Eğitim İş Sendikası Nizip İlçe Temsilcisi Hasan İnal, 24 Haziran seçimlerinden önce AKP’ye oy isteyen Karkamış İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Bozkurt’u sosyal medya üzerinden eleştirdiği için Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne sürgün edildi
Düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim İş Sendikası Nizip İlçe Temsilcisi Hasan İnal, “Hakkımda açılan hiçbir soruşturma, uyarı olmadan ve ifadem alınmadan sabah kalktığımda Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne tayinim çıktığını öğrendim” dedi.
İnal, “Ancak, 24 Haziran seçimlerinden önce bir İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün köylerde herhangi bir parti adına çalışma yapamayacağını sosyal medya üzerinden eleştirirken de hiçbir isim belirtmedim. Bu olay Oda TV’de haber oldu ve İlçe Milli Eğitim Müdürü hakkında soruşturma başlatıldı, seçimden bir hafta sonra da atama kararnamem geldi. Yürütmeyi durdurma kararı için İdari Mahkemeye başvurdum, sonuçlanmasını bekliyoruz. Umuyoruz ki haksızlık karşısında adalet gereken cevabı verecektir” dedi.
Eğitimin, siyasileştirilmesinin
karşısındayız
Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay ise, Eğitim İş Sendikası Nizip İlçe Temsilcisi Hasan İnal’ın yalnız olmadığına vurgu yaparken, “Haksız, gerekçesiz sürgün kararına karşı açtığımız davanın ne kadar arkasındaysak, Hasan İnal'ın dikkat çektiği eğitimin siyasileştirilmesinin, bürokratların devlet adamlığından uzaklaşmalarının da o kadar karşısındayız. Sürgünle 'uslandırma', bir sendika yöneticisini keyfi olarak sendikal faaliyet gösterdiği alandan kopartma gibi antidemokratik her uygulama, bilinsin ki bizim şaşmaz, uslanmaz irademize çarpacaktır” şeklinde konuştu.
“Atama kanun
dışıdır”
4688 sayılı Sendika Yasası gereği, olağanüstü bir durum olmadıkça bir sendika temsilcisinin devlet tarafından başka bir yere sürülemeyeceğinin altını çizen Ay, atamanın kanun dışı olduğunu ileri sürerken, söz konusu atama için sözlü ya da yazılı bir gerekçe gösterilmediğini kaydetti. “Böyle bir sürgün, gerekçesiz yapılamaz. Eğer yapılıyorsa bunun adı fermandır, ve kamu görevlisi sıfatını bir kenara bırakarak sadece en tepeden gelen emirlere "hizmetin gereğidir. Yasalarla yönetilen, demokratik bir ülkede bir benzerine rastlanamaz. İdare hiçbir gerekçeye dayandırmaksızın sürgün yapamayacağı gibi bu tür yer değiştirmelerde en azından soruşturma yapma zorunluluğu vardır ve tek bir soruşturma söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
İkisi de aynı kirli ve
zalim zihniyetin ürünüdür
Başkan Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “İsim vermeden yapılan, haklı sorular sormak ve haksızlığa isyan etmekten ibaret olan bu kısa paylaşımın, bir eğitimcinin sürgününe yol açması, hırsızın ev sahibinden davacı olduğu günlere geldiğimizi göstermektedir. Olaya konu olan MEB yetkilisinin köylerde attığı oy isteme turları, basında birçok yerde haberleştirilmiş, olayın failleri bu haberi yalanlayamamışken; hatta soruşturma dahi geçirmekte iken, bunu ortaya çıkartan ya da tepkisini ortaya koyan sendika yöneticisini, eğitimciyi cezalandırmak, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babayı haberleştiren gazeteciyi gözaltına almakla aynı şeydir. İkisi de aynı kirli ve zalim zihniyetin ürünüdür.” Hüseyin Karataş
Düzenlenen basın toplantısında konuşan Eğitim İş Sendikası Nizip İlçe Temsilcisi Hasan İnal, “Hakkımda açılan hiçbir soruşturma, uyarı olmadan ve ifadem alınmadan sabah kalktığımda Şırnak’ın Uludere İlçesi’ne tayinim çıktığını öğrendim” dedi.
