Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 2023 eğitim vizyon belgesini açıkladı. Açıklanan belgede MEB’in 3 yıllık hedefleri ve yaklaşımları yer alıyor
Temel sorunlara yönelik çözümler yok
2023 eğitim vizyon belgesini Sabah okurları için değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, belge de temel sorunlara yönelik çözümlerin bulunmamasını eleştirirken, “5 yaş zorunlu erken çocukluk eğitimi, yaz dönemi oyun temelli eğitim, ders çeşitliliğinin azaltılması gibi Eğitim Sen’in de geçmişten bugüne savunduğu adımları olumlu karşıladık, ancak belgenin eğitimin temel sorunlarıyla ilgili ayrıntılı ve geçerli çözüm ve bakış açısı içermediğini ifade etmek isteriz. Bizim açımızdan en önemli sorunun nasıl okullaşma politikası izleneceğine ilişkindir. Hangi ölçülere göre, nasıl okulların açılacağı, öğrencilerin gereksinimi ve yönelimine göre mi yoksa siyasi iktidarın kendi politikaları doğrultusunda mı yönelimin olacağının belgede yanıtı yok” dedi.
Alt yapının nasıl
çözüleceği vurgulanmamış
Belgede müfredatın ve ders yükünün azaltılmasından bahsedildiğini fakat yeni ders içeriğinin ve müfredatın hangi ilkelere dayandığına dair bir verinin ortaya konmadığını ifade eden Ersönmez, “Tüm okullarda Tasarım - Beceri Atölyeleri kurulacak” deniyor. Ancak ilimiz başta olmak üzere, derslik yetersizlikleri ortadayken, buna dair alt yapının nasıl çözüleceği vurgulanmamıştır. Belgede, sınavla öğrenci alan okulların sayısının kademeli olarak azaltılmasına vurgu yapılıyor. Ancak eğitim sisteminde sınavsız bir modelden bahsedilmemektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Asıl sorun ücretli ve sözleşmeli
öğretmenliğin devam etmesidir
Belgede yer alan ücretli öğretmenlerin ücretlerinin artırılmasının, sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerinin 6 yıldan 4 yıla indirilmesinin olumlu ancak asıl sorunun ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğin devam etmesi olduğunu sözlerine ekleyen Ersönmez, “Öğretmenliğe alım sistemiyle ilgili herhangi bir yaklaşımın olmaması, mülakat sistemiyle alım yapılıp sözleşmeli istihdamın devam ediyor olması temel sorunun devam edeceğini gösteriyor. Belgede öğretmenlere yan alan yüksek lisans imkânı geliyor, Başarılı öğretmenler yurt dışına gönderiliyor” şeklindeki yaklaşım öğretmenin temel sorunlarına çözüm geliştiren bir noktada bulunmamaktadır. Öğretmenlerin verimliliğini artıracak özlük, ekonomik, demokratik hakları ve güvenceli çalışmalarına dair sorunlarının çözümüne acilen ihtiyaç vardır” şeklinde açıklama yaptı.
Pedagojik formasyonun
kaldırılması kabul edilebilir değil
Pedagojik formasyon zorunluluğunun kaldırılmasının kabul edilebilir olmadığını, MEB Temel Kanunu’nda öğretmen olmak için özel alan, genel kültür ve pedagojik formasyonun bulunmasının zorunluluğunun bulunduğunu vurgulayan Başkan Ersönmez, “Pedagojik formasyonun MEB tarafından verilecek olması üniversiteden bağımsızlaşmış, bu alanı akademik bir yeterlilik olarak görmeyen bakış açısının sıkıntı yaratacağını düşünüyoruz. Okul Temelli Gelişim Modeli daha önce de öğretmen strateji belgesinde yer alıyordu. Piyasa ile okulu ilişkilendiren, piyasa kurallarını okula taşıyan bir model. Okulların kendisine bütçe yarattığı, kendine finansman bulduğu bir sistem. Bizler kamusal eğitim tasarladığımız için bu ticari bakış açısını doğru bulmuyoruz. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi kamusal hizmet olduğundan piyasa ile ilişkilendirilmesini değil, eşit, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz olması gerektiği görüşündeyiz” diye konuştu. Hüseyin Karataş
Temel sorunlara yönelik çözümler yok
2023 eğitim vizyon belgesini Sabah okurları için değerlendiren Eğitim Sen Gaziantep Şube Başkanı Ali Ersönmez, belge de temel sorunlara yönelik çözümlerin bulunmamasını eleştirirken, “5 yaş zorunlu erken çocukluk eğitimi, yaz dönemi oyun temelli eğitim, ders çeşitliliğinin azaltılması gibi Eğitim Sen’in de geçmişten bugüne savunduğu adımları olumlu karşıladık, ancak belgenin eğitimin temel sorunlarıyla ilgili ayrıntılı ve geçerli çözüm ve bakış açısı içermediğini ifade etmek isteriz. Bizim açımızdan en önemli sorunun nasıl okullaşma politikası izleneceğine ilişkindir. Hangi ölçülere göre, nasıl okulların açılacağı, öğrencilerin gereksinimi ve yönelimine göre mi yoksa siyasi iktidarın kendi politikaları doğrultusunda mı yönelimin olacağının belgede yanıtı yok” dedi.
