ABD askerleri, Afganistan’dan çekildikten kısa bir süre sonra Taliban hükümeti ele geçirdi. 15 Ağustos'ta pek bir direnişle karşılaşmadan Kabil'e girmesi ve Cumhurbaşkanı Eşref Gani'nin başka yetkililerle ülkeyi terk etmesiyle tam kontrolü yeniden elde etmiş oldu. 1990'ların başından bu yana dışarıdan desteklerle Taliban ismiyle oluşturulan ve Afganistan'da şeriat kanunlarını uygularken muhaliflerine yönelik katliamlar gerçekleştiren, kadınlara dini gerekçelerle acımasızca baskılar uygulayan yönetim, 20 yılın sonunda ülkede yeniden kontrolü ele geçirdi. Değişen sistemle birlikte birçok gazeteci Afganistan’a giderek oradaki gelişmeleri dünya basınına duyurdu. Türkiye’den Afganistan’a giden gazeteci Nimet Kıraç, kadın gazeteci olarak bir ilki gerçekleştirdi. Kıraç, Türkiye’den Afganistan’a giden ilk kadın muhabir olarak yerinden bildirdi. Gazeteci Kıraç'la Türkiye’den Afganistan’a uzanan yolculuğunu konuştuk.
Bu kararımın haberciliğin bir gereği olduğunu düşünüyorum. Çalıştığım gazeteye Afganistan’a birini gönderip göndermeyeceklerini sordum. Onlarda bana "Kim gitmek ister ki?" sorusunu sordu. Bu sorunun ardından kendimi ertesi gün vize işlemleri ile uğraşırken buldum. Sonra aileme Afganistan’a gideceğimi söyledim. İlk başta pek ciddiye almayacak olacak ki bir şey demediler. Ama daha sonra vize işlemleri sırasında annem aradı ve ona vize işlemi yaptığımı söyledim. Annem o an "Şimdi mi? Ben daha sonra gidersin diye düşünmüştüm" yanıtını verdi. Bu şekilde kendimi hazırlık yaparken buldum. Meslektaşlarım ve kaynaklarım da hazırlık aşamasında bana çok yardımcı oldu.
Yola çıkmadan önce nasıl hazırlık yaptın?
Öncelikle orada lazım olacak her şeyi titizlikle ayarladım. Gültepe’den kara çarşaf, saçıma bone aldım. Bir sürü cep kuranı aldım. Orada ihtiyacım olabileceğini düşündüğüm her şeyi aldım. Kameralarımı, powerbank, yedek bataryalarımı bütün teknik ihtiyaçlarımı tamamladım.
