ANASAYFA arrow right Güncel

Türkiye, Avrupa'nın en kilolu ülkesi, dünyada ise ikinci sırada

Türkiye, Avrupa'nın en kilolu ülkesi, dünyada ise ikinci sırada
YAYINLAMA: 04 Mart 2025 / 18.36
GÜNCELLEME: 04 Mart 2025 / 18.36

4 Mart Dünya Obezite Günü. Dünyada ve Türkiye'de obezite bir salgına dönüşürken, 2035 yılında Türkiye'de erişkin nüfusun yarısından fazlasının obez olacağı öngörülüyor. Kadınlarda obezite daha sık görülürken, çocuklarda ise obezite konusunda alarm zilleri çalıyor.

Dünyada ve Türkiye'de obezite giderek salgın haline dönüşürken rakamlar da endişe verici artışı gözler önüne seriyor. Dünya Obezite Federasyonu'nun 2023 yılı raporuna göre 2035 yılında Türkiye'de erişkin nüfusun yarısından fazlası obez olabilir. Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi Obezite Raporu verilerine göre ise obezite sıklığı en yüksek olan ülke Türkiye ve yine bu rapora göre Türkiye obezitede dünya ikincisi. Bütün bu bilimsel veriler obezitenin tehlikelerini bir kez daha gözler önüne sererken 4 Mart Dünya Obezite Günü'nde uzmanlar tehlikenin büyüklüğünü, obeziteye karşı mücadalede yapılması gerekenleri anlattılar. Peki obezite nedir? Dünyada ve Türkiye'de obezite rakamları neler? Obezite gençleri ve çocukları tehdit ediyor mu?

Türkiye obezitede dünya ikincisi

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine ve Türkiye'deki çeşitli araştırmalara göre, obezite prevalansının giderek arttığını belirten Acıbadem Kartal Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, öncelikle artışta olan rakamlara dikkat çekerek şu bilgileri paylaştı:

TÜİK 2022 verilerine göre kadınların yüzde 23.6'sı obez, yüzde 30.9'u fazla kilolu. Erkeklerin yüzde 16.8'i obez, yüzde 40,4'ü fazla kilolu. 15 yaş ve üzeri çocuklarda ise obezite oranı yüzde 20.2 olarak tespit edildi.

Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporuna göre, 2035 yılında Türkiye’nin yetişkin nüfusun yarısından fazlası obez olabilir. 2020 yılından 2035’e kadar Türkiye’deki obezite oranı kadınlarda yüzde 47’den yüzde 60 a, erkeklerde yüzde 32’den yüzde 49’a, çocuklarda ise yüzde 17’den yüzde 37’lere kadar çıkacağı öngörülmektedir. Bu hesaplamaya göre her yıl ortalama %2,3 oranında ülkemizde obezite artışı olacaktır.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Bölgesi Obezite Raporu 2022 verilerine göre, obezite sıklığı en yüksek olan ülke Türkiye ve yine bu rapora göre Türkiye obezitede dünya ikincisi."

Çocuklarda obezite alarm verici boyutta

Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuba Sungur, çocuklarda obezite artış hızının yüksek olduğunu hatta 'alarm' verici boyutlara ulaştığını dile getirirken, "Dünya Obezite Federasyonu’nun 2023 yılı raporuna göre 2020 yılında her 11 çocuktan 1’inin obez olduğu, 2035 yılına kadar yüzde 100’ün üzerinde bir artışla 400 milyon çocuğun obez olacağı öngörülmektedir. Beslenme tercihlerinde işlenmiş gıda, yüksek kalorili yiyecekler, fast food ve şekerli yiyeceklerin tüketimine yönelmek, artan hareketsizlik, düzensiz beslenme, ekran önünde geçirilen sürenin artması, stres, ekonomik sıkıntılar ve sağlıklı gıdaların daha maliyetli olması obezitenin artmasının nedenleri diyebiliriz." diye konuştu.

Artık obezite bir pandemi

Dünya genelinde obezitenin 'pandemi' olarak nitelendirildiğinin altını çizen Sungur, dünya genelinde 1.9 milyardan fazla yetişkinin obez olarak sınıflandırılabildiğini söyledi. Genel tablo hakkında da veriler şu şekilde:

Dünya Sağlık Örgütü tarafından Asya, Afrika ve Avrupa’nın altı ayrı bölgesinde yapılan çalışma verilerine göre obezite prevelansı en yüksek üç bölge Amerika %29, Avrupa %23 ve Doğu Akdeniz Bölgesi %21 olarak belirlenmiş. Avrupa’da ise DSÖ Avrupa Bölgesi Obezite Raporu 2022 verilerine göre kadınların %54’ü, erkeklerin ise %63’ü fazla kilolu veya obezdir. Çocuklarda ise yaklaşık her 10 çocuktan birinin obez olduğunu belirtiyor.

Her yıl 3.7 milyon insan obeziteden hayatını kaybediyor

Obezitenin dünya genelinde her yıl yaklaşık 3.7 milyon insanın ölümüne neden olduğunu belirten Sungur, "Obezite, kalp-damar hastalıkları, diyabet, yüksek tansiyon, bazı kanser türleri, osteoartrit, uyku apnesi, felç, karaciğer yağlanması ve metabolik sendrom gibi sağlık sorunlarını beraberinde getiriyor. Özellikle kardiyovasküler hastalıklar ve bazı kanser türleri, obeziteye bağlı ölümlerin başlıca nedenlerinden" diye konuştu.

