Fizyoterapist Osman Kaplan, yaptığı açıklamada stresin ve kış mevsiminin bel fıtığını tetiklediğini söylerken, “Modern çağın en önemli sorunu stres bel fıtığı oluşumunda da önemli rol oynuyor. Her hastalığın temelinde yatan stres yüzünden vücuttaki kaslar aşırı kasılıyor. Bu da iç organlarda baskıya neden olurken; omurgayı olumsuz etkiliyor. Belde fıtığa yol açıyor. Çağımızın hastalığı haline gelen aşırı stres, bel ve boyun fıtığı nedenleri arasında giderek artan bir grafikle karşımıza çıkıyor” dedi.
Omurganın bel kısmının beş adet omur ve diskten meydana geldiğini ifade eden Kaplan, “Bu bölge vücut ağırlığını en çok taşıyan yer olarak bilinir. Belimiz vücudumuzun ağırlığını taşıyan, yükü kalçadan bacaklara aktaran ve aynı zamanda günlük aktivitemiz içerisinde gövdemizin hareketli olmasını sağlayan bir yapıdır. Bel omurları, harekete katkısı ve yük taşıma özelliğinin yanında omurganın diğer kısımları gibi omurilik ve sinir köklerine koruyuculuk görevi yapar” şeklinde açıklama yaptı.
“Başlangıçta belde başlayan ağrı daha sonra giderek bacağa yayılır. Bu ağrı genellikle tek taraflıdır ancak iki taraflı da olabilir” diyen Kaplan, “Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Genellikle ağrı daha önce birkaç defa tekrarlamıştır, tedaviyle ya da kendiliğinden düzelmiştir. Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde kısıtlama görülebilir. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, ağır yük kaldırma, araç kullanma, öne doğru eğilme, soğukta kalma ve özellikle stres ağrıyı arttırabilen nedenler arasında başı çekmektedir” ifadelerini kullandı.
Bel fıtığı ilerleyen
yaşlarda daha fazla görülür
Bel fıtığının ilerleyen yaşlarda daha fazla görüldüğünü kaydederken, “Bunu nedeni disklerdeki bulunan sıvının yaşa ve zamana bağlı olarak yıpranması ve azalmasıdır. Bunun yanı sıra orta yaşlarda görülen bel fıtığının sebepleri arasında stres, yanlış yaşam biçimleri ,hareketsiz yaşam ani ve ters hareketler toplumun yüzde 25-30 unda bel ağrısı nedenlerini oluşturmaktadır. Bel fıtığının görülme sıklığı cinsiyet olarak değerlendirilecek olursa hamileliğe bağlı kilo alımı ve stres sinirlere olan baskısı arttırdığı için kadınlarda bel ağrısı daha fazla görülmektedir. Yapılan araştırmalar bel fıtığının en çok görülen yaş aralığının 30 ile 60 olduğunu kanıtlamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Bel kaslarını güçlendirici
egzersizler yapılmalı
Fizyoterapist Osman Kaplan, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Özellikle tekrarlayan bel ağrılarının önüne geçilmesi için bireyin; fazla kilolardan kurtulması, bel kaslarını güçlendirici egzersizler yapılmalı, beli zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalı, ağır yük taşımadan kaçınılmalı, strese sebep olacak nedenlerden ve ortamlardan uzak durmalı, pilates ve yüzme gibi sporlar tercih edilmeli, soğuk havalarda beli sıcak tutan giysiler ve korseler tercih edilmeli. Ani ve ters hareketlerden kaçınılmalı ( yerden bir eşya alırken veya kaldırırken eğilip almak yerine dizleri büküp çömelerek yerden alınması doğru bir harekettir) araba kullanırken; direksiyona yakın oturun ve oturduğunuz koltuğun yüksekliğini azaltın, omurga pozisyonunu bozacak yatak kanepelerde yatılmamalı ve sigara ve alkolden uzak durulmalı.” Hüseyin Karataş
Omurganın bel kısmının beş adet omur ve diskten meydana geldiğini ifade eden Kaplan, “Bu bölge vücut ağırlığını en çok taşıyan yer olarak bilinir. Belimiz vücudumuzun ağırlığını taşıyan, yükü kalçadan bacaklara aktaran ve aynı zamanda günlük aktivitemiz içerisinde gövdemizin hareketli olmasını sağlayan bir yapıdır. Bel omurları, harekete katkısı ve yük taşıma özelliğinin yanında omurganın diğer kısımları gibi omurilik ve sinir köklerine koruyuculuk görevi yapar” şeklinde açıklama yaptı.
“Başlangıçta belde başlayan ağrı daha sonra giderek bacağa yayılır. Bu ağrı genellikle tek taraflıdır ancak iki taraflı da olabilir” diyen Kaplan, “Bazen hastalar yalnızca bacak ağrısı ile gelir. Genellikle ağrı daha önce birkaç defa tekrarlamıştır, tedaviyle ya da kendiliğinden düzelmiştir. Hastada ayrıca bacakta uyuşma, bel hareketlerinde kısıtlama görülebilir. Öksürme, hapşırma, uzun süreli oturma, ağır yük kaldırma, araç kullanma, öne doğru eğilme, soğukta kalma ve özellikle stres ağrıyı arttırabilen nedenler arasında başı çekmektedir” ifadelerini kullandı.
Bel fıtığı ilerleyen
yaşlarda daha fazla görülür
Bel fıtığının ilerleyen yaşlarda daha fazla görüldüğünü kaydederken, “Bunu nedeni disklerdeki bulunan sıvının yaşa ve zamana bağlı olarak yıpranması ve azalmasıdır. Bunun yanı sıra orta yaşlarda görülen bel fıtığının sebepleri arasında stres, yanlış yaşam biçimleri ,hareketsiz yaşam ani ve ters hareketler toplumun yüzde 25-30 unda bel ağrısı nedenlerini oluşturmaktadır. Bel fıtığının görülme sıklığı cinsiyet olarak değerlendirilecek olursa hamileliğe bağlı kilo alımı ve stres sinirlere olan baskısı arttırdığı için kadınlarda bel ağrısı daha fazla görülmektedir. Yapılan araştırmalar bel fıtığının en çok görülen yaş aralığının 30 ile 60 olduğunu kanıtlamıştır” değerlendirmesinde bulundu.
Bel kaslarını güçlendirici
egzersizler yapılmalı
Fizyoterapist Osman Kaplan, konuşmasını şu şekilde bitirdi: “Özellikle tekrarlayan bel ağrılarının önüne geçilmesi için bireyin; fazla kilolardan kurtulması, bel kaslarını güçlendirici egzersizler yapılmalı, beli zorlayıcı hareketlerden uzak durulmalı, ağır yük taşımadan kaçınılmalı, strese sebep olacak nedenlerden ve ortamlardan uzak durmalı, pilates ve yüzme gibi sporlar tercih edilmeli, soğuk havalarda beli sıcak tutan giysiler ve korseler tercih edilmeli. Ani ve ters hareketlerden kaçınılmalı ( yerden bir eşya alırken veya kaldırırken eğilip almak yerine dizleri büküp çömelerek yerden alınması doğru bir harekettir) araba kullanırken; direksiyona yakın oturun ve oturduğunuz koltuğun yüksekliğini azaltın, omurga pozisyonunu bozacak yatak kanepelerde yatılmamalı ve sigara ve alkolden uzak durulmalı.” Hüseyin Karataş
RSS