisans eğitimi almak isteyen yabancı uyruklu öğrencilerin bir ortaöğretim kurumundan mezun olması ve her üniversite tarafından belirlenen ve başkanlığımızca da uygun görülen sınav ve puanlara sahip olması, bu belgeler ve üniversitenin talep edeceği diğer belgeler ile başvurması ve üniversite tarafından değerlendirmeye alınması gerekmektedir. Yani her üniversite birçok öğrenci kabulü kriterlerinden kendisinin belirlediği şartlara göre öğrenci kabul edebilmektedir.