İnal, “Ancak, 24 Haziran seçimlerinden önce bir İlçe Milli Eğitim Müdürü’nün köylerde herhangi bir parti adına çalışma yapamayacağını sosyal medya üzerinden eleştirirken de hiçbir isim belirtmedim. Bu olay Oda TV’de haber oldu ve İlçe Milli Eğitim Müdürü hakkında soruşturma başlatıldı, seçimden bir hafta sonra da atama kararnamem geldi. Yürütmeyi durdurma kararı için İdari Mahkemeye başvurdum, sonuçlanmasını bekliyoruz. Umuyoruz ki haksızlık karşısında adalet gereken cevabı verecektir” dedi.
Eğitimin, siyasileştirilmesinin
karşısındayız
Eğitim İş Sendikası Gaziantep Şube Başkanı Mustafa Ay ise, Eğitim İş Sendikası Nizip İlçe Temsilcisi Hasan İnal’ın yalnız olmadığına vurgu yaparken, “Haksız, gerekçesiz sürgün kararına karşı açtığımız davanın ne kadar arkasındaysak, Hasan İnal'ın dikkat çektiği eğitimin siyasileştirilmesinin, bürokratların devlet adamlığından uzaklaşmalarının da o kadar karşısındayız. Sürgünle 'uslandırma', bir sendika yöneticisini keyfi olarak sendikal faaliyet gösterdiği alandan kopartma gibi antidemokratik her uygulama, bilinsin ki bizim şaşmaz, uslanmaz irademize çarpacaktır” şeklinde konuştu.
“Atama kanun
dışıdır”
4688 sayılı Sendika Yasası gereği, olağanüstü bir durum olmadıkça bir sendika temsilcisinin devlet tarafından başka bir yere sürülemeyeceğinin altını çizen Ay, atamanın kanun dışı olduğunu ileri sürerken, söz konusu atama için sözlü ya da yazılı bir gerekçe gösterilmediğini kaydetti. “Böyle bir sürgün, gerekçesiz yapılamaz. Eğer yapılıyorsa bunun adı fermandır, ve kamu görevlisi sıfatını bir kenara bırakarak sadece en tepeden gelen emirlere "hizmetin gereğidir. Yasalarla yönetilen, demokratik bir ülkede bir benzerine rastlanamaz. İdare hiçbir gerekçeye dayandırmaksızın sürgün yapamayacağı gibi bu tür yer değiştirmelerde en azından soruşturma yapma zorunluluğu vardır ve tek bir soruşturma söz konusu değildir” ifadelerini kullandı.
İkisi de aynı kirli ve
zalim zihniyetin ürünüdür
Başkan Ay, konuşmasına şöyle devam etti: “İsim vermeden yapılan, haklı sorular sormak ve haksızlığa isyan etmekten ibaret olan bu kısa paylaşımın, bir eğitimcinin sürgününe yol açması, hırsızın ev sahibinden davacı olduğu günlere geldiğimizi göstermektedir. Olaya konu olan MEB yetkilisinin köylerde attığı oy isteme turları, basında birçok yerde haberleştirilmiş, olayın failleri bu haberi yalanlayamamışken; hatta soruşturma dahi geçirmekte iken, bunu ortaya çıkartan ya da tepkisini ortaya koyan sendika yöneticisini, eğitimciyi cezalandırmak, çocuğuna pantolon alamadığı için intihar eden babayı haberleştiren gazeteciyi gözaltına almakla aynı şeydir. İkisi de aynı kirli ve zalim zihniyetin ürünüdür.” Hüseyin Karataş
RSS