Toğrul, kaçak alkol üretimi ve tüketiminde yaşanan artışın nedenlerinin saptanması, kaçak içki tüketimi nedeniyle yaşanan ölümlerin engellenmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci İç Tüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını istedi.
Türkiye’nin, 47 Avrupa ülkesi arasında alkollü içki tüketiminde sonuncu, alkollü içkilerden alınan vergi yüzdesi bakımından üçüncü sırada yer aldığına dikkat çeken Toğrul, “Avrupa İstatistik Ofisi verilerine göre, ithal ve yerli alkollü içki fiyatları sıralamasında Türkiye Avrupa'da alkollü içkinin en pahalı olduğu 3’üncü ülke; OECD verilerine göre, Türkiye dünya sıralamasında İzlanda, Norveç, Avustralya, İsveç ve Finlandiya’nın ardından en yüksek alkollü içki vergisi sıralamasında 6’ncı sıradadır. Son on yılda alkollü içkilere getirilen yüksek ÖTV ve toplumsal baskı bu içecekleri tüketen ve üretenleri zor duruma sokmuştur. Alkollü içkilerden alınan vergi içki fiyatının yaklaşık %70,2`sidir. Bugün bir şişe rakının fiyatı asgari ücretli birinin günlük kazancından daha yüksektir. Bu durum sağlıklı üretim yerine maliyetleri farklı kimyasal kullanarak yapılan kaçak içki üretimini yaygınlaştırmıştır” şeklinde konuştu.
Ülkemizde son yıllarda vergilerin olağanüstü artışı nedeniyle alkol fiyatlarının artması sonucu sahte içki üretimi nin de ciddi oranda attığına dikkat çeken Toğrul, araştırma önergesinde, şu görüşlere yer verdi: “Alkollü içki fiyatlarında yaşanan artışla birlikte kaçak içki üretimi ve alkollü içki kaçakçılığı nedeniyle hayatını kaybeden insan sayısındaki artış endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Alkollü içki vergilerinin yükselmesi ve etil alkolün piyasada satılması sonucunda merdiven altı veya vatandaşların kendi alkollü içeceklerini imal etmesi devletin yüklü miktarda gelir kaybına uğramasına neden olmuştur. Alkol kullananların ödediği doğrudan vergiyi söz konusu ürünün fiyatını tüketiciye ulaşana kadar birkaç katına kadar çıkarabilen uygulamalar, hem alkol kullanan kişileri cezalandırma hem de alkollü içki tüketimini caydırmak yoluyla yaşam tarzına müdahaledir.
Ölüme ve nörolojik hasara yol açan içki zehirlenmeleri (etil alkol, metil alkol, izopropil alkol) son on yılda sık yaşanan bir toplumsal sorun haline gelmiştir. Alkollü içeceklerden alınan yüksek ÖTV nedeniyle standart dışı üretim yapılan işletmelerde kullanılan metil alkol sebebiyle onlarca yurttaşımız hayatını kaybetmektedir.
Fiyat yüksekliği, vergi artışı merdiven altı piyasayı harekete geçiriyor. Özellikle geliri düşük vatandaşlarımızın ölümüne ve hayatta kalanların ise görme yeteneklerini kaybetmesinin yanı sıra ciddi sağlık sorunlarına neden olan kaçak ve sahte içki vakalarının önlenmesi büyük önem taşıyor. Sorun teknik bir sorun değildir, toplumsal bir sorundur. Alkol ve alkollü içki alanını kontrol eden konuyla ilgili kurumların, sadece ölümler olduğunda değil, rutin olarak uygulanacak bir denetim planı çıkarmaları ve bu plana uygun denetimlerin aktif olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Alkollü içeceklerdeki ÖTV düşürülmeli, akılların gerisindeki alkolü yasaklama düşüncesinden vazgeçilmeli, denetimler arttırılmalıdır.
Sahte ya da kaçak içki bağlantılı metil alkol zehirlenmesi vakalarındaki artış ve sahte içki üretiminin artışının nedenlerinin araştırılması, bu nedenden kaynaklı ölüm olaylarının bir daha yaşanmaması amacıyla gerekli tedbirlerin alınması gerekmektedir.” Hüseyin Karataş