Sağlıklı beslenme

Obezite ile nasıl savaşmak gerekiyor? Nelere dikkat edilmeli? Nasıl önlemler alınmalı?

Obezite ile mücadelede kapsamlı bir yaklaşım gerektiğini dile getiren Sungur, özellikle çocukluk çağı obezitesinde ailelere büyük görevler düştüğünü dile getirdi.

Peki obezite ile mücadelede neler yapmalı? sorusuna ise şu yanıtı verdi:

Çocukları fast food, işlenmiş, şekerli ve paketli gıdalardan uzak tutmalı, ekran karşısında geçirdiği süre kontrol edilmeli ve çocukların fiziksel aktivitesini artırmaya teşvik etmeliler.

Obezite dahil beslenme ile ilgili kronik hastalıkların gelişimini önlemek için, küçük yaşlardan itibaren vücut ağırlığı, kan basıncı, kan şekeri düzeyi, kan yağları ve kemik sağlığını olumlu yönde etkileyecek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanılmalı.

Beden kütle indeksinin 20,0-24,9 kg/m² arasında olması sağlanmalıdır. Sağlıklı bir vücut ağırlığının korunması sürdürülebilir olmalı, sık kilo alıp vermekten kaçınılmalıdır.

Besin çeşitliliği artırılmalı, her öğün her besin grubunda yer alan besinlerden biri seçilerek gereksinim kadar tüketmeye özen gösterilmelidir.

Toplam ve doymuş yağ alımı azaltılmalıdır. Yemeklerde, tereyağı, margarin, kuyruk veya iç yağı gibi doymuş yağlar yerine bitkisel sıvı yağlar (zeytinyağı, ayçiçek yağı, mısırözü, soya yağı vb.) tercih edilmelidir.

 

Çocuk- Obezite

Pastane ürünleri, hamur işleri, tatlı ve hazır paketli ürünlerin tüketimini azaltın

Şeker alımı azaltılmalı, tüketilen basit şeker miktarı günlük alınan toplam enerjinin %10’unu geçmemelidir. Eklenmiş şeker içeren pastane ürünleri, hamur işleri, tatlı, çikolata ve hazır paketli ürünlerin tüketimi azaltılmalı, aynı zamanda şekerli ve asitli içeceklerden de sakınılmalı, meyve suyu yerine meyve tüketilmelidir.

Hazır paketli meyve suyu kullanılacak ise şeker ilavesiz, %100 meyve suları tercih edilmelidir.

Glisemik indeksi (karbonhidratların kan şekeri düzeyine olan etkisi) yüksek olan besinler daha düşük glisemik indeksli alternatifleri ile değiştirilmelidir. Örneğin; beyaz ekmek, pirinç pilavı, beyaz un yerine esmer ekmek, bulgur pilavı ve esmer un tercih edilmelidir. Sebze, meyve, tam tahıl, kuru baklagil ve yağlı tohum tüketimiyle posa alımı artırılmalıdır.

Sebze ve meyveler mevsiminde tüketilmeli ve günde en az 400 gram sebze ve meyve tüketilmelidir. Aşırı protein tüketiminden kaçınılmalıdır.

Haftada en az iki kez (300-500 gram) balık tüketmeye özen gösterilmelidir.

Her gün 2-3 su bardağı süt ve/veya yoğurt tüketilmelidir.

Hazır paketli ürün tüketimi sınırlandırılmalıdır.

Uygun pişirme yöntemleri kullanılarak yemeklere eklenen yağ miktarı azaltılmalıdır.

Besinleri kızartmak yerine haşlama, buharda, ızgarada, fırında veya mikrodalga fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.

Tuz, tuzlanmış ve tuz içeriği yüksek besinlerin (turşu, salamura besinler, zeytin vb.) tüketimi azaltılmalı, yemeğin tadına bakmadan tuz ilavesi yapılmamalıdır.

Sıvı tüketimi artırılmalı; günde en az 8-10 su bardağı (2,5-3 litre) su tüketilmelidir.

Vücut ağırlığına göre günlük 30-35 ml/kg sıvı tüketilmelidir.

Düzenli yemek yeme alışkanlığı edinilmeli ve geç saatte yemek yemekten kaçınılmalıdır.

Ev dışında yemek yeme sıklığı azaltılmalı, ev dışında yenildiğinde az yağlı yemekler tercih edilmelidir.

Sağlık Bakanlığının obezite ile mücadele için geliştirdiği planlar takip edilmelidir. Obezite tedavisi gören bireyler için psikolojik destek ve danışmanlık hizmetleri veren yerlerden destek alınmalıdır.

Obezite hastalıkları da beraberinde getiriyor

Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Özlem Haliloğlu da obezitenin bir çok hastalığı da beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Doç. Dr. Haliloğlu, prediyabet ve tip 2 DM, dislipidemi (kan yağlarında bozulmalar), hipertansiyon, kalp-damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, polikistik over sendromu, infertilite (kısırlık), uyku apne sendromu, astım, osteoartrit (kireçlenmeler), idrar kaçırma, depresyon ve kanserin obeziteyle birlikte gelişebilen hastalıklar arasında yer aldığını belirtti.sputnik

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *