Yanlış hayvan politikalarının 1990’lı yıllarda başladığını ifade eden Türk Yüksek Ziraat Mühendisi Birliği Gaziantep İl Temsilcisi Kenan Seçkin, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde terör bitmediği sürece hayvancılık ve et ithalatı sorununun çözülemeyeceği tespitinde bulundu. Seçkin, “Terör sorununu kökten çözseydik, et ithalatımız olmazdı. Yurt dışına canlı hayvan ihracatı yapabilirdik” dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesi hayvan depolarımızdı
Şu anda ülkenin et ithalatına ihtiyacı olduğunu kaydeden Seçkin, “Eskiden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde her evde en az 500 veya 1000 hayvan vardı. Bu bölgelerimiz ülkemizin hayvan depolarıydı. Ancak terör hortladıktan sonra insanlar hayvanlarını mera, otlak ve yaylalara çıkaramaz oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde terör bitmediği sürece hayvancılık sorununu çözemeyiz” ifadelerini kullandı.
Et ithalatı, canlı hayvan
sayısını arttırmak için yapılıyor
Canlı hayvan sayısının arttırılması için et ithalatının yapıldığına dikkat çeken Seçkin, yanlış hayvan politikalarının 1990’lı yıllarda başladığının altını çizerken, “1990 yıllarında canlı hayvan ihraç edildiğinden damızlık, dişi, ve erkek hayvanlar yurt dışına gönderildi. Bu şekilde hayvan sayılarımız her geçen gün azalmaya başladı. Ülkenin nüfusu 30 milyon iken 40 milyon küçükbaş hayvanımız vardı. Şu anda ülkenin nüfusu 80 milyon, küçük baş canlı hayvan varlığımız 30 milyon. Terörden dolayı hayvan üretimi durdu” şeklinde açıklama yaptı.
Dişi hayvan kesimi
yapanlar şikayet edilmeli
“Her insanın başına görevli dikemiyorsun, illa ki kaçak kesimler oluyor” diyen Türk Yüksek Ziraat Mühendisi Birliği Gaziantep İl Temsilcisi
Kenan Seçkin, konuşmasına şöyle devam etti: “Milli duygularımızı ön plana çıkarmamız lazım ki dişi hayvanların geleceğimiz olduğunun bilinmesi gerekiyor. Vatandaş olarak dişi hayvan kesenleri ilgili kurumlara şikayet etmeliyiz. Tarımsal girdiler yükseldiğinden hayvansal girdilerde de artış yaşandı. Tarımsal girdilerinin yüksek olduğu yerlerde mera, otlak ve kışlakları kullanmamız gerekir.” Hüseyin Karataş
Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgesi hayvan depolarımızdı
Şu anda ülkenin et ithalatına ihtiyacı olduğunu kaydeden Seçkin, “Eskiden Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde her evde en az 500 veya 1000 hayvan vardı. Bu bölgelerimiz ülkemizin hayvan depolarıydı. Ancak terör hortladıktan sonra insanlar hayvanlarını mera, otlak ve yaylalara çıkaramaz oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde terör bitmediği sürece hayvancılık sorununu çözemeyiz” ifadelerini kullandı.
Et ithalatı, canlı hayvan
sayısını arttırmak için yapılıyor
Canlı hayvan sayısının arttırılması için et ithalatının yapıldığına dikkat çeken Seçkin, yanlış hayvan politikalarının 1990’lı yıllarda başladığının altını çizerken, “1990 yıllarında canlı hayvan ihraç edildiğinden damızlık, dişi, ve erkek hayvanlar yurt dışına gönderildi. Bu şekilde hayvan sayılarımız her geçen gün azalmaya başladı. Ülkenin nüfusu 30 milyon iken 40 milyon küçükbaş hayvanımız vardı. Şu anda ülkenin nüfusu 80 milyon, küçük baş canlı hayvan varlığımız 30 milyon. Terörden dolayı hayvan üretimi durdu” şeklinde açıklama yaptı.
Dişi hayvan kesimi
yapanlar şikayet edilmeli
“Her insanın başına görevli dikemiyorsun, illa ki kaçak kesimler oluyor” diyen Türk Yüksek Ziraat Mühendisi Birliği Gaziantep İl Temsilcisi
Kenan Seçkin, konuşmasına şöyle devam etti: “Milli duygularımızı ön plana çıkarmamız lazım ki dişi hayvanların geleceğimiz olduğunun bilinmesi gerekiyor. Vatandaş olarak dişi hayvan kesenleri ilgili kurumlara şikayet etmeliyiz. Tarımsal girdiler yükseldiğinden hayvansal girdilerde de artış yaşandı. Tarımsal girdilerinin yüksek olduğu yerlerde mera, otlak ve kışlakları kullanmamız gerekir.” Hüseyin Karataş
RSS