Alt yapının nasıl
çözüleceği vurgulanmamış
Belgede müfredatın ve ders yükünün azaltılmasından bahsedildiğini fakat yeni ders içeriğinin ve müfredatın hangi ilkelere dayandığına dair bir verinin ortaya konmadığını ifade eden Ersönmez, “Tüm okullarda Tasarım - Beceri Atölyeleri kurulacak” deniyor. Ancak ilimiz başta olmak üzere, derslik yetersizlikleri ortadayken, buna dair alt yapının nasıl çözüleceği vurgulanmamıştır. Belgede, sınavla öğrenci alan okulların sayısının kademeli olarak azaltılmasına vurgu yapılıyor. Ancak eğitim sisteminde sınavsız bir modelden bahsedilmemektedir” değerlendirmesinde bulundu.
Asıl sorun ücretli ve sözleşmeli
öğretmenliğin devam etmesidir
Belgede yer alan ücretli öğretmenlerin ücretlerinin artırılmasının, sözleşmeli öğretmenlerin görev sürelerinin 6 yıldan 4 yıla indirilmesinin olumlu ancak asıl sorunun ücretli ve sözleşmeli öğretmenliğin devam etmesi olduğunu sözlerine ekleyen Ersönmez, “Öğretmenliğe alım sistemiyle ilgili herhangi bir yaklaşımın olmaması, mülakat sistemiyle alım yapılıp sözleşmeli istihdamın devam ediyor olması temel sorunun devam edeceğini gösteriyor. Belgede öğretmenlere yan alan yüksek lisans imkânı geliyor, Başarılı öğretmenler yurt dışına gönderiliyor” şeklindeki yaklaşım öğretmenin temel sorunlarına çözüm geliştiren bir noktada bulunmamaktadır. Öğretmenlerin verimliliğini artıracak özlük, ekonomik, demokratik hakları ve güvenceli çalışmalarına dair sorunlarının çözümüne acilen ihtiyaç vardır” şeklinde açıklama yaptı.
Pedagojik formasyonun
kaldırılması kabul edilebilir değil
Pedagojik formasyon zorunluluğunun kaldırılmasının kabul edilebilir olmadığını, MEB Temel Kanunu’nda öğretmen olmak için özel alan, genel kültür ve pedagojik formasyonun bulunmasının zorunluluğunun bulunduğunu vurgulayan Başkan Ersönmez, “Pedagojik formasyonun MEB tarafından verilecek olması üniversiteden bağımsızlaşmış, bu alanı akademik bir yeterlilik olarak görmeyen bakış açısının sıkıntı yaratacağını düşünüyoruz. Okul Temelli Gelişim Modeli daha önce de öğretmen strateji belgesinde yer alıyordu. Piyasa ile okulu ilişkilendiren, piyasa kurallarını okula taşıyan bir model. Okulların kendisine bütçe yarattığı, kendine finansman bulduğu bir sistem. Bizler kamusal eğitim tasarladığımız için bu ticari bakış açısını doğru bulmuyoruz. Eğitim, sağlık, ulaşım gibi kamusal hizmet olduğundan piyasa ile ilişkilendirilmesini değil, eşit, nitelikli, ulaşılabilir, ücretsiz olması gerektiği görüşündeyiz” diye konuştu. Hüseyin Karataş
RSS