ANASAYFA arrow right Güncel

Türkiye birçok tarımsal üründe dışa bağımlı halde

Türkiye birçok tarımsal  üründe dışa bağımlı halde
YAYINLAMA: 16 Eylül 2025 / 18.13
GÜNCELLEME: 16 Eylül 2025 / 18.13

“Buğdayda al-sat konumuna geldik. Yani buğday alıp işleyip un olarak satıyoruz. Ama tarıma dayalı girdiler çok ağırlaştı. Köylerde araziler parçalandı. Bir kişinin 100 dönüm arazisi ve 3 çocuğu var ise her bir çocuğuna 35 dönüm düşüyor”

Türkiye’nin birçok tarımsal üründe dışa bağımlı hale geldiğini sözlerine ekleyen Türkiye Ziraatçılar Derneği Gaziantep İl Temsilcisi Hasan Topuz, ‘’Buğdayda yüzde 100 dışa bağımlıyız. Ukrayna veya Rusya’dan aldığımız buğdayı işleyip un haline getirip ihraç ediyoruz. Bu durum ülkemizde ki çiftçiyi boğdu. Ayrıca Kilis’ten Mardin’e kadar kırmızı mercimek ekilirdi. Binlerce ton kırmızı mercimek ihraç ederken, şu anda Kanada’dan ithal eder duruma geldik’’ dedi.

Desteklemeler arttırılıp, planlı bir tarıma geçilirse tarımda her şey tersine dönebilir

Topuz, ‘’Geçmiş yıllarda mercimekteki otlara karşı 7-8 ton ilaç kullanırdık, şimdi bir ton kullanamıyoruz, çünkü ekim alanı yok. İklimsel bakımdan yağışlar çok azaldı, toprak doymuyor. Türk tarımının en büyük problemi girdilerin yüksek olması. Gübre, mazot ve ilaç pahalı. Yeterli yağış olmadığından verimde alınamıyor. Devlet, desteklemeleri arttırıp, planlı bir tarıma geçerse tarımda her şey tersine dönebilir’’ değerlendirmesini yaptı.

Sendikalaşma ve birleşme yok, kooperatifler kalmadı

‘Tütün satarken, almaya başladık. Cumhuriyet döneminin en büyük gelir gelir kaynağı tütündü’ diyen Topuz, ‘’Karadeniz Bölgesi’nde üretimi yapılan fındık, tamamen yurt dışı menşeili firmaların eline geçti. Yurt dışına fındık ihraç eden Türkiye, ithalatçı konumuna doğru gidiyor. Firma, üreticiden fındığı istediği fiyata alıyor. Üretici de sesini çıkartamıyor. Sendikalaşma ve birleşme yok, kooperatifler kalmadı’’ açıklamasını yaptı.

35 dönüm arazi ekonomik olmaktan çıktı

Türkiye’nin geçmiş yıllarda tarımda kendi kendine yeten ülkelerinde bir olduğunu ancak bunun zaman içerisinde değiştiğini kaydeden Topuz, ‘’Buğdayda al-sat konumuna geldik. Yani buğday alıp işleyip un olarak satıyoruz. Ama tarıma dayalı girdiler çok ağırlaştı. Köylerde araziler parçalandı. Bir kişinin 100 dönüm arazisi ve 3 çocuğu var ise her bir çocuğuna 35 dönüm düşüyor. 35 dönüm arazi ekonomik olmaktan çıktı. Bu gençleri arayışa soktu, sanayi bölgelerine akın etmeye başladılar’’ ifadelerini kullandı.

Çiftçinin alım gücü kalmadı

Topuz, ‘’Gübre fabrikaları özelleşti. Şeker fabrikaları özelleştirilip satıldı. Artık pancar şekeri değil, mısır şekeri yiyoruz. Hükümetler gelir getiren müesseseleri sattı, gelir getirmeyen zarar eden müesseseleri satmadılar. İmkanlar, özel sektörün veya fabrikayı alanların eline geçince ister istemez ürünleri istedikleri fiyatlara satmaya başladılar. Bu fiyatlardan dolayı çiftçinin alım gücü düştü. Geçmiş yıllarda yılda 3-5 bin ton arasında gübre satılı yaparken, şimdi ise bu rakam düştü. Çünkü çiftçinin alım gücü kalmadı’’ şeklinde konuştu. Haber Merkezi

Yorumlar
Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *